Yine söylüyorum; geri Kürtlük benimle büyük bir savaşın içindedir, bana karşıdır. Özel savaş, geri Kürtlükte ısrardır. Geri Kürtlükte hakim olma zihniyet ise, teslimiyettir. Zaten özel savaşın bir parçasıdır.
Özel savaş sonuna kadar gerilikte hakimiyet kurmuştur, düşman hakimiyeti altında şekillenmiştir ve düşmanın kendisidir.
Önderlik kendisini geliştirip buna karşı savaşım veriyor. Bu, kendini ispatlamıştır. Önderlik nedir? Önderlik, geri Kürtlüğün düşmanla olan ilişkilerini reddetmektir. Önderlik, düşmanla uzlaşmayandır. Bu şiddetli bir savaşımla olur. Siz geri Kürtlüğün düşmanla olan işbirliğine karşı savaşmıyorsunuz, onu bir kenara bırakıp benim Önderliksel gelişimime karşı savaşıyorsunuz. Şu anda ispatlanan bu olmuştur. Bu hastalığınız, bu eksikliğiniz düşman için bir silahtır.
Neye karşı savaşıyorsunuz? Düşmana karşı olmadığı kesin. Bu savaşınız önderliğe karşıdır ve bunu her gün yürüyorsunuz. Biz içteki düşmana karşı da savaş yürütüyoruz. İçimizde bulunan düşman, dışarıdaki düşmandan da daha güçlü. Bize karşı savaşıyorsunuz ve bu, düşmandan da daha fazla zarar veriyor. Burada özel savaş nedir? İşte, düşmanın bize karşı veremediği savaşı, biz kendimize karşı veriyoruz. Bu neye bağlıdır? İçinde bulunduğumuz hastalıktır, sizin kendinizi yürütmediğiniz, çekemediğiniz, çaresiz kaldığınız Kürtlüktür. Bunu kader olarak görüyorsunuz. Bu konuda düşman da aynı şeyi söylüyor, “sizin bu yaşamınız kaderinizdir, bu yaşamı çekeceksiniz” diyor. Siz de bu yaşamı kabul etmişsiniz. Nedir bu? Bu, özel savaştır ve özel savaşın başarısıdır.
Niçin siyasileşmiyorsunuz, niçin askerileşmiyorsunuz? Çünkü daha özel savaşın etkisindesiniz. Niçin kişiliğiniz gelişmiyor, büyümüyor? Bu soruyu hiç kendinize sordunuz mu? Sebebi budur. Siz kendi içinizde iç savaşı verdiğiniz zaman yücelir ve gelişirsiniz. Geri Kürtlük nedir? Düzenin Kürtlüğüdür, aile Kürtlüğüdür, aşiret Kürtçülüğüdür, bilinçsizliktir ve düşmanın kabulüdür. Dar yürek, beyinsizlik, küçük menfaatler, eski geleneklerin hepsi kendisini geri Kürtlükte buluyor ve her biri de insan için bir zincirdir, insanı kendine bağlıyor. Onun için adımınızı atamıyorsunuz.
Bakıyorum da, buradaki yaşam içerisinde hepiniz yüzeysel davranıyorsunuz. Yüzeysel olduğunuzu görüyorum. Yaşam nedir, nasıl oluşmuş, kıymeti nedir, tüm bunları bilmediğiniz gibi, cevap da aramıyorsunuz. Buradaki yaşam için verdiğimiz imkanlar çok büyüktür. Yıllarca kendinizi güçlendirebilirsiniz. Ama ne yazık ki bunun kıymetini bilmiyorsunuz. Çok daraldığınız da, çok sıkıştığınızda aklınız yeni başınıza geliyor. O zaman elinizde çare kalmıyor. Eski kişilikle yeniyi, eski yaşamla yeni yaşamı birlikte yürütmeyin. Burada siyasi ve ideolojik yönde kendinizi geliştirin.
Düşüncede, ruhta yeni olanı alamazsanız, eski alışkanlıklar sizin için ağır yük olur. Kendinizi nasıl yenileyeceksiniz? Benim fikrim, ideoloji ve siyasetimle kendinizi yenileyeceksiniz. Ayrıca o eski yapınızla kendinizi geliştiremezsiniz. Yeni yaşamı yakalayın ve başarın. Ben kendi yaşamımı yeniden yapıyorum. İnsan bir şeyler alabilir. Her şeyden önce zaafları tanıyor, dost ve düşmanı birbirinden ayırıyor, imkanları tanıyor ve adım atmasını biliyorum. Böyle olmazsanız ölürsünüz. Çünkü gücünüz yok. Geriliğinizle özel savaşın etkisi altında bir güç olmuşsunuz. Kendinize bakın, şeklen varsınız, özdeyse ölüsünüz. Kendiniz için değilsiniz. Düşman sizi hiçleştirmiş. Bunun için kendinizi yüzde yüz geliştirmelisiniz.
Size ne yapacağız, özel savaşın etkisi altında ölü bir kişiliğinizle size ne yapabilirim? Bu hepiniz için esastır. Ya yeni bir kişilik oluşturursunuz, ya da ölürsünüz. Yeni kişilik savaşımla olur, ülkeye sahip olma bilinciyle olur. Eski çocuklukla, bilinçsizlikle, hastalıklarınızla kendinize ne yapabilirsiniz? İnsan kendine ne yapabilir? Onun sonu ölümdür. Mühim olan yeniyi aramaktır. Sizde ise bu yok. Sizde eski alışkanlıkların etkisi vardır ki, bu etki özel savaşın etkisidir.
Düşman sizi çocukluktan bugüne kadar hep böyle büyütmüş. Parti ise, sizin üzerinize yeni bir yaşamla ve savaş gücüyle eğiliyor. Bunu iyi tanıyın. İnanıyorum ki, kendinizi askerileştirmek ve siyasileştirmek isteyeceksiniz. Bu savaş ancak böyle yürür. Bunun dışında fazla bir şey istemiyoruz. Sizi çalışmalara katmak istiyoruz. Sizin için yeni bir yaşam da sunuyoruz. Bunun için kıymet de veriyoruz. Sabırlı olun, hakkınızı isteyin. Partinin kıymetini çok iyi bilin.
İmkanları çok geniş tutuyorum. Hepinizden çok daha fazla yaşamla birlikteyim. Kendimi kesinlikle akışa bırakmıyorum. Kendimi kaybetmeyi, rahatlığa kaptırmayı değil, her zaman yeniyi aramayı esas alıyorum. Acaba bugün ne oldu, ne olacak kaygısını sürekli yaşıyorum ve günlerin kıymetini kesinlikle biliyorum. Onun için okuyorum, öğreniyorum. Bir günümü bile boş geçmeyi istemiyorum. Ama siz okumak istemiyorsunuz. Gözleriniz sağlam olduğu halde bunu yapmıyorsunuz. Bu benimsediğiniz yaşamla kendinizi geliştirmeniz mümkün değil.
Siz önderlikten bir şey anlamamışsınız. Ben bu kadar yıldır buradayım, hiçbir günümü boşa harcamıyorum. Olanakların kıymetini sizden yüz kat daha iyi biliyorum. Her gün çok büyük adımlar atmalıyız. Çünkü öyle olmazsa düşeriz. Sizin ucuz ölmenizi istemiyorum. Böyle bir ölümü benimsemeyin. Düşmanın dışındaki kişiliği yakalamaya çalışın. Bunun üzerine kesinlikle durmalısınız. İnsan kendini bırakmamalı, ölümü kendine layık görmemeli. Yaşamın imkanları var, buna değer verin. Savaşta, siyasi yaşamda kendinizi eğitin. Her arkadaş kendini nasıl hazırlayacağını bilmeli.
Ben her zaman ayaklarım üzerinde durabilirim, düşmana karşı her zaman savaşabilirim. Kendimi kimseye yük yapmayacağım ve her zaman çalışma istemine sahibim, savaşsız olamam, bundan sonra daha da moralli olacağım diyorum. Siz ise, moralsizsiniz. Bu yaşam içinde moralsizlik olur mu? Bunun zararlarını görmeniz gerekir. Bu son konuşma hepiniz için tecrübe olsun. Üzerinde güçlü durun ve anlam getirin. Siz yorgun değilsiniz, kendinizi yenileme imkanlarınız var. Akıllı olun, haddinizi bilin. Bu sefer üzerinizde durun, eksiklik ve yanlışlıklarınızı kaldırın, yenilik hangi yönde ise görün, kendinizi yeniden yaratın. Bunun dışında bizden bir şey istemeyin. Bizden istediğiniz tek şey, partinin ideolojisi ve siyaseti olmalıdır. Dünyada bunsuz yaşamanız mümkün değildir. Savaşta kendinizi rahat bırakmanız doğru olmaz. İdeoloji ve siyasetle güçlenirseniz, sabırlı olabilirsiniz, kendinizi idare edebilirsiniz. Bu anlamda yaşama da değer verebilirsiniz. Bunun başka türlü başarılması zordur.
Demek ki rahat bir yere değer biçilirse, bu yaşam ateş gibidir. Düşünce üretmezsen, savaşamazsın. Bunu tecrübeme dayanarak söylüyorum. Ne kadar savaşırsan, o kadar da yaşamı güçlendirirsin. Ölü gibi yaşarsan, ölüden hiçbir farkın olmaz. Ayakta kalan bir ölü gibi olunsun. Düşünsen de ölüsün demektir.
Tekrar söylüyorum; biz devrimciyiz, ben bile gün be gün kendi üzerimde duruyorum, her zaman kendimi yeniliyorum. Size de yükleniyorsam, bu hepiniz içindir, sadece kendim için değildir. Arkadaşların ruh ve düşünce gelişimi için müthiş yoğunlaşıyorum. Bunu çocuklardan tutalım da etraftaki dostlara kadar yapıyorum. Bu kadar zorluklara rağmen, onları idare etmesini biliyorum. Ben bu kadarını yapabiliyorum. Benim için devrimcilik budur. Bu aynı şekilde bir yurtseverin görevlerini yerine getirmesi için de yapılmalıdır.
Önderlik sadece söylemle kanıtlanmaz.
Benim söylediklerim ile yaptıklarım orantılıdır. Önderlik budur, benim yerim de, imkanlarım da en az sizinki kadar dardır. Ama kendime hakimim ve buna dayanarak yaşamı sürdürüyorum. Çalışmama güç veren budur. Başka türlü çalışmam mümkün değildir. Sizin gibi çalışır ve kendimi tanımazsam, bir gün bile yürümem mümkün değildir. İnsan haddini bilmelidir. Siz de Önderlik tarzını kendinize hakim kılın. Kendinizi yeniden yaratın. Bunun dışında başka bir şey istemeyin. Savaşın dışında yaşamanız mümkün değildir. Savaş içerisinde böylesi bir yaşamla hareket edip uzun süreli kalamazsınız. Verilen derslerden yararlanın, sonuçlar çıkarın.
Sizden savaş için ne isteniliyor, yaşam için ne isteniliyor, yaşam sizden ne istiyor? Bütün bunları burada almanız mümkündür. Biz parti yaşamını böyle tanıyor ve kendimizi böyle yürütüyoruz. Parti içinde diğer özellikleriniz kesinlikle yaşam hakkı bulamaz. Buna göre kendinizi haddinizi bilin ve yürüyün. Partinin çizdiği sınırlar içerisinde kendinizi tanıyamazsanız, ne isterseniz isteyin, yine de başaramazsınız. Partinin yaşam çizgisi dışında bir şey istemeyin ve kendinizi dayatmayın.
28 Eylül 1995