Bir şeyleri anlatmak gerekir, doğayı bir karıncayı, papatyayı gülü anlatmak gerekir. Bir savaşı, bir sevdayı, bir bağlılığı, bir yoldaşı, bir prensesi anlatmak gerekir ve bir insanı anlatmak gerekir. Fakat benim için bir prensesi anlatmak çok zordur. Çünkü onu anlata bilmek içim onunla yaşamak gerekir.
Evrende ki tüm canlılar, doğaları gereği doğarlar ve bir süre sonra ölürler, fakat etkileri hiç yok olmaz. Yeryüzünde ki tüm canlılar için bu böyledir. Tabi insanlar içinde, doğar çocuk olur, büyür, gençlik, yaşlılık ve sonra ölüm. Ölüp giderler tabi nasıl bir ölüm olduğu önemlidir.
Tarih boyunca ezilen halklar her zaman ölüme ve acılara mahkum olmuşlardır. Ezilen halkların tüm güzelliklerini, özgürlüklerini, özgürlük değerlerini, kendi amaçları ve çıkarları için fiziki katliamlarda dahil olmak üzere her türlü sömürüyü, çirkinliği, acımasızlığı ve ahlaksızlığı yapan insanlardır. Bu güzel dünyamızda olay ve olguları anlatmak zordur, çünkü her şeyi güzelleştiren ve çirkinleştiren yine insanlardır. Onun için onu anlatmak zor olsa gerek.
Uygarlığın başlangıcından bu güne kadar, Çin, Küba, Angola, Vietnam gibi birçok halk özgürlük ve onur mücadelelerinde çok büyük direnişler sergilemişlerdir. Mezopotamya’nın en eski halklarından olan Kürt halkı da tıpkı diğer halklar gibi onurları ve namusları için savaşıyorlar. Bu onurlu direnişimizde halkımızı ve binlerce genç güzel yoldaşımızı bu uğurda yitirdik ve halada yitirmeye devam ediyoruz. Verdiğimiz her bedelde nice yürekler yanıyor, güzelliklerimizi toprak altına koyuyoruz, biliyoruz ki bu güzellikler ancak bu topraklarda yeşerir ve güzelliklerini ardıllarına bırakabilir, yaratıcısı olabilir. Dünyanın harikalarından biri olan nemrut dağının tüm güzelliklerini kendisinde somutlaştıran küçük fakat iradesi ve sevgisi nemrut dağından büyük olan bir prensesimiz var. Prensesimiz öylesine güzel şirin ve yüce ki insanın ondan etkilenmemesi imkansız. Yaşıtları sokaklar da oynarken o zalimlerin halkın üzerindeki baskıdan nasibini almış ve ne olursa olsun buna karşı bir şeyler yapmayı kafasına koymuş. Daha çok genç bir yaşta halkı ve kendi onuru iradesi için gerilla saflarında yer almayı hedefliyor. Çünkü bu gerilla ordusu birbirine ölümden öteye bağlılık gösteren Önder Apo’nun yarattığı gerilla ordusudur.
Dersim yoldaş binlerce yıldır sömürülen, ezilen, bedeni pazarlarda satılan, bir eşya gibi görülen kadının dilini, iradesini yok sayan bu korkunç sisteme karşı verdiğimiz özgürlük savaşımımız da binlerce kadın yoldaşları gibi o da Kürdistan’ın en güzel, sarp geçit vermeyen, dağlarında savaşıyor ve mücadele veriyor. Prensesimiz de BERİTAN, MAZLUM, KEMAL, ZİLAN, SEMA, ve VİYAN yoldaşlarının bıraktığı mirası tamamlamak için hiç görmediği tanımadığı bir savaşın içinde yerini alıyor. Zamanla yaşamın gerçeği ile tanışır ve kendi gerçekliği ile yüzleşir ve büyük çelişkiler yaşar. Bu yoldaş kendini yaşama kaygısızca katar, kendi kişiliğinde büyük gelişmeler kat eder kendi savaşında ve yaşam gerçeğinde. O sözü edilen güzel ve özgür yaşamın çok büyük zorluklarla ulaşılabileceğini anlamıştır. Zorlukların ve savaşın içinde olan prensesimiz, her ne kadar genç ve tecrübesiz olsa bile zekalı, becerikli, yüreği büyük olan ve merhametli yoldaşımız, prensesimizdir. Örgütte ki iradesi, duruşu, morali, yaşama kaygısızca katılımı, büyük fedakarlığı ve en önemlisi yoldaşlarına olan büyük sevgisi yüce bağlılığı ile örnekti. Yoldaşlarına verdiği saygı ve sevgi ile herkesi çok etkiliyordu. İradesi güçlü olan özgürlüğüne olan tutkusu, ülkesine olan aşkını, yoldaşlarına olan sevgisini anlatmak mümkün değildir. Dersim yoldaş kuzeyde tanıdım onu tanıdığım zaman onun Botan’a olan bağlılığı fedarkarlığı morali yoldaşlarına olan hasreti de düşmana karşı beslediği kini ve intikam hırsı ve daha sayılamayacak birçok örnekleriyle beni çok etkiliyordu. Çünkü kuzeyde böyle yoldaşları bulmak kolay değildir. Özellikle yaşama olan bağlılığı, coşkusu, sevgisi, morali beni derinde etkiliyordu. Benim pratiğe daha çok canlı ve hareketli katılmamın nedeni prensessimizin yaşamdaki duruşuydu. Sanırım benim birçok yoldaşımda bu konumdaydı. Çünkü o bambaşka bir insandı duyguları, yüreği, sevgisini tüm yoldaşlarıyla açık ve çok dürüst yoldaştı.
Botan’a o kadar bağlıydı ki, onun Botan’a olan bağlılığını ve sevgisini anlamak çok zordur. Küçük yaşında olmasına rağmen çok zeki ve yetenekliydi. Bu zekasını herkesle paylaşmak isterdi. Yoldaşlarına nasıl yaklaşacağını çok iyi bilirdi, onun için kadın erkek fark etmezdi, herkese karşı gelir ama aynı zamanda anında arkadaşlarının gönlünü alabilecek kadar alçak gönüllüdür. Bu konularda çok yetenekli bir prensesimizdi. Duygularını herkesle paylaşır, kendini yaşama kaygısızca katardı. Çok dürüst ve doğal bir insandı. Hiçbir insan onunla tartışmalarında ve ilişkilerinde zorlanmazdı. Çünkü onun gönlünde ve yüreğinde tüm yoldaşlarının yeri vardı.
Fizik olarak bazı rahatsızları olmasına rağmen kendisini hiçbir zaman pratik işlerden uzak tutmazdı. İradesi o kadar güçlüydü ki kendi fiziğinden daha büyük işler yapabilen her zaman güler yüzlü, seve can ve moraliyle yoldaşlarına destek oluyordu.
Kış kampımızın en hareketli neşesi de sevgisiydi. Kar yağdığı dönemlerde kar savaşı yaptığınız zaman iki tarafın ortasında kalan o kısacık boyuyla saçlarıma kar yağdığı zaman savaşın ortasında kalan şirin ve güzelliğiyle kampımızın helenası ve hepimizin sevgisiydi. Dersim yoldaşı tanıyan herkes çok kısa bir süre içinde onu çok sever ve moral alırlardı.
Onun dürüstlüğü, doğallığı ve haylazlıkları herkesi çok etkilerdi. Onun yoldaşlarına karış olan sevgisi de bağlılığını Rüstem arkadaşın şehit düştüğünü öğrendiği benim kalbimde ve kulağımda hiçbir zaman çıkmayacaktır.
Dersim yoldaş çok duygusal ve doğal bir yoldaştı. Düşmana karşı verdiğimiz amansız savaşında özellikle besta alanında düşmanın bizim irademizi kırmak ve yok etmek için her türlü teknik ve saldırıları karşısında büyük direnişler yaşanıyordu. Şehitlerimiz hepimizin yüreğini yakıyor ve bizleri derinden etkiliyordu. Şahadetler dersim yoldaşı daha çok etkiliyor ve içindeki intikam alevini daha da gürleştiriyor. Tek hedefi düşmandan yoldaşlarının intikamını almaktı. Göreve gittiği zaman bile her zaman onda eksik olmadığı güler yüzlü ve neşeliydi.
Takım olarak onun yokluğuna bir türlü alışamadık ve alışmayacağız. Botanda pratik yürütüldü ve çok sevdiği bağlı olduğu botanda şehit düştü. her zaman söyledği bir sözü vardı. Botanda şehit düşmaem ok güzledir diyen yoldaş en sonunud dilediği oldu botanın sevdalı kızı istediği yerde şehit düştü.
Oda binlerce yoldaşları gibi mezopotamyanın en güzel yerinde Kürdistan dağlarında beritan zilan viyan yoldaşlarının biraktığı mirası devir aldı ve görevini tamamladı. Mirasının bizlere teslim etti. Bizde bu mirasını tamamlamak için çizdiğin özgürlük ve onurlu mücadelenin yolunda sonuna kadr yürüyeceğiz.
Ne mutlu sana seni canlarından çok seven yoldaşlarının olduğuna seni çok ama çok sevdik ve seviyoruz. Güle güle sana botanın sevdalı kızı güle güle sana katonun ve yüreğimizin plrensesi güle güle dersim yoldaş. Senin onurlu mücadelenin ve anılarını hiçbir zaman unutmayacağız.
Çok sevdiğin botanın bütün çiçekleri güzel saçlarına taç olsun.
Botanın akan bütün suları kalbin gibi saf temiz olsun.
Botanın bütün dağları senin sevdan olsun. Bütün yoldaşların senin sevgin olsun.
Botanın sevdalısı katonun prensesi seni çok seviyoruz seni hiçbir zaman unutmayacağız.
ERİŞ ŞİRVAN
Kod adı: Dersim Rezan
Adı soyadı: Medine Işıklı
Doğum tarihi-yeri: 15.12.1986 / Kahta-Adıyaman
Anne-baba adı: Zahide - Şükrü
Katılım tarihi: 1998 / İstanbul
Şahadet tarihi: 3 Mayıs Botan Besta