Basına ve Kamuoyuna!
Azad Çewlîk yoldaşımız, 3 Temmuz 2019 günü Kocaeli’nin Kandıra Zindanı’nda Türk devletinin elinde esir iken şehadete ulaştı. Azad yoldaşımızın nasıl şehadete ulaştığı araştırılıp netleştirilmeye çalışıldı. Ulaştığımız sonuçlara göre; Azad yoldaşımız, Türk devletinin elinde esir olarak tutulduğu sırada, düşmanın vahşice işkencesiyle katledilmiştir. Yapılan otopsi incelemesi ve naaşını görenlerin beyanları da bunu doğrulamaktadır. Türk devletinin elinde esir olan bir yoldaşımızın bu şekilde katledilerek şehit edilmesi, hem Türk devletinin hukukuna, hem Türk devletinin bağlı olduğu uluslararası yasalara, hem savaş hukukuna ve hem de insanlık ahlakına aykırıdır. Bir hücrede tek başına olan silahsız ve savunmasız bir özgürlük savaşçısını katletmek, aynı zamanda büyük bir namertliktir de.
Apocu fedai bir militan olan Azad yoldaşımız, hem aktif mücadele sürecinde hem de zindanda bulunduğu dönemde baş eğmeyen amansız bir direnişçi oldu. Kendisini halkımızın özgürlük mücadelesine adayan bir fedai idi. Her şart altında militanlık duruşundan taviz vermeyen Azad yoldaşımız, partimiz PKK’nin direniş çizgisine bağlı kaldı.
Şehadeti pahasına düşmana karşı sonuna kadar direnen Azad yoldaşımızın başta değerli ailesi olmak üzere tüm yurtsever Çewlîk ve Kurdistan halkımıza baş sağlığı diliyoruz. Azad yoldaşımız şahsında tüm şehitlerimizin intikamını alacağımıza ve kanlarını yerde bırakmayacağımıza söz veriyoruz.
Azad Çewlîk yoldaşımızın kimlik bilgileri şöyledir:
![]() |
Azad – İrfan Kılıç
Azad yoldaşımız Çewlîk’e bağlı Solhan ilçesinde yurtsever bir ailede dünyaya gelmiştir. Ailesinin yurtsever olması nedeniyle Kurdistanî değerlerle büyümüştür. Emekçi, çalışkan ve kendi ayakları üzerinde durabilen özellikler edinerek temel şekillenmesini almıştır. Halkımız üzerinde yürütülen soykırım siyaseti Azad yoldaşımızın da bir arayış içerisine girmesine neden olmuştur. Hareketimize duyduğu sempatiyle devrimci, yurtsever gençlik çalışmalarına katılmıştır. Bu vesileyle Rêber Apo ve Kurdistan Özgürlük Hareketimizi daha yakından tanıma fırsatı yakalamıştır. Yakaladığı bu bilinç düzeyi ile Kurdistan’ın öz değerlerinin yeniden varoluşunun adı olan PKK’ye sempati duymaya başlamıştır. 2013 yılında yakın çevresinden gerilla saflarına katılımların olması Azad yoldaşımızın da nasıl mücadele edilmesi gerektiği noktasında bir kanıya varmasına sebep olmuştur. Azad yoldaşımız bu zaman sürecinde var olan yoğunlaşmalarını ve arayışlarını derinleştirmiş, sistem ile olan çelişkilerini günden güne çözümleyerek belli bir kararlaşma düzeyine ulaşmıştır. İşgalci Türk devletinin Önderliğimizin ve Hareketimizin tüm çabalarına rağmen halkımıza yönelik soykırım politikalarını sürdürdüğünü görmüş ve mutlaka bu soykırımcı zihniyetle mücadele edilmesi gerektiğine inanmıştır. Azad yoldaşımız, işgalci Türk devleti ve onun faşist rejimlerinin tutumunun ancak varoluşumuzun ve mücadelemizin adı olan Rêber Apo’ya olan yaklaşımlarla ölçülebileceğine kanaat getirmiştir. Rêber Apo’nun fiziki özgürlüğünü elde etmeden barışın gerçeklemesinin imkânsız ve anlamsız olduğuna inanmıştır. Azad yoldaşımız, başta kadim halkımız olmak üzere tüm Ortadoğu halklarının bir arada özgür ve barış içinde yaşamanın ölçütünün Rêber Apo fiziki özgürlüğü ve ideolojisiyle olacağına inanmıştır. Azad yoldaşımız bu temelde 2015 yılında hem komploya hem işgalcilere şahsında bir cevap vermek adına halkımızın ‘Kara Gün’ olarak tanımladığı 15 Şubat gün gerilla saflarına katılmıştır. Katılımını bu tarihe denk getiren Azad yoldaşımız mücadele çizgisini ilk günden büyük bir kararlılıkla belirlemiştir.
Azad yoldaşımız, özgür yaşam alanları olan Medya Savunma Alanları’nda temel eğitimlerini başlamış, büyük bir aşk ve tempoyla yaşama ve eğitime katılmıştır. Azad yoldaşımız toplumdan ve sistemden edindiği özelliklerine isyan edercesine mücadele etmiştir. Doğru bir katılımı ve çizgi devrimciliğini kendine esas alan Azad yoldaşımız örnek bir duruş sergilemiştir. Önderliğimizin “Cücelikten yüceliğe doğru tırmanmak” belirlemesini her an’a cevap olma anlayışıyla kendisinde oluşturmaya çalışmıştır. PKK’yi sadece tanımanın bile kendisinde değişim ve dönüşüme neden olduğunu ifade eden Azad yoldaşımız, PKK saflarında 24 saat gerillacılık anlayışıyla kendini geliştirmiştir. Bireysel yetmezlikleri, başarının önündeki temel engel olarak gören Azad yoldaşımız pratiği ve mücadele anlayışıyla eksikliklerini gidermeye ve çözüm gücü olmaya çalışmıştır. Çıtasını hep yüksek tutan Azad yoldaşımız, Rêber Apo’ya ve şehitlerimize daha fazla layık ve yakın olmak için Hêzên Taybet’e geçmeye önermiştir. Hesapsız katılımı ve militanca duruşu nedeniyle bu çalışmaya kabul edilmiştir. Zîlanların fedai çizgisinin sürdürücüsü ve takipçisi olmanın kendini dirhem dirhem eritmekle mümkün olduğunu iyi bilen Azad yoldaşımız bu çizgiye layık bir pratik sergilemiştir. Rêber Apo’nun fedai bir militanı olmak için elinde gelenin fazlasını yapmaya çalışmış ve kendisini her hücresine kadar örgütleyerek özgürlüğe adanmıştır. Geç katılımını büyük bir şanssızlık olarak ifade eden Azad yoldaşımız, sistemin Hareketimize ulaşmaya çalışanların önüne koyduğu engelleri ancak büyük bir örgütlülükle aşabileceğini bilince çıkarmıştır. Devrimci Halk Savaşı’nın etkili yürütülmesinin de ancak bu örgütlülükle sağlanabileceğine inanmıştır. Bunun için toplumu örgütlemenin de ancak Rêber Apo’nun ideolojisiyle oluşan fedai kadro ve militanların öncülüğüyle mümkün olduğunu fark etmiştir. Kendini ideoloji ve askeri konularda donatan ve dönemin ruhuna uygun hareket eden Azad yoldaşımız yeteneğini, inisiyatifini ve kararlarını bu esas üzerinde geliştirerek yetkin bir gerilla olmuştur. Özü, sözü bir olan Azad yoldaşımız her zaman Önderliğimizin ideolojisini ve fedaice yaşamını kendine mihenk taşı yapmıştır. Yaşamdaki coşkulu, emekçi ve samimi katılımı ile tüm yoldaşlarının sevgisini ve takdirini kazanmıştır. Azad yoldaşımız, yoldaşları arasında her zaman daha fazla çalışan ve emek veren, yaşama komünal ve kolektif bir şekilde katılarak zenginleştirmiştir.
Hızlı anlayan ve anladıklarını hemen pratiğe geçirerek yaşanan tarihi sürece cevap olmak isteyen Azad yoldaşımız bu temelde bazı kritik çalışmalar için Türkiye metropollerine geçmiştir. Görevde bulunduğu bu süreç içerisinde talihsiz bir şekilde düşmana esir düşmüştür. Partimiz PKK’nin Amed Zindanı’nda Mazlum Doğan, Dörtler, Hayri Durmuş, Kemal Pir, Akif Yılmaz ve Ali Çiçek öncülüğünde geliştirdiği direniş çizgisine bağlı kalan Azad yoldaşımız düşmanın tüm işkence ve baskılarına rağmen fedailik duruşundan taviz vermemiştir. Direnişin mutlaka zaferi getireceğine olan inançla elindeki en küçük imkanlarla direnen Azad yoldaşımız, bir an bile düşmana boyun eğmemiştir. Yoldaşımızın militanca duruşu hiçbir şekilde kıramayacağını anlayan soykırımcı Türk devleti her defasında Azad yoldaşımıza yönelik işkencelerin dozajını artırmıştır.
3 Temmuz 2019 günü Kandıra Zindanı’nda bulunduğu sırada yine düşman saldırısına uğrayan Azad yoldaşımız vahşice işkence edilerek katledilmiştir. Her türlü zorlu şartlar altında bile fedailik çizgisinden ödün vermeyene Azad yoldaşımız mücadele geleneğimize denk bir duruşla direnerek şehadete ulaşmıştır. Yoldaşları olarak Azad Çewlîk yoldaşımız şahsında tüm şehitlerimizin anılarına bağlı kalacağımızın ve mutlaka amaçlarını gerçekleştireceğimizin sözünü veriyoruz.
27 Temmuz 2023
HPG Basın İrtibat Merkezi
Basına ve Kamuoyuna!
Destansı bir direnişin yaşandığı Medya Savunma Alanları’na yönelik işgalci Türk ordusunun son üç yılda gerçekleştirdiği ağır saldırılarda yeni dönem gerillacılığının öncü militanlarından olan Zagros yoldaşımız 2023 yılının başında; Darav, Egîd ve Salar yoldaşlarımız 2022 yılında; Cûdî yoldaşımız ise 2021 yılında şehadete ulaştı.
Her biri özgürlük mücadelemizin öncü militanları olarak, bulundukları alanlarda işgalci Türk ordusunun tüm saldırılarına karşı yüksek Apocu irade ve kararlılıkla mücadele eden yoldaşlarımız, son nefeslerine kadar özgürlük değerlerine bağlı kalmayı başararak ölümsüzleştiler.
Zagros, Darav, Egîd, Cûdî ve Salar yoldaşlarımızın başta değerli aileleri olmak üzere tüm yurtsever Kurdistan halkımıza başsağlığı diliyor, şehitlerimizin özgür Kurdistan hayalini gerçekleştireceğimizin sözünü bir kez daha yineliyoruz.
Şehadete ulaşan yoldaşlarımızın kimlik bilgileri şöyledir:
![]() |
Kod Adı: Zagros Çekdar |
Zagros – Mesut Celal Osman
![]() |
Kod Adı: Darav Feraşîn |
Darav – Bedîrxan Abi
![]() |
Kod Adı: Egîd Gever |
Egîd – Yılmaz Bayram
![]() |
Kod Adı: Cûdî Berxwedan |
Cûdî – Abdulselam Yıldız
![]() |
Kod Adı: Salar Atakan |
Salar – Murat Asan
Zagros yoldaşımız, Rojavayê Kurdistan’ın Dirbesiyê şehrinde dünyaya geldi. Rêber Apo’yu, Apocu hareketi, onun öncü kadrolarını tanıyan ve bu harekete gönül veren yurtsever bir aile ortamında büyüdü. Bu nedenle Kurdistan Özgürlük Mücadelesi’ni çocuk yaşlardan itibaren tanıdı ve bu mücadelenin içinde büyüdü. BAAS rejiminin Kürt halkının varlığını, dilini ve kimliğini yok sayan uygulamaları Zagros yoldaşımızda derin bir sorgulamanın ve güçlü kimlik arayışının gelişmesine yol açtı. Bu arayış ve sorgulamaları temelinde mücadeleye atılan yoldaşımız, yurtsever devrimci gençlik çalışmalarındaki yerini aldı. Kurdistan’da partisiz, yani öncü bir güç olmaksızın bir yaprağın dahi kımıldamayacağını bilen Zagros yoldaşımız, var gücüyle Kürt gençlerinin örgütlenmesi ve mücadeleye seferber olması için çalıştı. 2010 yılında Apocu harekete katılarak, profesyonel bir devrimci olma sözü verdi. Ortadoğu’da halkların baharının geliştiği bir süreçte, en örgütlü gücün en büyük devrimci gelişmeleri ortaya çıkaracağının bilincinde olan Zagros yoldaşımız, Rojavayê Kurdistan’a geçti. Doğduğu topraklara giderek, içinde yetiştiği toplumun özgürlüğü için çalıştı. Rojava Özgürlük Devrimi’nin gerçekleşmesine bizzat tanıklık etti, bu devrimi gerçekleştiren devrimcilerden biri olmanın gururunu ve sevincini yaşadı. Toplumun en dinamik ve öncü gücü olan gençlik içerisinde, küçük büyük demeden her görevi aşkla üstlendi. Kürt halkından Arap halkına kadar, Rojavayê Kurdistan’daki tüm halkları örgütlemeyi esas aldı. Milliyetçilik hastalığının panzehiri olan demokratik ulus anlayışıyla hareket ederek, Rojavayê Kurdistan ve Kuzey Doğu Suriye’nin her yerinde faaliyet yürüttü.
Öncülük görevini daha etkili yerine getirmek, Apocu paradigmada derinleşmek, mücadele sorunlarına çözüm bulmak, cins ve sınıf savaşını daha etkili yürütebilmek için Mazlum Doğan Parti Merkez Okulu’nda eğitime dahil oldu. Apocu ideolojide derinleşerek önemli bir bilgi ve birikim düzeyine ulaşmayı başaran Zagros yoldaşımız, akademi ortamına güçlü katıldı. Derinleşip yoğunlaştığı oranda, bilgi ve birikimiyle yoldaşlarının da gelişimine yol açtı.
2015 yılında askeri alana geçen Zagros yoldaşımız, Partileşmede önemli bir düzey kazanmış olan devrimci kişiliği ile erkenden komutanlaştı. Kuzey Doğu Suriye’yi özgürleştirme hamlelerinin çoğunda yer aldı. Bir kez Halep’te başından mermi alarak ağır yaralandı, bir kez de Reqa’da vücuduna şarapnel parçası alarak yaralandı. Fakat her seferinde iyileşip, daha büyük bir istek ve heyecanla görevinin başına döndü. Kuzey Doğu Suriye topraklarını DAİŞ çetelerinden temizleme hamlelerinde savaşçılıktan tim, bölge ve eyalet komutanlığı üyeliğine kadar her düzeyde yer aldı. Örgütsel kültürü kişiliğinde oturtan, askeri disiplini yaşamının her anına hakim kılan ve daima tetikte olan cesur bir komutandı. Bulunduğu alanda denetim ve sistem oluşturmada öncülük yaptı, Parti ahlakını ve örgütsel işleyişi hakim kıldı. Zagros yoldaşımız mütevazı ve alçakgönüllü karakteri, yapıcı üslubu, çözümleyici tarzıyla yoldaşlarının her sorununa çözüm yaratabilen ve yol gösteren örnek bir komutandı. Arap halkımızın gençlerinin eğitimine, bilinçlenip örgütlenmesine ve doğduğu toprakları savunmasına yardım etti. Bu anlamda önemli bir rol oynadı.
Zagros yoldaşımız, doğduğu topraklarda gençlik çalışmalarından cesur savaşçılığa, tim komutanlığından eyalet komutanlığı üyeliğine kadar birçok görevi başarıyla yerine getirdi. Halkına ve ülkesine layık bir pratik sergilemenin gönül rahatlığıyla 2018 yılında yüzünü Kurdistan dağlarına döndü ve gerilla saflarına katıldı. Önemli bilgi ve birikimini gerillaya aktarmak, aynı zamanda dağda yürütülen mücadelenin inceliklerini ve tarzını yakalayabilmek için Haki Karer Akademisi’nde eğitim sürecine dahil oldu. Burada da, olgun kişiliği ve öncü duruşuyla yoldaşlarının sevgi ve saygısını kazanıp, önemli görevlere hazır olduğunu kanıtladı. Eğitim sürecini başarıyla tamamlayan Zagros yoldaşımız, yeni dönemde rol oynayıp özgürlük mücadelemize ivme katacak bir komutan olarak Medya Savunma Alanları’nda eyalet komutanlığı üyesi düzeyinde görev üstlendi. Aldığı görevi başarıyla gerçekleştirip, üzerine düşen sorumluluğun hakkını verdi. Özel görev ve çalışmalarda da bulunan Zagros yoldaşımız, bu çalışmaların da hakkını veren örnek bir komutan oldu.
Zagros yoldaşımız, Medya Savunma Alanları’nda görevi başında iken 2023 yılında gerçekleşen bir düşman saldırısında şehadete ulaştı.
Darav yoldaşımız, Feraşîn zozanlarında, yurtsever Gewda aşiretine mensup bir ailede dünyaya geldi. Fakat soykırımcı sömürgeci Türk devletinin baskı ve zulümleri sonucunda köyleri yakılıp yıkıldı, Feraşîn zozanlarındaki halkımız zorla göçertildi. Ailesi ile Wan’ın Xaçort mahallesinde, yurtsever bir ortamda büyüdü. Gewda aşiretinin ve Xaçort mahallesinin yurtseverliği Darav yoldaşımızın kişiliğinin şekillenmesinde etkili oldu. Küçük yaşta iken Kurdistan Özgürlük Mücadelesi’ni tanıdı, halkının amansızca verdiği varlık ve özgürlük savaşının farkına vardı. Türk devlet okullarında 11 yıl boyunca okudu, fakat daha sonra bu okulların Kürtleri asimile etmekten başka bir rol oynamadığını kavrayınca bıraktı. Dayısı Darav Feraşîn yoldaşımızın 2006 yılında Besta’da şehadete ulaşması, Darav yoldaşımızı derinden etkiledi ve mücadeleyi daha yakından tanımasına yol açtı. Şehitlerin izinden yürümek, silahlarını yerde bırakmamak ve mücadeleyi yükseltmek gerektiğine inandı. Bu inançla mücadeleye atılan Darav yoldaşımız, yurtsever devrimci gençlik çalışmalarında yer aldı, eylemlere katıldı ve serhildanlarda rol oynadı. Xaçort mahallesinde düşmana geçit vermeyen ve serhildanlara öncülük eden küçük generallerden biri oldu. Gençlik komiteleri kurup Kürt gençlerinin örgütlenmesinde ve mücadeleye katılmasında misyon sahibi oldu. Devrimci halk savaşımızın önemli bir çıkış yaptığı 2011 yılında yüzünü Kurdistan dağlarına dönerek gerilla saflarına katıldı ve şehit dayısının ismini aldı.
Doğduğu Feraşîn zozanlarında gerillaya katılan Darav yoldaş, gerillaya katılımını ikinci doğuşu olarak ele aldı. Bir süre Feraşîn’de kaldıktan sonra Zap’a geçti. İlk gerilla eğitimini burada aldı, tecrübelerini Zap’ta kazandı. Zap’ın tarihi direniş mirasını, engin gerilla tecrübesini, asi coğrafyasını gerillacılığın öğrenildiği büyük bir okul olarak ele alan Darav yoldaşımız, erkenden gelişme kaydetti. Kendi ayakları üzerinde durmayı, başarıya odaklanarak sonuç alıcı iş yapmayı öğrendi. Eylemlerde ve alt yapı hazırlıklarında yer alarak mücadelenin nasıl örgütlendirilip yürütüldüğünü öğrendi. Kendisini ideolojik olarak da geliştirip yetkinleştirmeye odaklanan Darav yoldaşımız, Rêber Apo’nun ideoloji ve felsefesini büyük bir aşkla okuyup öğrendi. Apocu militanlığın insanları kendisine hayran bırakan büyük meziyetlerini bir bir kişiliğine yedirerek profesyonel devrimci olma yolunda önemli bir mesafe kaydetti.
2013 yılında Qendîl’e geçip orada pratiğe devam etti ve 2015 yılına kadar da Qendîl’de kaldı. Daha sonra Mazlum Doğan Parti Merkez Okulu’na giderek akademi ortamında eğitime katıldı. Sistematik eğitim ve yoğunlaşma sürecini güçlü bir biçimde değerlendiren Darav yoldaşımız, hem pratik sürecin muhasebesini yaptı hem de kendisini yeni dönem görevlerine hazırladı. Eğitimini başarıyla tamamladıktan sonra Partimizin önder kadrolarının güvenliğinde yer alarak önemli bir sorumluluk üstlendi. Partimiz PKK’nin, Kurdistan Özgürlük Mücadelesi’ni nasıl yürüttüğünü, örgütsel çizgi mücadelesinin veriliş tarzını, Apocu paradigmanın yaşamsallaştırılmasını yakından görüp önemli tecrübeler edindi. Bu dönemi mücadele yaşamının önemli bir dönüm noktası ele alarak, devrim yürüyüşünü hızlandırıp daha etkili katıldı.
Mazlum Êzidî halkımızın, DAİŞ’in faşizan soykırım saldırılarıyla yüz yüze kalıp büyük bir katliamın eşiğine geldiği süreçte, Darav yoldaş da silahına sarılıp Şengal’in yolunu tutan Apocu fedai militanlardan biri oldu. Büyük cesareti, tereddütsüz duruşu, pratik zekası ve askeri yetenekleriyle Şengal’i özgürleştirme temelinde gerçekleştirilen tüm hamlelerde yerini aldı. Êzidî halkımızın ve Şengal’in özgürleştirilmesinde önemli rol oynayan bir komutan haline geldi. Darav yoldaşımız, dürüstlüğü, mütevazılığı, fedakarlığı ve samimi yoldaşlığıyla örnek bir duruşa sahipti. Apocu ideolojiye, şehitlere ve halka yürekten bağlı olan Darav yoldaşımız, her şart altında mücadelenin yarattığı değerleri koruyan ve büyüten yaklaşımın sahibiydi. Mücadele içinde kendisini oldukça eğiterek ağır silah taktiğinde uzmanlaşmış, yoldaşlarına eğitim verip onları daha etkili mücadele eden bir düzeye ulaştırdı. Tüm çalışmalara büyük bir feragat duygusuyla ve hesapsızca katıldı.
Kürt halkının asil ve yiğit özünü, Apocu ideoloji ile birleştirip kişiliğinde kahramanlık düzeyine çıkaran Darav yoldaşımız, görevi başında iken 2022 yılında gerçekleşen düşman saldırısında şehadete ulaştı.
Egîd yoldaşımız, yurtseverliği ve serhildanlarıyla sembolleşen Gever’de yaşama gözlerini açtı. Yurtsever bir ailede ve ortamda büyüdü. Küçük yaşta çalışmaya başlayarak ve emek harcayarak kendi ayakları üzerinde durmayı öğrendi. Gever gibi sürekli serhildan halinde olan bir halkın içinde büyümesi, Egîd yoldaşımızın da direnişçi bir karaktere sahip olmasına yol açtı. Türk devlet faşizmini ve Kürt halkına uyguladığı terörü yakından görüp yaşayan Egîd yoldaşımız, güçlü bir düşman bilincine kavuştu. Sömürgeci, soykırımcı Türk devletinin, Kürt halkına yeminli düşman olmasını ve kökünü kazımak için hunharca saldırmasını asla kabul etmedi. Türk devletinin uygulamalarına duyduğu tepki ile arayış içerisine girdi ve mücadele etmeye karar verdi. Bu temelde yurtsever devrimci gençlik çalışmalarına katıldı. Gençliğin örgütlenip mücadele gücü haline gelmesinde rol oynadı, önemli öz savunma eylemlerine katıldı.
Egîd yoldaşımız, 2010 yılında Kurdistan Özgürlük Gerillası olma kararlılığına ulaşarak, Cîlo’da saflarımıza katıldı. Cîlo gibi zorlu bir coğrafyada, Bakur koşullarında 4 ay boyunca pratik faaliyet yürüttü. İlk eğitim ve tecrübesini Bakur ortamında aldı. Pratikle iç içe edindiği tecrübeler Egîd yoldaşımızın, devrimci yürüyüşünün temeli haline geldi. Daha sonra Medya Savunma Alanları’na geçen yoldaşımız, burada hem pratik faaliyetlere katıldı hem de gerilla taktiklerinde uzmanlaşmak için akademik eğitim gördü. Suikast taktiğinde uzmanlaşan Egîd yoldaş, yaşadığı güçlü yoğunlaşma ve eğitimden aldığı birikimle Zagroslar’ın yolunu tuttu. Zagroslar’da, özellikle de Şemzînan ve Gever bölgelerinde 5 yıl boyunca aralıksız bir biçimde mücadele etti. Ağırlıklı olarak öz savunma çalışmalarına yer alıp, halkımızın öz savunmasını güçlendirmeye çalıştı. Öz savunması olmayan bir halkın varlığının asla garantide olmayacağını bilerek, halkımızın varlığını korumak ve özgürlüğünü sağlayabilmek için büyük fedakarlıklar göstererek çalışma yürüttü. Egîd yoldaşımızın güven veren duruşu, sempatik mizacı, halkçı karakteri erkenden sevilmesine ve bölge halkının saygı duymasına yol açtı.
Sömürgeci soykırımcı Türk devleti, 2015 yılında halkımıza ve Hareketimize dönük topyekun soykırım saldırılarını devreye koyunca, yurtsever halkımız da düşman saldırılarına boyun eğmeyerek öz savunma temelinde direnişini örgütledi. Bu temelde gelişen Gever Özyönetim Direnişi büyük bedeller pahasına da olsa tarihe geçen önemli bir direniş destanı yazdı. Gever halkımızın soykırım saldırılarıyla yüz yüze kalması, bu toprakların ve halkın öz evladı olan Egîd yoldaşımızın tarihi bir sorumlulukla hareket etmesine ve bu direnişe dahil olmasına yol açtı. Gever’e geçerek özyönetim direnişindeki yerini alan Egîd yoldaş, YPS’nin kuruluşunda yer alarak öncü komutanlarından biri oldu. Tarihin şahitlik ettiği en orantısız koşullarda, Kürt halkının Gever’deki asil çocukları koskoca bir orduya ve elindeki tüm savaş tekniğine karşı çıplak yürekleri ile direndiler. Bu direnişin fedai öncü militanlarından olan Egîd yoldaş, direniş sürecinde 4 kez yaralanmasına rağmen, her seferinde yaralarını erkenden sarıp mücadelesine devam etti. Egîd yoldaşımızın sarsılmaz iradesi, korkusuzluğu, yüksek cesareti ve zafere olan inancı onu en zor koşullarda bile yürüten temel özellikleri oldu.
Bu direniş sürecinden sonra Medya Savunma Alanları’na geçen Egîd yoldaşımız, Apollo Akademisi’nde eğitim sürecine dahil oldu. Destansı bir direnişe şahitlik eden ve bunun öncü sorumlularından biri olan Egîd yoldaşımız, eğitimi bir muhasebe ortamı olarak ele aldı, eksik ve yetmez yanların sorgulamasını geliştirdi, özeleştirisini verip güçlü bir çıkış yapmanın çabası içerisine girdi. Aynı zamanda yanı başındaki şehit yoldaşlarından edindiği büyük birikim ve tecrübesini de yoldaşlarına aktararak önemli bir görevi yerine getirdi. Akademi eğitiminden sonra yüksek iddia ve zafer inancıyla yeni görev alanına geçti. Medya Savunma Alanları’nda değişik görev ve sorumluluklar üstlenen Egîd yoldaş, aldığı her sorumluluğun hakkını verdi. Tüm görevlerini büyük bir başarıyla gerçekleştirdi. Girişken, koparıcı ve pratikçi özellikleri ile el attığı her çalışmayı mutlaka başarmasını bildi. Askeri çalışmalardaki disiplinli duruşu ve taşıdığı fedai ruhla tereddütsüz bir yürüyüşün sahibi oldu.
Önderliğe, şehitlere, halka ve yoldaşlarına derin duygularla bağlı olan Egîd yoldaş, asla mücadele etmekten geri durmadı ve kendisini geriye çekmedi. Daima en önde olmayı, yaratıcılığı ve yeteneğiyle başarmasını bilen örnek bir komutanımızdı. Egîd yoldaşımız, halkımızın varlık ve özgürlük mücadelesi için önemli bir görevin başında iken, 2022’de gerçekleşen düşman saldırısında şehadete ulaştı.
Cûdî Berxwedan yoldaşımız, Şirnex şehrinde yurtsever bir ailede yaşama gözlerini açtı. Botan halkının kadim yurtseverlik duyguları ve güçlü toplumsal özü ile büyüdü. Cûdî yoldaşımız Türk devlet okulunda 6 yıl okuduktan sonra bırakıp bir işçi olarak çalıştı. Tarımla uğraştı, bahçıvanlık yaptı ve kendi emeğiyle yaşamayı öğrendi. Kürt halkının varlık ve özgürlük mücadelesinin bilincine erken yaşlarda varan Cûdî yoldaş, amansız bir şekilde yürütülen bu direnişe kayıtsız kalmadı. İlgi duydu, merak etti, araştırdı, Botan halkından Apocu fedai kahramanların destanlarını dinledi. Apocu harekete karşı derin bir sempatisi gelişen Cûdî yoldaş, 2011 yılında Şehîd Çîçek Kiçî arkadaşın şehadete ulaşmasıyla gerilla saflarına katılma kararı aldı. Ancak yaşı küçük olduğu için Partimiz bu isteğini geri çevirdi ve katılmasına izin vermedi. Fakat birçok asil Botan’lı genç gibi gerilla saflarına katılma kararını kesinkes vermiş olan Cûdî yoldaşımız, bu kararından asla vazgeçmedi, üç yıl boyunca bekledi ve 2014 yılında büyük özlemini duyduğu gerilla saflarına katılır. Cûdî dağında gerillaya katıldı ve Cûdî ismini aldı.
Medya Savunma Alanları’na geçen Cûdî yoldaşımız, ilk temel gerilla eğitimini burada aldı. Gerillacılığın temel ilkelerini öğrendikten sonra hızla pratiğe atıldı. Moralli kişiliği, heyecanlı karakteri ve sevimli mizacıyla yoldaşlarının sevgi ve saygı duyduğu bir yoldaş oldu. Müzikteki yeteneği ile kutlama ve morallerin belirgin yüzü oldu, güzel sesiyle yoldaşlarının hislerine tercüman oldu. Apocu ideoloji temelinde kendisini eğitip adeta yeniden yaratan Cûdî yoldaş, erkenden gelişme kaydetti. PKK yaşamına tereddütsüzce ve büyük bir feragat duygusuyla katıldı. Parti yaşamında yakaladığı düzeyi askerlik sanatında da geliştirmek için Şehîd Mehmed Goyî Operasyon Okulu’nda eğitime katıldı. Burada gerilla taktiklerine ve dönemin savaş tarzına ulaşmak için kendisini eğitti. Daha sonra adım adım önce ağır silah, sonra da suikast taktiklerinde eğitim alıp uzmanlaştı. Apocu bir gerilla olarak tüm gerilla taktiklerinde uzmanlaşmayı ve böylece tamamen profesyonelleşmeyi hedefleyen Cûdî yoldaş, büyük bir emek vererek önemli bir düzey kazandı. Komutanlık meziyetlerini de kişiliğinde yaratarak öncülük misyonuna denk bir duruşa ulaştı. Bu düzeyi ile yoldaşlarına öncülük yaptı ve askeri akademilerde dersler verip, öğrendiklerini yoldaşlarıyla paylaştı. Kendisini her yoldaşının eğitiminden sorumlu görüp, büyük bir duyarlılık ve emekle yoldaşlarının gelişmesi için yüksek bir çaba içerisinde oldu. Yoldaşını büyüterek, büyüyeceğini bilen ve bu temelde çalışan Cûdî yoldaşımız, birçok yoldaşının uzmanlaşmasında rol sahibi oldu. Her görevi, ayırt etmeksizin ve kesin başarı ölçüsüyle ele alıp başarılı olmaya çalıştı. Bulunduğu alanlarda fedai bir militan, öncü bir kadro ve o alanın temel yapı taşı olmayı başarabilen bir komutan oldu. Tim ve takım düzeyinde komutanlık görevi üstlendi ve her görevini de başarıyla tamamlayarak yoldaşlarının güvenini asla boşa çıkarmadı.
Başta Êzidî halkımız olmak üzere tüm Kürt halkının özgürlüğü için farklı alanlarda çalışıp mücadele etti. Halkımızın öz savunmasını güçlendirmenin ekmek ve sudan daha önemli olduğunun bilinciyle hareket etti ve halkımızın öz savunmasını güçlendirmeye çalıştı. Halkımızla iç içe bulunduğu yerlerde, halkımızın da sevgi ve saygısını kazanmasını bildi. Botan halkının yiğit bir evladı olarak mücadele saflarına katılan Cûdî yoldaş, emekçi karakteri, pratik zekası, zafere olan inancı, yüksek azmi ve çabasıyla uzmanlaşıp profesyonelleşmeyi başaran genç bir komutanımız oldu. Cûdî yoldaşımız, 2021 yılında Medya Savunma Alanları’nda gerçekleşen bir düşman saldırısında şehadete ulaştı.
Salar Atakan yoldaşımız, Mêrdîn’in Nisêbîn ilçesinde yurtsever bir ailede dünyaya geldi. Fakat kendisi henüz 4 yaşındayken ailesi ile birlikte Dîlok’a göç etti ve orada büyüdü. 5 kardeşin en büyüğü olan Salar yoldaşımız, güçlü bir toplumsal ahlak ve yurtseverlik duyguları ile yetişti. 9 yıl boyunca okudu, fakat ailede erkenden sorumluluk üstlenip iş yaşamına atıldı ve ailesine yardımcı oldu. Ailesinden aldığı yurtseverlik duyguları ve bilinciyle Kürt halkının verdiği özgürlük mücadelesini erkenden tanıdı. Özellikle 2014 yılında destansı Kobanê Direnişi’nde birçok çocukluk arkadaşının şehadete ulaşması, 2015 yılında Şirnex merkezinde insanlıktan nasibini almamış olan faşist Türk polislerinin katledip cenazesini askeri aracın ardından sürüklediği Hacı Lokman Birlik’ten çok etkilendi. 2015-2016 arasında Kurdistan’da gelişen Özyönetim Direnişi sürecinde Türk devletinin hunharca yaptığı katliamlara tanıklık etmesi, Salar yoldaşımızın yüreğindeki acıyı ve düşmana karşı olan öfkeyi büyüttü. Kürt halkına sınırsız düzeyde düşmanlık besleyerek saldıran sömürgeci, soykırımcı Türk devletinin pervasız terörüne karşı mücadele etme kararı verdi. Rojava Özgürlük Devrimi’nden de oldukça etkilenen Salar yoldaşımız, devrim havasını solumayı ve bir devrimci olmayı amaçladı. Bu temelde 2018 yılının sonlarına doğru güçlü bir arayış temelinde Heftanîn’de gerilla saflarına katıldı.
Şehir ortamında büyümüş olan Salar yoldaşımız, büyük bir aşk ve istekle gerilla yaşamına katıldı. Gerilladaki samimi yoldaşlık ortamı, yüksek fedakarlığı, özgürlük düzeyi yüksek ilişkileri, Kürt kadının özgür bir biçimde kendini ifade edip varlık bulması Salar yoldaşımızın büyük bir coşku ve heyecan duymasına neden oldu. Bu coşku ve heyecanla gerilla pratiğine katılan Salar yoldaşımız, dağ yaşamına çabuk uyum sağladı. Demokratik komün ortamında özgür bir birey olmanın hazzını yaşayan Salar yoldaşımız, özgürlüğün tadına vardı. Dağlarda özgürce var olmanın asil duygularını yaşayarak, gerilla saflarına katılmakla ne kadar doğru bir karar verdiğini gördü. Kendisini PKK’nin özgür yaşamına hesapsızca katarak erkenden gelişme sağladı. Bir yandan gerillanın askeri tecrübelerini alarak askerlik sanatında gelişme kaydetti, bir yanda Apocu ideoloji ile kendisini eğitti. Özellikle Rêber Apo’nun demokratik ulus anlayışını ve demokratik konfederalizm sistemini öğrenip derinliğine kavrayınca büyük bir heyecan duydu.
Farklı alanlarda önemli görevler üstlenen Salar yoldaşımız, büyük birikim ve tecrübe sahibi oldu. Tereddütsüz katılımı ve çalışkan kişiliğiyle önemli bir düzey kazandı. Askerlik sanatında gelişmek ve gerilla taktiklerinde uzmanlaşmak üzere akademilerde eğitim gördü. Orta otomatik silahlarda ve suikast taktiğinde uzmanlaştı. Salar yoldaş, dürüst, samimi ve içten yoldaşlığıyla birlikte kaldığı her yoldaşının sevgi ve saygısını kazandı, derin izler bırakmasını bildi. Cesaretli kişiliği, öğrenmeye açık yapısı, yüksek zekası, meraklı ve yaratıcı karakteri gerilla taktiklerinde yetkinleşmesini sağladı.
Edindiği birikim ve tecrübe ile sorumluluk üstlenen Salar yoldaşımız, tim komutanı düzeyinde görev üstlendi. Yoldaşlarına yol gösteren, yardımcı olan, öncülük eden, maneviyatını güçlendirip gelişmelerini sağlayan örnek bir komutan oldu. Salar yoldaşımız, özgürlük mücadelemizde parlak bir gelecek vaat eden genç bir komutan iken, 2022’de gerçekleşen talihsiz bir kaza sonucu şehadete ulaştı.
25 Temmuz 2023
HPG Basın İrtibat Merkezi
Basına ve Kamuoyuna!
Colemêrg halkımızın değerli evladı Diyar Norşîn yoldaşımız 20 Ekim 2021 günü işgalci Türk devletinin Zap’ta gerçekleştirdiği saldırıda şehadete ulaştı.
Soykırımcı sömürgeci Türk devletinin 2021 yılından itibaren Zap, Avaşîn ve Metîna alanlarına yönelik başlattığı işgal saldırıları bugün de devam ediyor. Saldırıların geliştiği ilk günden itibaren Zap alanında düşmanı karşılayan ve işgal saldırılarının daha ilk anlarından itibaren düşmana ağır darbeler vurulmasını sağlayan değerli komutanımız Diyar Norşîn yoldaş, bugün sürdürülen direnişin de emektarlarından oldu. Geliştirdiği yaratıcı tarz ve taktiklerle yeni dönem gerillacılığının öncü komutanlarından olan Diyar yoldaşımız, bizlere büyük bir mücadele mirası ve başarılması gereken görevler devrederek ölümsüzleşti.
Diyar Norşîn yoldaşımızın bizlere devrettiği devrim bayrağını O’nun şahsında tüm şehitlerimize layık olmanın sorumluluğuyla daha yükseğe taşıyacağımızın ve hayali olan özgür Kurdistan’ı mutlaka gerçekleştireceğimizin sözünü veriyoruz.
Diyar Norşîn yoldaşımızın değerli ailesi başta olmak üzere, Şehîd Rustem Cûdî kampındaki yurtsever halkımıza ve tüm Kurdistan halkına başsağlığı diliyoruz.
Diyar Norşîn yoldaşımızın kimlik bilgileri şöyledir:
![]() |
Diyar – Feyzi Kaya
Diyar yoldaşımız Colemêrg’in Marînos köyünde yurtsever bir ailede doğdu. Ailesinin ve yakın çevresinin yurtsever olmasından dolayı Diyar yoldaşımız Partimizi çocukken tanımaya başladı. Yakın akrabalarından gerilla saflarına katılımların olması, gerillanın tüm Botan ve Colemêrg bölgelerinde hakim olması, Diyar yoldaşımızın gerillaya ilgi duymasına neden oldu. Gerillayı görmek, onlara dokunmak en çok arzuladığı şeyler oldu. Diyar yoldaşımız ve değerli ailesi gibi halkımızın yediden yetmişe PKK etrafında kenetlenmesi, gerillayı özgürlüklerini sağlayacak tek güç olarak görmesi düşmanın on yıllardır sürdürdüğü soykırım politikasına ağır darbe vurdu. Bundan dolayı düşman her türlü baskı ve şiddeti uygulayarak halkımızı haklı davasından vazgeçirmeye çalıştı. Onurlu duruşundan bir an bile taviz vermeyen binlerce insanımız düşmanın bu uygulamalarına karşı ülkelerini terk etme pahasına dahi olsa onurlarını korumakta ısrar etti. Bunun için on binlerce yurtsever insanımız Başûrê Kurdistan’a göç ederek kendilerine yeni bir yaşam kurmanın çabasına girdi. Göç eden bu insanlarımızın içinde Diyar yoldaşımızın yurtsever ailesi de bulunmaktaydı. Birkaç kampı dolaştıktan sonra Maxmûr Kampı’na yerleşen halkımız, burada yeni bir yaşam kurdukları gibi, Kurdistan’ın asi dağları gibi başları dik bir şekilde mücadele ederek düşmana en anlamlı cevabı verdi. Diyar yoldaşımızın çocukluğu da yeni yerleştikleri Maxmûr Kampı’nda geçti. Burada okula giderek anadili ile eğitim gördü. Kendi kültürünü doyasıyla yaşama imkanı bularak düşmanın soykırım cenderesinden çıkmanın ve kendi olmanın mutluluğunu yaşadı. Aynı zamanda ailesi ile birlikte halkımızın yaşadığı acı, sürgün ve katliamlar nedeniyle sömürgeci Türk devletine karşı büyük bir öfke duydu. Bu öfkesini dili, kültürü ve tarihi değerlerine daha fazla sahip çıkarak anlamlandırdı. Fakat her zaman yüreğinde gerillaya katılmayı ve düşmana halkımıza yönelik politikalarından dolayı hesap sormayı saklı tuttu ve bunu gerçekleştireceği günü sabırsızlıkla bekledi. Önderliğimize yönelik gerçekleşen Uluslararası Komplo’ya ve “Güneşimizi Karartamazsınız” eylemlerinde yaşanan şehadetlere cevap olmak için 1999 yılında gerilla saflarına katılma kararı alan Diyar yoldaşımız, yaşının küçük olmasından dolayı bu istemini gerçekleştiremedi. Amacına olan bağlılığı sayesinde yoğunlaşmalarını sürdüren yoldaşımız, bu sefer 2001 yılında yüzünü Kurdistan dağlarına döndü ve gerilla saflarına katıldı.
Aynı yıl Kato alanında şehadete ulaşan amcası Diyar yoldaşımızın ismini alan yoldaşımız, şehitlere bağlılığını onların mücadelesini devralıp daha da büyütmekten geçtiğinin derin bilincinde oldu. Mücadele yaşamı boyunca bu ilke ile hareket eden Diyar yoldaşımız, her geçen gün kendisini geliştirerek yetkin bir gerilla olmayı başardı. Daha sonra 2005 yılında Mêrdîn alanında şehadete ulaşan akrabası Norşîn–Zahide Kurt yoldaşımızın da adını alarak Diyar Norşîn olarak mücadelesine devam etti. Aldığı eğitimlerle birlikte kendisini askeri ve ideolojik anlamda geliştirmeyi esas alan yoldaşımız, özellikle askeri sanata olan ilgisi sayesinde önemli yoğunlaşmalar yaşadı. Düşmanın başta Önderliğimiz olmak üzere halkımıza ve gerillaya yönelik gerçekleştirdiği saldırılara ancak güçlü bir gerilla direnişi ile cevap verilebileceğini bilen yoldaşımız, gerilla taktikleri konusunda derinleştikçe zengin eylem tarzları geliştirmeyi başardı. Garê alanı başta olmak üzere Metîna, Qendîl, Zagros, Zap ve Xakurkê alanlarında gerillacılık yapan Diyar yoldaşımız, 2014 yılına kadar savaşın en yoğun yaşandığı bölgelerde yer alarak işgalcilere karşı amansız bir mücadelenin içinde oldu. İşgalci Türk ordusuna yönelik gerçekleştirilen birçok eylemde yer alan yoldaşımız, bu eylemlerdeki cesareti, fedakarlığı ve tereddütsüz bir şekilde düşmanın üzerine yürümesi ile tüm yoldaşları için örnek bir militan oldu. Yer aldığı eylemlerdeki başarıları nedeniyle yoldaşları tarafından ödüllendirilen Diyar yoldaşımız, aldığı moral ve güçle mevcut katılımını daha da geliştirmeyi esas aldı. 2007 yılında Mazlum Doğan Kadro Okulu’nda, 2012 yılında da Haki Karer Akademisi’nde eğitim gören Diyar yoldaşımız, bu eğitimlerde Önderlik ideolojisi ve felsefesinde derinleşmeyi esas aldı. Önderliğimizin geliştirdiği Demokratik, Ekolojik ve Kadın Özgürlükçü Paradigma çerçevesinde kişiliğini ele alan yoldaşımız, yaşadığı derinlikli yoğunlaşmalarla sistemin üzerinde yarattığı etkileri atarak, özgür bir birey ve militan olmanın çabasında oldu.
DAİŞ çetelerinin 2014 yılında Kobanê’ye yönelik bir saldırı gerçekleştirmesi ve böylece Rojava Özgürlük Devrimi’ni boğmaya çalışması üzerine binlerce militan gibi Diyar yoldaşımız da hem halkımızı hem de halkların özgürlük umudu haline gelen Rojava Özgürlük Devrimi’ni korumak için Kobanê’ye geçti. Burada çetelere karşı geliştirilen destansı direnişte yer alan yoldaşımız, düşmanla göğüs göğüse çarpışarak halkımıza karşı görevini layıkıyla yapmaya çalıştı. Yaşanan çatışmalarda karnından yaralanan Diyar yoldaşımız bir süre tedavi gördü. Tedavi sürecini de yoğunlaşarak geçiren yoldaşımız kendisini daha ağır bir mücadele sürecine hazırladı. Soykırımcı Türk devletine karşı mücadele etme istemi sayesinde yaralarını hızla iyileştiren yoldaşımız tekrar Medya Savunma Alanları’na geçti. Burada bir süre kaldıktan sonra bu sefer yüzünü gerilla savaşımızın merkezi Botan’a döndü. Özellikle Özyönetim Direnişi sırasında düşmanın halkımıza yönelik gerçekleştirdiği katliamların hesabını sormayı kendisine ilke edinen yoldaşımız, büyük bir öfke ve hesap sorma temelinde pratiğe katıldı. Botan alanında gerçekleştirilen birçok eylemde yer alan Diyar yoldaşımız düşmana vurduğu her bir darbe ile şehitlerimizin intikamını aldı, er ya da geç mutlaka soykırımcı Türk devletinden hesap sorulacağını başarılı pratiği ile gösterdi. Botan alanından tedavi amaçlı yine Medya Savunma Alanları’na dönen Diyar yoldaşımız, 2018 yılında bir kez daha Haki Karer Akademisi’nde ideolojik ve askeri eğitim aldı. Bu eğitim sürecinde 6 yıllık pratiğini sorgulama ve bundan gerekli dersleri çıkarma imkanını bulan Diyar yoldaşımız; yaşadığı yoğunlaşmalarla eksikliklerini açığa çıkararak, gerillanın yeniden yapılandırılması çalışmalarına tüm benliği ile katıldı. Önemli görev ve sorumluluklar üstlenen Diyar yoldaşımız bölge komutanı olarak Zap alanına geçti. Zap alanında bugün de devam eden direnişin temeli olan savaş tünellerinin yapımından, yoldaşlarının Apocu birer militan olarak eğitilmelerine kadar üzerine düşen bütün sorumlulukları başarılı bir şekilde yerine getirdi. Düşmanın Zap’a yönelik gerçekleştirdiği saldırılara karşı, birçok eylemin örgütlenmesini yapan Diyar yoldaşımız; tereddütsüz ve kaygısız savaş tarzını yoldaşlarına da aşılayarak başarılı eylemlerin gerçekleşmesini sağladı. Düşmanı takip etmeyi ve yeri geldiğinde etkili bir şekilde vurmayı ustalıkla başaran yoldaşımız, bu tarzı ile hareketli gerilla timlerinin başarılı olabileceğini çok önceden gösterdi.
Düşmanın 2021 yılından itibaren Avaşîn, Metîna ve Zap alanlarına yönelik gerçekleştirdiği saldırılara karşı, her an hareket halinde olan ve düşmana darbe vurma fırsatı kollayan Diyar yoldaşımız, daha o dönemlerden itibaren Zap’ın direniş kalesi olacağını ispatladı. Yaşamı, savaştaki cesareti ve yoldaşlarına verdiği değerle tüm yoldaşlarının sevgi ve saygısını kazanan değerli komutanımız Diyar Norşîn yoldaş 20 Ekim 2021 günü Zap alanında gerçekleşen düşman saldırısında şehadete ulaşarak halkımızın özgürlük tarihindeki onurlu yerini layıkıyla aldı.
23 Temmuz 2023
HPG Basın İrtibat Merkezi
Basına ve Kamuoyuna!
İşgalci Türk ordusuna karşı Medya Savunma Alanları başta olmak üzere tüm Kurdistan’da yürüttüğümüz amansız mücadele kesintisiz bir şekilde devam ediyor. Düşmanın Medya Savunma Alanları’na dönük gerçekleştirdiği saldırıları fedailik çizgisindeki direnişi ile kıran Kurdistan Özgürlük Gerillası, eşsiz bedeller verme pahasına bu direnişinde ısrar ediyor ve halkımızın onurlu mücadelesini zafere taşıyacağına dair verdiği sözün gereklerini yerine getirmeye çalışıyor. Her anı büyük kahramanlıklara sahne olan bu destansı mücadelemizde Avesta Tekoşîn Haziran 2023 tarihinde, Bawer Arîn ve Zinar Serêçiya yoldaşlarımız da Temmuz 2023 tarihinde şehadete ulaştı.
Yoldaşlığa olan derin bağlılıkları ile gözlerini bir an bile kırpmadan mücadele eden ve şehadete ulaşan Avesta, Bawer ve Zinar yoldaşlarımızın başta değerli aileleri olmak üzere tüm yurtsever Kurdistan halkımıza başsağlığı diliyoruz.
Şehadete ulaşan yoldaşımızın kimlik bilgileri şöyledir:
![]() |
Kod Adı: Avesta Tekoşîn |
Avesta – Mizgîn Aşkara
![]() |
Kod Adı: Bawer Arîn |
Bawer – Mesut Demirkan
![]() |
Kod Adı: Zinar Serêçiya |
Zinar – Mihemed Abdulxanî
Avesta yoldaşımız Botan’ın yurtsever Didêrî aşiretine mensup bir ailenin ferdi olarak Sêrt’de doğdu. Mensubu olduğu aşiretin köklü kültürü ve ailesinden aldığı güçlü ahlak ile büyüyen Avesta yoldaşımız, olgun kişiliği ile ailesi ve çevresinde sevilen biri oldu. Botan’da yaşaması nedeniyle düşman baskılarını yakından hisseden yoldaşımız aynı zamanda bu düşman baskı ve katliamlarına karşı Kurdistan dağlarında direnen özgürlük gerillasının destansı mücadelesine de tanıklık etti. Kendisi de duyarlı bir genç kadın olarak halkımızın düşman işgali altında soykırım tehlikesiyle yüz yüze yaşadığını erkenden fark etti. Sömürgeci Türk devletinin her geçen gün soykırım politikalarını daha ince yöntemlerle devreye koyması ve aslında kuruluş felsefesi olan Kürt’ün inkarını sürdürmede ısrar etmesi, bunun için her türlü ahlak dışı uygulamaları Kurdistan’da gerçekleştirmesi binlerce Kürt genci ve kadını gibi Avesta yoldaşımızın da büyük tepkisine yol açtı. Yine toplumda kadına yönelik ayrımcı yaklaşımların sürmesi ve bunların bizzat devlet eliyle desteklenmesi Avesta yoldaşımız için mücadele gerekçesi oldu. Bunun için Avesta yoldaşımız bu soykırımcı düşmana karşı mutlaka mücadele saflarında yer alması gerektiğine karar verdi. Bu temelde ilk olarak kadınların uğradığı şiddet ve haksızlıklarla mücadele eden bazı sivil toplum kuruluşlarında yer aldı. Daha sonra özgür kadın hareketi ve devrimci gençlik çalışmalarında yer alarak her geçen gün mücadelesini daha da büyüttü. Fakat düşmanın başta kadınlar ve gençler olmak üzere tüm Kürt toplumu üzerindeki baskı ve şiddet politikalarında ısrar etmesi Avesta yoldaşımızın farklı mücadele yöntemleri için arayışa girmesine neden oldu. Bu temelde yoğunlaşma ve arayışlarını daha da somutlaştıran Avesta yoldaşımız kendisini gerilla mücadelesine daha yakın hissetti. Özellikle mensubu olduğu aşiretten gerilla saflarına katılımların olması ve şehadetlerin yaşanması Avesta yoldaşımızı derinden etkilediği gibi, mücadele tarzını belirlemesine de yardım etti. 2014 yılında belli bir karar düzeyin ulaşan Avesta yoldaşımız yaşadığı yoğunlaşmaları pratikleştirmek için yüzünü Garzan dağlarına dönerek gerilla saflarına katılma kararı aldı.
Yıllardır hayalini kurduğu gerillaya Garzan’da katılan yoldaşımız ilk eğitimlerini burada aldı. Bakurê Kurdistan şartlarında yeni savaşçı eğitimi aldı, yoldaşlarından yılların tecrübelerini edindi. Aldığı eğitimlerle hem askeri hem de ideolojik anlamda yetkinlik kazanan Avesta yoldaşımız, güçlü bir şekilde pratik çalışmalara dahil oldu. Gerilla yaşamından ve gerillanın yoldaşlık ilişkilerinden derinden etkilenen yoldaşımız yeniden doğarcasına yaşama canlı, heyecanlı ve coşkulu katıldı. Yoldaşlarını ve yoldaşlık bağlarını belirleyen Apocu ilke ve ölçüleri her şeyin üstünde tutan Avesta yoldaşımız, militanca duruşu ve özlü yaşamıyla örnek bir YJA Star gerillası oldu. Kendisini eğitmeyi ve bu eğitimlerden aldığı bilgileri yaşamının bir parçası haline getirmek için yoğun bir çaba veren Avesta yoldaşımız, erkek egemenlikli sistemin yarattığı ve kadın özüyle uyuşmayan özelliklerinden bir bir sıyrılmaya başladı. Bu geleneksel ve kadını kölelik statüsünde tutan özelliklerden kurtuldukça daha da özgürleştiğini fark eden yoldaşımız bu çabalarını daimi kılarak özgürlükteki ısrarını ortaya koydu.
Avesta yoldaşımız 2015 yılının sonlarına doğru yaklaşık bir buçuk yıllık başarılı Garzan pratiğinin ardından Medya Savunma Alanları’na geçti. Medya Savunma Alanları’nda ilk olarak Heftanîn bölgesinde çalışmalara katılan yoldaşımız, işgalci Türk devletinin Hareketimize ve halkımıza yönelik 24 Temmuz 2015 gününden itibaren topyekûn imha saldırıları geliştirmesi üzerine bulunduğu alanda gerçekleştirilen eylemlere etkili bir katılım sağlayarak cevap verdi. Bu eylemlerdeki başarıları nedeniyle yoldaşlarının saygı ve takdirini kazanan yoldaşımız yaşamıyla olduğu kadar savaşçı yapısıyla da öncü bir YJA Star militanı oldu. Heftanîn alanında birçok eyleme komutan olarak katılan yoldaşımız bu eylemlerde elde ettiği başarılarla düşmanın ağır darbeler almasını sağladığı gibi yoldaşlarına da cesaret ve güven verdi. Düşmanın Hareketimizi tasfiye etmek için saldırılarını giderek boyutlandırması üzerine Avesta yoldaşımız profesyonel bir gerilla olmak için her bir özgürlük gerillasının kendisini bir branşta uzmanlaştırması gerektiğine inandı. Bu temelde iki yıllık başarılı Heftanîn pratiğinin ardından gerillanın yeniden yapılandırılması için geliştirilen askeri akademilere dahil olarak kendisini ağır silahlar branşında eğitti. Aldığı askeri teknik eğitimin yanında kendisini ideolojik olarak da geliştiren yoldaşımız Önderlik felsefesinde daha fazla derinleşmeye başladı. Önderlik ideolojisinde derinleştikçe kendisini Rêber Apo’ya daha yakın hissetmeye başladı. Her anında Rêber Apo ile yaşama çabasında olan yoldaşımız, Önderliğimiz üzerinde her geçen gün derinleştirilen tecride karşı büyük bir öfke duydu. Bu öfkesini ancak eyleme dönüştürerek Rêber Apo ve şehitlerimize layık olabileceğini bilen Avesta yoldaşımız, bu sefer yüzünü Şehîd Bêrîtan’ın mekanı olan Xakurkê’ye döndü. Xakurkê alanında da öncü katılımıyla örnek bir YJA Star militanı olan Avesta yoldaşımız, bu alanda da düşmanın işgal hayallerine büyük darbeler indirilen birçok eylemde yer alarak düşmana olan öfkesini eyleme aktarmayı başarmıştır.
Düşmanın Metîna, Zap ve Avaşîn alanına yönelik başlattığı tasfiye amaçlı saldırılarına karşı Xakurkê’den Metîna alanına geçen yoldaşımız burada hareketli gerilla timlerinin içerisinde yer alarak düşman saldırılarına cevap verdi. Girê Hakkarî başta olmak üzere Metîna’nın birçok alanında direnişe öncülük eden yoldaşlarımızdan olan Avesta yoldaşımız; yoldaşlığındaki sadeliği, katılımındaki tereddütsüzlüğü ve zafere olan büyük inancıyla öncü bir YJA Star militanı olarak özgürlük mücadelemizdeki yerini aldı.
Bawer yoldaşımız Kurdistan’ın yurtsever, köklü aşiretlerinden biri olan ve bağrından birbirinden değerli birçok kahraman çıkararak halkımızın özgürlük mücadelesine gönderen Giravî aşiretine mensup bir ailede doğdu. Mensubu olduğu aşiretin ve yaşadığı Wan şehrinin yurtsever devrimci karakterinden dolayı partimiz PKK’yi çocukluğunda tanıma şansı buldu. Gençlik dönemlerinde hem sistem okullarında hem de sportif faaliyetlerdeki yetenekleriyle öne çıkan Bawer yoldaşımız, her zaman kendi dilini özgürce konuşamamanın, kendi kültürünü dilediğince yaşayamamanın eksikliğini hissetti. Bunun sebebinin Kurdistan’da sürdürülen sömürgecilik politikaları ve soykırım uygulamaları olduğunun bilincine vardı. Kendisi olabilmenin ve halkımızın özgür bir gelecek sahibi olmasının tek koşulunun bu sömürgecilik ve soykırımcılıkla mücadele etmek olduğunu iyi bilen Bawer yoldaşımız, ilk olarak kendi imkanları ile mücadele etme yoluna koyuldu. Bu temelde soykırımcı sistemin merkezleri olan okullarını bırakan yoldaşımız, böylece ilk eylemini de gerçekleştirmiş oldu. Bir süre ailesinin geçimi için çobanlık yapan ve başka işlerde çalışan yoldaşımız bu süreçte emek olgusunu ve emeğin kutsiyetini daha yakından tanıma fırsatı buldu. Sömürgeci Türk devletinin Önderliğimize yönelik işkenceleri, özgürlük savaşı yürüten gerillanın halkımız için gözünü kırpmadan bedel ödemesi ve düşmanın her gün halkımıza saldırması onurlu bir Kürt genci olan Bawer yoldaşımızın mücadele saflarına katılmasına neden oldu. Bu temelde ilk olarak devrimci yurtsever gençlik çalışmalarına dahil oldu. Wan ve Amed’de gençlik faaliyetlerini yürüten yoldaşımız başarılı bir pratiğin sahibi oldu. Soykırımcı Türk devletinin Kürt gençlerini özgürlük mücadelesinden alıkoymak ve toplum için birer yük haline getirmek için uyguladığı ahlak dışı politikalara karşı Bawer yoldaşımız büyük bir sabır ve fedakarlıkla mücadele ederek Kürt gençlerinin bilinçlenip mücadele saflarına akmasını sağladı. Teorisi ve pratiği ile tutarlı bir devrimci olan Bawer yoldaşımız, mevcut mücadele temposunun dönem ihtiyaçlarına cevap olmadığının farkına vararak mücadelesini daha da büyütmesi gerektiğine kanaat getirdi. Bunun da ancak gerilla saflarına katılarak mümkün olabileceğine inanan Bawer yoldaşımız 2015 yılında PKK saflarına, 2016 yılında da yüzünü Kurdistan dağlarına dönerek gerillaya katıldı.
Gerilladaki ilk eğitimini Metîna alanında alan Bawer yoldaşımız, kısa sürede dağ ve gerilla yaşamına uyum sağladı. Amaçtaki netliği ve tereddütsüz katılımı sayesinde ve daha önceden edindiği örgütsel tecrübeleri de kendisine temel yaparak eğitimini başarılı bir şekilde tamamladı. Bu eğitim sürecinde ideolojik ve askeri anlamda birçok şey öğrenen yoldaşımız, kişiliğinde de sistem artığı yönleri bulup onları Apocu felsefe temelinde aşmayı bildi. Bundan dolayı yaşamı, katılımı ve yoldaşlığındaki samimiyeti ile tüm yoldaşlarının saygısını kazandı. Metîna alanında yaklaşık iki yıl boyunca mücadele eden yoldaşımız burada gelişen düşman saldırılarına karşı gerçekleşen birçok eyleme katılarak işgalcilere olan öfkesini gösterdi. Başarılı gerilla pratiğinin ardından kendisini gerillanın yeniden yapılandırılması çerçevesinde tekrar eğitmek isteyen yoldaşımız, alacağı eğitimlerle düşmana karşı ideolojik ve taktiksel anlamda daha iyi bir mücadele yürütebileceğine inandı. Bu amaçla gerillanın yeni mücadele döneminde sıkça kullanılan ve düşman güçlerinde büyük bir korkuya neden olan birçok silahı kullanmayı öğrendi. Bu silahlardaki hakimiyeti geliştikçe daha zengin taktiklerle düşmanı vurma arayışları da artan Bawer yoldaş, büyük bir sabırsızlıkla pratiğe gideceği anı bekledi. Aynı zamanda ideolojik olarak da kendisini daha fazla derinleştirme imkanı bulan yoldaşımız, morali ve coşkulu bir katılımın sahibi oldu. Eğitim sürecinden sonra farklı çalışmalar için farklı alanlarda çalışma yürüten Bawer yoldaşımız, düşmanın Medya Savunma Alanları’na yönelik saldırılarına cevap olabilmek için Metîna alanına geçti. Burada hareketli timler içerisinde yer alan yoldaşımız daha önce de pratik yürüttüğü bu alanda arazi hakimiyeti ve branşında uzman bir gerilla olarak öncülük yapmaya başladı. Düşmanın işgal etmek için indirme yaptığı bazı alanlarda gerçekleştirilen birçok eylemin içerisinde yer alan yoldaşımız, bu eylemlerdeki başarıları ile düşmana rahat vermeyerek, Kurdistan gerillasının işgale geçit vermeyeceğini bir kez daha gösterdi.
Her anını mücadeleye adayan Bawer yoldaş, özellikle savaş tünellerinde direnen yoldaşlarımıza cevap olmak, başta Metîna olmak üzere Zap ve Avaşîn’de düşman saldırılarında şehadete ulaşan yoldaşlarının intikamını almak için amansız bir savaşın içinde oldu. Savaştaki cesareti, gerilla taktiğindeki hakimiyeti ve yaşamdaki mütevaziliğiyle öncü bir Apocu militan olan Bawer yoldaşımız gerçekleşen bir düşman saldırısında şehadete ulaşarak devrim mücadelesini zirvede tamamlamayı başardı.
Zinar yoldaşımız Rojavayê Kurdistan’ın Hesekê kentinde yurtsever bir ailede doğdu. Ailesinin ve yaşadığı çevrenin yurtsever ve partimiz PKK’ye sempati duymasından dolayı daha küçük yaşlardan itibaren Partimizi tanıdı. Rojava Özgürlük Devrimi’nin gelişmesiyle birçok yakın akrabasının devrim saflarına katılması, çetelere karşı verilen savaşta yaşanan şehadetler Zinar yoldaşımızı derinden etkiledi. Yine ailesinin yurtsever olmasından kaynaklı birçok Apocu militanın evlerine gitmesi ve Zinar yoldaşımızın bu Apocu militanlar şahsında Rêber Apo felsefesini, onun yaşamsallaşmasını görmesi kendisini etkiledi. Apocu bir militan olmak isteyen Zinar yoldaşımız, devrim saflarında yer alması gerektiğini düşündü ve bu temelde 2015 yılında Rojava Özgürlük Güçleri’ne katıldı. Yaklaşık bir yıl boyunca Rojava alanında çalışma yürüten yoldaşımız, her zaman Kurdistan dağlarına gelmenin hayalini kurdu. Apocu felsefenin Kurdistan dağlarında en güçlü şekilde yaşandığına inanan yoldaşımız, büyük bir iddia ve kararlılıkla Kurdistan dağlarına gelmek istedi. Amacına kilitlenen ve mutlaka başaran bir tarzın sahibi olan Zinar yoldaşımız, bu istemini de gerçekleştirerek 2016 yılında yüzünü Kurdistan dağlarına döndü.
Dağa geldiğinde, tüm yaşamını şehirde geçirmenin dezavantajı nedeniyle ilk başlarda bazı zorluklar yaşayan Zinar yoldaşımız, büyük bir öğrenme isteği ve heyecanla durmadan yoldaşlarına dağ ve gerilla yaşamı ile ilgili sorular sordu, aldığı cevaplarla her geçen gün kendisini geliştirerek yetkin bir gerilla olmayı başardı. Rêber Apo felsefesinde derinleşmenin ve kendisinde Apocu bir kişilik oluşturmanın devrim yürüyüşündeki başarıyı etkileyeceğine inanan Zinar yoldaşımız, her an kendisini eğitmeyi öncelik haline getirdi. Ancak bu şekilde kapitalist sistemin üzerinde yarattığı etkilerden kurtulabileceğine inandı. Yine kutsal PKK yaşamının yaratıcıları ve halkımızın özgürlük ilhamları olan şehitlerimizin yaşamları ve kişiliklerini kendisine örnek alarak gerçek bir Apocu olunabileceğini bilince çıkardı. Tüm çabasını bu temelde partileşmeye veren Zinar yoldaşımız, sade kişiliği, genç olmasına rağmen edindiği Apocu olgunluğu ve yer aldığı her çalışmadaki başarıları ile tüm yoldaşlarının yüreğinde yer edinmeyi başardı. Her zaman kendisini şehit yoldaşlarına karşı borçlu gören ve bu borcu da ancak şehitlerimizin amaçlarını başarıya taşıyarak ödeyebileceğinin bilincinde olan yoldaşımız, bunun da soykırımcı Türk devletine karşı yürüttüğümüz özgürlük savaşında derinleşmekten geçtiğinin farkında oldu. Bu temelde kendisini askeri alanda daha da geliştirmek ve yetkin bir Demokratik Modernite Gerillası olmak isteyen Zinar yoldaşımız, sabotaj branşında uzmanlaştı. Özellikle Önderliğimiz üzerinde 25 yıldır sürdürülen ağır baskı ve tecridin parçalanması için kendisini her anlamıyla yaşanan zorlu savaş sürecine katmak istedi, bu konudaki duruşu ile tüm yoldaşları için moral kaynağı oldu.
Düşmanın Metîna, Zap ve Avaşîn alanlarına yönelik gerçekleştirdiği saldırılara cevap olmak ve direniş tünellerinde direnen yoldaşlarının mücadelesini büyütmek isteyen Zinar yoldaşımız hareketli gerilla timlerinin içerisinde yer alarak direniş alanlarına geçti. Düşmanın konumlandığı birçok alanda düşmana karşı geliştirilen birçok eyleme katılan yoldaşımız, düşmana vurduğu her bir darbede şehit yoldaşlarına ve Önderliğimize daha da yakınlaştığını hissetti. Bundan dolayı her geçen gün kendisini daha da geliştirdi, zengin tarz ve taktiklerle düşmana vurmaya devam etti. Gerçekleştirdiği eylemlerle düşmanı konumlandığı yerlerden kıpırdayamaz hale getiren Zinar yoldaşımız, düşmana karşı verilen özgürlük savaşımızın genç komutanlarından olmayı başardı. Gerçekleşen bir düşman saldırısında şehadete ulaşan Zinar yoldaşımızın anılarını mücadelemizde yaşatmaya devam edeceğiz.
21 Temmuz 2023
HPG Basın İrtibat Merkezi
Basına ve Kamuoyuna!
1. Botan’da;
17 Haziran 2023 günü Botan alanında görevi başında bulunan Argeş Koçer yoldaşımız Dicle nehrini geçmek isterken akıntıya kapılarak şehadete ulaştı. Fedakarlığı ve çalışkanlığı ile Botan’ın öncü militanlarından olan Argeş yoldaşımız; katılımı ve samimi yoldaşlığı ile tüm yoldaşlarının örnek aldığı bir militan oldu.
Bozulmamış temiz özü ile Apocu özgürlük felsefesini bütünleştirmeyi başararak halkımızın öncüsü olmayı başaran Argeş yoldaşımızın başta değerli ailesi olmak üzere tüm yurtsever Kurdistan halkımıza başsağlığı diliyoruz.
Argeş Koçer yoldaşımızın kimlik bilgileri şöyledir:
![]() |
Argeş – Ahmet Taner
Özgürlük mücadelemizi Amed Zindan Direnişi’nin sembollerinden ve partimiz PKK’nin önder kadrolarından Mazlum Doğan yoldaşımızdan tanıyan Êlih halkımız başta efsanevi komutanımız Egîd (Mahsum Korkmaz) yoldaşımız olmak üzere binlerce en değerli evladını özgürlük mücadelesine katarak öncüleşen halk gerçekliğini ortaya çıkardı. Düşmanın baskı ve katliamlarının yoğunca yaşandığı ve Hizbul-kontranın yurtsever insanlarımızı sokak ortalarında katlettiği 1990’lı yıllarda onurunu koruma savaşı veren Êlih halkımız, geliştirdiği serhildanlarla düşmana ve onun işbirlikçilerine gereken cevabı verdi. Geliştirdiği serhildanlarla Partimizin kitleselleşmesine öncülük eden Êlih halkımız her şart altında Rêber Apo ve şehitlerimize sahip çıkarak Bakurê Kurdistan’da yaşanan toplumsal devrime öncülük yaptı.
Böylesi yurtsever ve varlığını özgürlüğe yatıran bir halkın evladı olarak koçer bir ailede doğan Argeş yoldaşımız; koçerliğin saf, temiz, doğal kültürü ve halkımızın derin yurtseverlik bilinci ile büyüdü. Bu nedenle büyüdükçe halkımızın öz değerleri ile daha fazla bütünleşti, büyük bir özveri ve ağır bedeller verilerek yürütülen özgürlük mücadelemize daha fazla bağlandı. Kurdistan’da yaşaması nedeniyle yaşadığı her an düşman baskı ve saldırılarını, soykırımcı uygulamaları iliklerine kadar hisseden Argeş yoldaşımız, onurlu bir Kürt genci olarak hiçbir zaman bu durumu kabullenmedi. Her zaman düşmana karşı mücadele edilmesi gerektiğini düşündü, bunun için arayışlara girdi. 2012 yılında ete kemiğe bürünen Rojava Özgürlük Devrimi’nin yarattığı devrimci hava tüm halkımızı olduğu gibi Argeş yoldaşımızı da derinden etkiledi. Halkımızın onlarca yıllık mücadelesinin meyve vermeye başlamasına tanıklık etmeyi kendisi için büyük bir şans olarak gören Argeş yoldaşımız, bir Kürt genci olarak halkımıza karşı görev ve sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiğini düşündü ve mücadeleye katılmaya karar verdi. Elbette on binlerce Kürt genci gibi Argeş yoldaşımız da yüzünü Kurdistan’ın özgür dağlarına döndü ve 2014 yılında Botan alanından gerilla saflarına katıldı.
Bakurê Kurdistan’da gerilla saflarına katılmasının avantajını iyi değerlendiren Argeş yoldaşımız, tecrübeli yoldaşlarının gerilla ve dağ yaşamına dair bilgi ve deneyimlerinden faydalanarak kısa sürede yetkin bir gerilla oldu. Aldığı eğitimleri anında pratikleştirme imkanı bulan yoldaşımız, girişken, yaratıcı ve dürüst katılımı ile yoldaşlarına öncülük yapmaya başladı. Gerilla savaşında uzmanlaşmayı kendisi için elzem gören yoldaşımız, Gabar alanında suikast eğitimi alarak profesyonel gerillacılığa adım attı. İşgalci Türk devletinin saldırılarını en fazla yoğunlaştırdığı 2015-2017 yılları arasında Gabar alanında birçok eyleme katılan Argeş yoldaşımız, bu eylemlerdeki cesareti ve soğukkanlılığı ile önemli bir rol oynadı. Argeş yoldaşımız gerilla yaşam ve savaşına katılımının zirvesindeyken gerçekleşen bir düşman saldırısında yaralanarak Medya Savunma Alanları’na geçti.
Medya Savunma Alanları’nda yaralarını sararak kısa sürede çalışmalara dahil olan Argeş yoldaşımız, iradeli duruşu, yaşama sevinci ve devrim görevlerini yerine getirebilmenin sorumluluğu ile tüm yoldaşlarının örnek aldığı bir militan oldu. Tedavi sürecinden sonra Mazlum Doğan Parti Merkez Okulu’nda eğitim gören yoldaşımız, bu süreçte Önderlik hakikati, felsefesi ve tarzı üzerine derinlikli yoğunlaşmalar yaşayarak pratiğe daha inançlı ve kararlı bir şekilde katıldı. Eğitim sürecinden sonra tekrar askeri çalışmalarına dahil olan yoldaşımız, bir süre Metîna alanında görev yürüttü. Daha sonra YPS çalışmalarına dahil olan yoldaşımız, işgalci Türk devletinin 2019 yılında Heftanîn alanına yönelik saldırılarına cevap olabilmek ve savaş tecrübelerini yoldaşlarına aktarabilmek için bu alana geçti. Heftanîn alanında düşmana karşı gerçekleştirilen birçok eyleme katılan yoldaşımız Cenga Heftanîn Devrimci Hamlesi’nin öncülerinden oldu.
Argeş yoldaşımız, başta kendisine bir süre komutanlık yaparak kutsal gerilla yaşamına uyum sağlamasına öncülük eden Bedran Koçer yoldaşımız olmak üzere tüm şehitlerimizin anılarına doğru bir şekilde sahip çıkarak mücadelesini büyütmek istedi. Bunun da yeniden Bakurê Kurdistan’a geçerek işgalci Türk devletine karşı aktif bir savaşın içerisine girmekle mümkün olduğuna kanaat getirerek 2021 yılında tekrar Botan alanına yöneldi. Botan alanında düşmana karşı gerçekleştirilen birçok eylemin yanı sıra farklı bazı çalışmalardaki tereddütsüz ve kesin başarı temelindeki katılımı ile öncü bir Apocu militan oldu. Mütevazılığı ile öne çıkan Argeş yoldaşımız, verdiği emek ve özgürlük devrimimizin zafere ulaşması için gösterdiği çabalarla Botan’ın unutulmaz militanları arasındaki yerini aldı. Yoldaşları olarak Argeş yoldaşımız başta olmak üzere tüm şehitlerimizin “Özgür Önderlik, Özgür Kurdistan” hayalini mutlaka gerçekleştireceğimizin sözünü veriyoruz.
2. Şehîd Delîl Batı Zap bölgesi;
— 16 Temmuz saat 12:00 ile 16:00 arasında Girê FM Direniş Alanı’daki işgalciler 3 kez ağır silahlar ile vurularak darbelendi.
— 17 Temmuz saat 07:00 ile 08:00 arasında Girê FM Direniş Alanı’daki işgalciler 3 kez ağır silahlar ile vurularak darbelendi.
— 17 Temmuz saat 13:00’da Girê FM Direniş Alanı’daki işgalciler 1 kez ağır silahlar ile vurularak darbelendi.
3. Avaşîn bölgesi;
— 12 Temmuz günü işgalci Türk ordusu Gundê Mehmud, Şehîd Agir ve Astengê alanlarında bir işgal operasyonu başlattı. Bu operasyon halen devam etmektedir.
4. İşgalci TC ordusunun gerçekleştirdiği saldırılar;
— İşgalci Türk ordusu 15 ve 16 Temmuz’da Zap’ın Sîda Direniş Alanı’ndaki ve Şehîd Delîl Batı Zap bölgesinin Girê FM Direniş Alanı’ndaki mevzilerimize saldırıp, tünelleri delmeye ve kepçelerle yıkmaya çalıştı.
— 15 ve 16 Temmuz’da Şehîd Delîl Batı Zap bölgesi 8 kez, Garê’nin Gundê Karawa alanı 1 kez, Xakurkê’nin Girê Rosto, Girê Berbizina, Girê Kolît ve Ava Lolanê alanları 5 kez olmak üzere; toplam 14 kez savaş uçakları ile bombalandı.
— 18 Temmuz’da Şehîd Delîl Batı Zap bölgesinin Girê Cûdî Direniş Alanı 4 kez saldırı helikopterleri ile bombalandı.
— 16 Temmuz’da Zap’ın Sîda Direniş Alanı, Şehîd Delîl Batı Zap bölgesi, Metîna’nın Golka ve Gundê Şêlazê alanları ile Xakurkê’nin Girê Şehîd Kamuran alanı 326 kez obüs, tank ve ağır silahlarla bombalandı.
18 Temmuz 2023
HPG Basın İrtibat Merkezi
Basına ve Kamuoyuna!
İşgalci Türk devletinin Medya Savunma Alanları’nı işgal etmek ve halkımız üzerindeki soykırım siyasetini sonuçlandırmak için gerçekleştirdiği saldırılara karşı Kurdistan Özgürlük Gerillası tarihte eşine az rastlanır bir irade ile savaşmaktadır. İşgalcilerin her türlü yasaklı bomba ve savaş tekniğini kullanarak gerçekleştirdiği saldırılar karşısında, Apocu fedai ruh, sarsılmaz irade ve büyük bir cesaretle mücadele eden Kurdistan Özgürlük Gerillası, halkımızın özgürlüğü için bedel vermekten geri durmamıştır. Bu bilinç, duygu ve zafer inancıyla mücadele eden, Özgür Ronî, Armanç Cemre, Avesta Sîpan ve Engin Tolhildan yoldaşlarımız 17 Temmuz 2022 günü Medya Savunma Alanları’nda gerçekleşen düşman saldırısında şehadete ulaşmıştır.
Halkımızın en değerli evlatları olarak büyük bir sorumluluk ile halkımıza karşı tarihsel görevlerini yerine getiren Özgür, Armanç, Avesta ve Engin yoldaşlarımızı şehadet yıldönümlerinde saygı ve minnetle anıyoruz. Yoldaşlarımızın başta değerli aileleri olmak üzere tüm yurtsever Kurdistan halkımıza başsağlığı diliyor, şehitlerimizin yüce amaçlarını mutlaka gerçekleştireceğimizin sözünü bir kez daha yineliyoruz.
Şehadete ulaşan yoldaşlarımızın kimlik bilgileri şöyledir:
![]() |
Kod Adı: Özgür Ronî |
Özgür – Özgür Alparslan
![]() |
Kod Adı: Armanç Cemre |
Armanç – Fatoş Zuğurli
![]() |
Kod Adı: Avesta Sîpan |
Avesta – Derya Altıntaş
![]() |
Kod Adı: Engin Tolhildan |
Engin – Hüseyin Bağcı
Özgür yoldaşımız Wan’ın Qelqelî ilçesinde yurtsever, toplumsal ahlak ilkelerine ve değerlerine bağlı bir ailede dünyaya gelmiştir. Milan aşiretine mensup olan yoldaşımız var olan aşiret geleneğinin, direniş ve destanları ile büyümüştür. Lise öğrenimine kadar Qelqelî ilçesinde okuyan yoldaşımız daha sonra, düşmanın Kurdistan’da uyguladığı asimilasyon ve yoksullaştırma politikaları sonucu İstanbul’a göç etmek zorunda kalmıştır. Aile ekonomisine katkı sağlamak amacıyla çeşitli işlerde çalışmıştır. Yaşama ve çevresine her zaman duyarlı bir yaklaşım içinde olan yoldaşımız, çalıştığı işlerde emeğinin karşılığının verilmediğini, var olan sistem tarafından sömürüldüğünü kısa sürede anlamıştır. Sistemin dayattığı kölece yaşama karşı her zaman bir sorgulama ve arayış içerisinde olmuştur. Bu arayış ve sorgulamaları Özgür yoldaşımızı, kapitalist sisteme alternatif olan, halkların kardeşliğini esas alan Rêber Apo’nun ideolojisi ile toplumları bilinçlendirmek için büyük bir sorumluluk alarak canla başla mücadele eden devrimci yurtsever gençler ile tanışmaya götürmüştür. Bir süre sonra gençlik çalışmalarında aktif bir şekilde yer alan yoldaşımız, Rêber Apo’nun ideolojisini ve partimiz PKK’yi tanıdıkça yaşama karşı bilinçli ve ilkeli bir duruşun sahibi olmuştur. Kapitalist modernite sistemine karşı aktif bir şekilde Demokratik Modernite paradigmasıyla halkları ve gençleri örgütlemiştir. Görev ve sorumluluklarını başarılı bir şekilde yerine getirmiştir. Özgür yoldaşımız, 2007 yılında Rêber Apo’ya uygulanan işkence ve imha saldırısına karşı, başta Kurdistan olmak üzere dünyanın birçok yerinde gelişen serhildanlara ve eylemlere şahitlik etmiştir. Özgür yoldaşımız da gelişen bu eylemlerde üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmekten kaçınmamıştır. Sürecin ruhuna uygun bir tutum içinde olmaya her zaman özen göstermiş, var olan katılımını yeterli görmemiştir. Rêber Apo’ya uygulanan tecrit ve işkence başta olmak üzere Kurdistan’da yürütülen soykırım ve imha saldırılarına karşı mücadelesini büyütme kararı almış, 2009 yılında İstanbul’dan yola çıkarak gerilla saflarına katılmıştır.
Medya Savunma Alanları’na geçerek, burada temel gerillacılık eğitimini tamamlamış, gerilla yaşamına aktif bir şekilde katılmıştır. Pratikte yaşadığı tecrübeleri yoldaşları ile paylaşmış, bu esas üzerine kendini ve yoldaşlarını eğitme çabası içerisinde olmuştur. Emektar, mütevazi ve yaşama karşı kendini sorumlu gören yoldaşımız, hakkı ancak çok emek harcanarak verilen PKK yaşamına devrimci militan anlayışıyla yaklaşmıştır. Uzun süre Zagroslar’da pratik yürüten Özgür yoldaşımız, bu alanda ideolojik ve örgütsel olarak kendini sürekli eğitmiştir. Zagroslar’da Reşîd Serdar ve Çiçek Kurtalan gibi ölümsüz komutanlarımızın komutası altında gerillacılıkta kendisini geliştirmiştir. Bu süreçte gelişen ve işgalcilerin ağır darbeler aldığı birçok eylemde en ön saflarda yerini alarak korkusuzca işgalcilerin üzerine gitmiş, cesur ve atik yönleriyle başarılı bir pratiğin sahibi olmuştur. 2011 yılında soykırımcı Türk devletinin Geliyê Tiyarê alanında kimyasal silahlar ile yaptığı saldırıda, otuz altı yoldaşımızın şehit olduğu katliamın canlı tanığı olmuştur. Mücadelesinin her anını bu şehitlerimizin intikamını almak için yoğunlaşarak geçirmiştir. İşgalcilere karşı olan kinini ve öfkesini sürekli bilemiştir. Gerilla yaşamına her şeyden daha çok bağlı olduğunu belirten yoldaşımız, yaratılan bu imkânların Rêber Apo ve şehitler gerçeği somutunda kazanıldığı bilinciyle, yaşamın her alanına fedai bir şekilde katılmıştır. Rêber Apo ve şehitlerimize layık bir duruş içinde olmaya özen göstermiştir. Yoldaşlarının intikamını almak için işgalcilere sürekli nasıl etkili vurulacağının arayışı içinde olmuştur. Medya Savunma Alanları’nda görevi başındayken işgalcilerin gerçekleştirdiği bir saldırıda ağır bir şekilde yaralanmış, yaşama olan bağlılığı ve sevinciyle yaşama tutunmuştur. Bir süre tedavi gördükten sonra tekrar pratik alanlarda çalışmalara katılma önerisi ile Zagros alanına geçmiştir. Zap’tan Avaşîn ve Xakurkê’ye kadar daha önce pratik yürüttüğü Zagroslar’da soluksuz bir mücadelenin sahibi olmuştur. Yaralandıktan sonra pratik çalışmalarda fiziki zorlanmaları olmasına rağmen, bu zorlanmaları kendisine engel yapmamış, kişiyi yürütenin fizik değil irade gücü olduğunun büyük bir örneği olmuştur. Şehit yoldaşların anılarını zafer ile taçlandırmanın inancıyla yaşama dobra dobra katılmıştır. Alanda yürüttüğü dört yıllık başarılı bir pratik ardından eğitime giderek kendini Rêber Apo ideolojisi ve felsefesinde derinleştirme çabası içinde olmuştur.
Özgür yoldaşımız Sakine Cansız Parti Ocağı'nda bir devre eğitim görmüştür. Partileşme ve kadrolaşma sorunlarının en üst düzeyde tartışıldığı bu ortamda kendini Rêber Apo ve şehitler gerçeği karşısında sorgulama ve yoğunlaşma süreci içine almıştır. Rêber Apo’nun kadın kurtuluş ideolojisinin sadık bir uygulayıcısı olma yolunda, sistemin kişiliğinde yaratmış olduğu geriliklerden kurtulma çabası içerisinde olmuştur. Aldığı Parti merkez eğitimi ile kendisini yoğun bir sürecin görev ve sorumluluklarına hazırlamıştır. Şehit Çiyager ve Şehit Zeryanların öncülüğünde gelişen Özyönetim Direnişi ile bize miras kalan Apocu fedai duruşa layık olmak istemiştir. Daha önce gençlik çalışmalarında yer alan ve belli bir tecrübesi olan Özgür yoldaşımız, yoldaşlarının anılarına bağlılığın gereği ve intikam yemini ile YPS çalışmalarında dönemin ruhuna uygun bir şekilde çalışmalarda yer almıştır. Başarılı pratiğiyle Kurdistan gençliğini aktif bir şekilde mücadele ve direniş saflarına katmada öncülük etmiştir. Özgür yoldaşımız, Rêber Apo ve şehit yoldaşlarına sarsılmaz bir inanç ve irade ile bağlı kalmış, Apocu yaşamın olmazsa olmazı olan çizgi devrimciliğine doğru ve fedaice bir tarzla katılmıştır. Apocu irade ile zorluklar karşısında pes etmeyerek bir önceki pratiklerinden dersler çıkarmış ve kendisini çözüm gücü haline getirmiştir.
Özgür yoldaşımız Zap, Avaşîn ve Metîna başta olmak üzere Medya Savunma Alanları’nda, işgalci Türk ordusunun her türlü insanlık dışı yöntemlerle yürüttüğü işgal operasyonuna karşı amansız bir mücadelenin sahibi olan yoldaşlarının, kahramanca direnişlerine layık olma duruşu içinde olmuştur. Direniş kültürünün ve fedai duruş sahibi olan şehit yoldaşlarına karşı görevlerini eksiksiz bir şekilde yerine getirme çabası içerisinde olan Özgür yoldaşımız görevi başındayken işgalci Türk ordusunun gerçekleştirmiş olduğu saldırıda ölümsüzler kervanına katılmıştır. Dervişane yaşamıyla biz yoldaşlarında anlamlı izler bırakan ve yoldaşlarının gelişiminde çokça katkısı olan Özgür yoldaşımızın şehadeti bizleri derinden etkilemiştir. Özgür yoldaşımız şahsında tüm şehitlerimizin anılarına ve amaçlarına bağlı kalacağımızı belirtiyor, intikamlarını nihai zaferi kazanarak alacağımızın sözünü yineliyoruz.
Amed halkı yüz yıllardır işgalcilerin her türlü saldırılarına karşı tarihi surları gibi sürekli başı dik bir şekilde durmasını bilmiştir. Soykırımcı Türk devletinin saldırılarına karşı da aynı duruşu sergileyen Amed halkımız tüm işkence ve baskılara karşı direnişi seçmiştir. Partimizin kurulduğu Licê’nin Fîs köyü de Amed’in bu onurlu duruşuna denk bir duruş içinde olmuştur. Partimizin kuruluşuna ev sahipliği yapan Fîs köyü ve yurtsever Zuğurli ailesi de yarım asrı bulan özgürlük mücadelemizde her türlü bedeli ödemekten geri durmayarak Kurdistan’da yurtseverliğin en seçkin örneklerinden olmuştur. Şehîd Seyfettin Zuğurli yoldaş ile başlayan Şehîd Ferzende, Şehîd Alaattin, Şehîd Semir, Şehîd Lokman ve son olarak Şehîd Arjîn Fîs yoldaşımızla devam eden bu hakikat yolculuğuna birçok yoldaşımız da katılarak şehitlerden devraldıkları mücadeleyi daha da büyütmenin çabasında olmuştur.
Şehitlerin anısına bağlılığın gereği olarak mücadeleyi seçen yoldaşlarımızdan biri olan Armanç yoldaş, ailesinin düşman baskılarından dolayı Türkiye’nin Düzce iline göç etmesinden dolayı burada doğmuştur. Emekçi ve yurtsever bir ailede büyüyen Armanç yoldaşımız Türk devletinin tüm sürgün, asimilasyon ve soykırım politikalarına rağmen özünü korumayı başarmıştır. Armanç yoldaşımız sistemi daha küçük yaşlarda sorgulayan ve onun yaşamını kabul etmeyen asi özellikler edinerek büyümüştür. Büyüdükçe anlamlı ve alternatif bir yaşamın arayışında olan Armanç yoldaşımız yurtsever bir gelenekten geldiğinden dolayı verili olanla yetinmemiş, okumuş ve araştırmıştır. Devrimciliğe küçük yaşlarda ilgi duymaya başlamıştır. Emekten, ezilenden ve haksızlığa uğrayandan, yoksuldan, sömürülenden yana saf tutmuş ve bu, Armanç yoldaşımız için bir yaşam çizgisi olmuştur. Bir arkadaşının saflarımıza katılmasıyla Partimize olan ilgisi artmış ve cevap bekleyen sorularına karşılık bulmuştur. Armanç yoldaşımız PKK’yi tüm arayışlarının, çelişkilerinin ve sorularının cevabı olarak ifade etmiş ve mücadele saflarındaki yerini almıştır. Armanç yoldaşımız 2015 yılında Komalên Ciwan çalışmalarına katılarak aktif mücadeleye başlamıştır. Özyönetim Direnişi’nin başlamasıyla Nisêbîn’e geçmiş, işgalci Türk ordusuna sendromlar yaşatan tarihi ve destansı Nisêbîn Özyönetim Direnişi’nde yer almıştır. Geri çekilme sırasında işgalcilerin eline esir düşmüş, yaklaşık bir buçuk yıl kaldığı zindanı bir eğitim yerine dönüştürmüş, işgalcilere olan kin ve intikam duygusunu bilemiştir. Zindanda her zaman dağa gelme hayalini canlı tutmuştur. Zindandan çıktıktan sonra hiç tereddüt etmeden yüzünü dağlara dönmüştür.
Özgürlük gerillaları için bir mekân olmaktan öteye anlam ifade eden dağlarda doğayla iç içe özgür kadının en yüce duygularını hissederek bütünleşmiştir. Gördüğü eğitimlerden sonra gençlik çalışmalarından ayrılıp ısrarla önerdiği askeri alana geçmiştir. Kendisini Rêber Apo’nun ideolojisi temelinde geliştiren Armanç yoldaşımız, kapitalist modernitenin yaratmış olduğu bireyci kişilik özelliklerden ve egemenlikçi etkilerinden nefret etmiştir. Rêber Apo’nun büyük bedeller vererek yarattığı kolektif ve komünal değerlere dört elle sarılmıştır. Bizi var eden yoldaşlığa büyük önem vermiş, Önderliğimizin “yoldaşların yoldaşı olmak, temsil edilen hakikatten pay almak demektir” belirlemesini kendine esas almıştır. Armanç yoldaşımız Saraca, Zilanca ve Bêrîtanca olan kavgasını süreklileştirmiş, kendini ve yoldaşlarını oluşturmaya çalışmıştır. Sevgi ve bilginin anlamlı hale gelmesi adına sürekli paylaşmayı kendine esas almıştır. Rêber Apo’nun hayalimdir dediği özgür kadın kimliğine erişmek için çok çaba vermiştir. Dağlı bilge bir kadın olmanın arayışını ve mücadelesini kesintisiz bir şekilde sürdürmüştür. Hakikatimiz olan Rêber Apo’dan bahsedildiğinde gözlerindeki ışıltısı artan Armanç yoldaşımız, Önderliğimizin hakikatine daha fazla yakınlaşmak ve ulaşmak için Hêzên Taybet örgütlemesine dahil olma önerisini geliştirmiştir. Önerisi kabul edilene kadar önemli görev ve sorumlulukları Apocu bir tarz ve tempoyla yürütmüştür. Zîlan çizgisinde Rêber Apo’nun doğru bir yoldaşı ve fedai bir militanı olmayı hedefleyen Armanç yoldaşımız, katılımı ve duruşuyla bunu başarabilmiştir. Hêzên Taybet örgütlemesine geçerek aldığı eğitimler ve yaşadığı yoğunlaşmalarla kendi deyimiyle kendisini yeniden oluşturmuştur. Mücadelesini her koşul altında azimle devam ettirmiş, yetkin fedai bir kadın militan olmak için kendini Apocu irade ve bilinçle eğiterek donatmıştır. Her yoldaşına “Önderlikten bir parçadır” diyerek değer vermiş ve tüm yoldaşlarının yaşamına dokunarak kendinden bir iz bırakmasını bilmiştir. Armanç yoldaşımız iradeli, moralli, coşkulu ve yaşama aşkla katılan bir duruşun sahibi olmuştur. Sistemin dayatmış olduğu kişilik özelliklerinden uzaklaşıp ideolojik anlamda netleştikçe sade ve mütevazi bir katılım gerçekleşmiştir. Binlerce şehidimizin mirası olan mücadele anlayışıyla kendisi için hiçbir şey istememiş, kendini bu uğurda adamıştır. Kadının militanlaşması, savaşması ve güzelleşmesinin somut bir örneği olmuştur. Armanç yoldaşımız, her bir yoldaşımızda derin etkileri olan Önderliğimizin esaretinin bitmesi ve sürece cevap olmak için çok çalışmıştır.
Zîlan’dan başlayarak süregelen fedailik çizgisinin takipçilerinden olan Armanç yoldaşımız, mücadelesi ve militanca duruşuyla Önderliğimize ve şehit yoldaşlarına layık bir katılımın sahibi olmayı başarmıştır. İşgalci Türk ordusunun Medya Savunma Alanları’na yönelik gerçekleştirdiği saldırılarda şehadete ulaşan Armanç yoldaşımızın anılarına doğru sahip çıkarak özgür ve sosyalist toplum hayalini mutlaka gerçekleştireceğimizin sözünü yineliyoruz.
Onurlu ve özgür bir yaşam uğruna binlerce güzide evladını bedel veren Wan halkımız bu duruşuyla halkımızın özgürlük mücadelesinde merkezi bir konuma gelmiştir. Wan’ın kadim ve yurtsever halkı, varlık ve yokluk savaşımızda gelişen her bir şehadete yeni katılımlarla cevap vermesini bilmiştir. Böylesi köklü bir gelenekten gelen Avesta yoldaşımız, yurtsever bir ailede doğmuştur. Ailesinin İstanbul’a yerleşmesiyle orada büyüyen Avesta yoldaşımız komünal değerleri yok eden metropol yaşamına hiç ısınamamıştır. Soykırımcı Türk devletinin hem sistematik asimilasyon merkezleri hem de ahlaki ve toplumsal değerlerden uzaklaşmanın yeri haline gelen okullarında okumayı bırakmıştır. Okulu bırakmasıyla tekstil fabrikalarında çalışmaya başlamıştır. Bu süreçte insan emeğinin ve özelde kadın emeğinin nasıl sömürüldüğünü görmüştür. Her Kürt bireyinin yaşadığı temel çelişkileri yaşayan Avesta yoldaşımız, genç bir kadın olarak toplumda kadına biçilen rolü, misyonu kabul etmemesinden ve var olan baskılardan dolayı belli arayışlara girmiştir. Daha öncesinden sempati düzeyinde Hareketimizi tanıyor olması Avesta yoldaşımızın arayışlarını doğru temelde yönlendirmesine sebep olmuştur. Kadın öncülüğünde gelişen Rojava Özgürlük Devrimi, Avesta yoldaşımız üzerinde müthiş bir etkide bulunmuştur. Devletlerin ve orduların direnemediği DAİŞ faşizmine karşı Apocu ideoloji ve iradeyle savaşan ve öncülük eden kadınların özgürlük zılgıtları, Avesta yoldaşımızın da kendisine olan güvenini artırmıştır. Avesta yoldaşımız kadının yok sayıldığı, ezildiği ve hor görüldüğü geleneksel bir yaşamın sürdürücüsü olmak yerine buna karşı savaşan ve yaşamı demokratik sosyalizm ve özgürlük temelinde yeniden inşa eden Kurdistan Özgürlük Mücadelesi saflarında olması gerektiğine inanmıştır. Bu kararlılık ve bilinçle 2014 yılında yönünü Kurdistan’ın asil ve heybetli dağlarına vererek gerilla saflarımıza katılmıştır.
Avesta yoldaşımız genç, dinamik ve enerji dolu yapısıyla temel eğitimlerini başarılı bir şekilde bitirmiştir. Sorgulayan, araştıran, okuyan ve sonsuz öğrenme hevesi olan yoldaşımız gerilla yaşamına hızlı bir başlangıç yapmıştır. Her anı büyük mücadele isteyen gerilla yaşamına büyük bir tutkuyla bağlanmıştır. Kürt kadınlarının azimli ve direngen yapısı Avesta yoldaşımızda yoğunca ön planda olmuştur. Rêber Apo’nun Kadın Kurtuluş İdeolojisi ile özgürlüğün tadına varmış ve kendisini bu temelde şekillendirmiştir. Binlerce yıllık ezilen bir ulus, cins ve sınıf olarak kadını daha fazla öğrenmeye ve anlamaya başlamıştır. Kendisiyle olan mücadelesini süreklileştirmiş çelişkilerini bilince çıkarmıştır. Gerilladaki şekillenmesini Zagroslar’ın çetin coğrafyasında gerçekleştiren Avesta yoldaşımız, zor koşullarda emekçi ve fedakâr özellikleriyle yoldaşlarının takdirini kazanmıştır. Askeri anlamda kendini geliştirmiş, aldığı eğitimlerle yetkin bir YJA Star gerillası olmuştur. Yılların intikamını alırcasına işgalci Türk ordusunun saldırılarını en önde karşılamasını bilmiştir. Önderliğimizin “Savaşan özgürleşir, özgürleşen güzelleşir, güzelleşen de sevilir” belirlemesiyle yoldaşları arasında sevilmiş ve saygı görmüştür. Zîlan ve Bêrîtan çizgisinde öncü bir kadın militan olmuştur. Rêber Apo ve şehitlerimize layık olma anlayışıyla çok emek vermiştir. Avesta yoldaşımız halkımızın varlık sorununa karşı kendini çözüm gücü haline getirmiş, Apocu iradeyle kararlı ve inançlı bir duruş sergilemiştir. Demokratik Modernite Gerillacılığı’nda yetkinleşmek için dönemin taktiğine uygun bir YJA Star militanı olmak için uzmanlık eğitimi alarak profesyonel bir gerilla olmuştur. Hassasiyet, dakiklik ve dikkat isteyen branşında başarılı bir performans göstermiştir. Emek verilmeksizin halkımızın özgürlüğünün gerçekleşmeyeceğini çok iyi bilen Avesta yoldaşımız emek vermekten asla geri durmamıştır.
Avesta yoldaşımız kadının başat olduğu yaşamımızda komünal ve kolektif değerlerle anlamlı bir mücadele anlayışıyla değerler var etmiştir. Avesta yoldaşımız katılımı ve mücadelesiyle kadının öz gücünü ve neler yapabileceğinin farkına varmıştır. İşgalci Türk ordusunun Medya Savunma Alanları’na yönelik saldırıda şehadete ulaşan Avesta yoldaşımız, mücadelesiyle olduğu kadar şehadeti ile de biz yoldaşlarının öncüsü olmaya devam edecektir.
Engin yoldaşımız, Êlih’in Kercos ilçesine bağlı bir köyde, yurtsever bir ailenin ferdi olarak dünyaya gelmiştir. Kurdistan Özgürlük Hareketi’nin yörede gelişmesiyle birlikte, Engin yoldaşımızın ailesi de Partimizi tanımaya başlamıştır. Kısa bir süre sonra Engin yoldaşımızın bir abisi milislik yaparak aktif mücadeleye katılmış ve 1993 yılında gerçekleşen düşman saldırısında şehadete ulaşmıştır. Yine bir abisi de halkımızın özgürlüğü için yürüttüğü faaliyetlerden dolayı sömürgecilerin zindanlarındadır. Ailenin en küçük ferdi olan Engin yoldaşımız bu vesileyle Partimizi tanımaya başlamıştır. Engin yoldaşımız kendisi için merak ve gizem konusu olan gerillalara büyük bir ilgi göstermiştir. Çevresindekilerden çok farklı olan bu insanlar Engin yoldaşımızın yüreğinde yer edinmeyi başarmıştır. Kurdistan Özgürlük Mücadelemiz, toplum nezdinde kendisini ispatlayarak bir halk hareketine dönüşmüş ve serhildan karakteri kazanmıştır. 90’lı yıllarda özgürlük hareketimiz kartopu misali her geçen gün büyümüş ve halkımızla daha fazla bütünleşmiştir. Sömürgeci ve soykırımcı Türk devleti, Hareketimiz karşısında askeri yöntemlerle başarısız olunca o yıllardan başlayarak soykırımcı politikalarına hız vermiştir. Varlığını, halkların yokluğunda gören sömürgeci, katliamcı ve soykırımcı Osmanlı zihniyetinin mirası üzerinde kurulan Türk devleti, daha fazla özel savaş politikalarıyla kontralaşmış ve çeteleşerek bir terör devleti haline gelmiştir. Varlığını, kültürünü ve onurunu korumak için, bir bütün insan olmakta ısrar eden binlerce yurtseverimiz işkenceye maruz kalmış, katledilmiş ve sürgüne gönderilmiştir. Sayısı binleri bulan köy yakmalar, faili devlet olan cinayetlerle halkımızı korkutup sindirmeye ve Partimizden uzaklaştırmaya çalışmıştır. Düşmanın bu politikaları mücadeleci ve bedel ödeyen bir aileden gelen Engin yoldaşımız üzerinde de etkide bulunmuştur. Faşist Türk rejiminin insanlık dışı yöntemlerinden kaynaklı Engin yoldaşımız, ailesi tarafından Türkiye metropollerine gönderilmiş ve orada kalmıştır. Ülkemizden kopmayı hazmedemeyen Engin yoldaşımız bunun burukluğunu sürekli yaşamıştır. Şehitlere olan bağlılığının gereği olarak mücadele etmesi gerektiğini görmüş, gençlik çalışmalarına dahil olmuş ve siyasi çalışmalar yürütmüştür. Engin yoldaşımız, hangi çalışmada bulunursa bulunsun mücadelesini yeterli görmemiştir. Son olarak sömürgeci Türk devletinin Efrîn’i işgal etmesi Engin yoldaşımızı derinden etkilemiştir. Sistemden kopmadıkça, verili ve kurulu yaşamı ret etmedikçe doğru ve etkili mücadele anlayışının gerçekleşemeyeceğini idrak etmiştir. Yaşının ilerlemiş olmasını kendisine engel olarak görmemiş ve hayallerinin peşinden koşarak 2018 yılında gerilla saflarına katılmıştır.
Engin yoldaşımız, Rêber Apo’yu ve Hareketimizi tanımasını, önceden çalışmalar yürütmesini ve belli bir yaşam tecrübesine sahip olmasını avantaja dönüştürmüştür. Yaşama tutkuyla bağlanmış, mücadeleye aşk düzeyinde katılarak çabuk uyum sağlamıştır. PKK kimliğiyle kendini yeniden var etmiş, sistemin ve işgalcilerin yaratmış olduğu tahribatlardan Önderliğimizin ideolojisi temelinde kendisini arındırmaya başlamıştır. Başarı ve zaferin ancak Rêber Apo ve şehitler gerçeğinde kendini dirhem dirhem adamaktan geçtiğini idrak etmiş ve yaşamını bu temel üzerinde kurmuştur. Önderliğimizi okuyup geliştikçe sorgulamaları artmış, çelişkileri ortaya çıkmış ve kendisini daha iyi çözümlemeyi bilmiştir. Kendisini tanıdıkça, yetmez ve eksik yanlarını fark etmiş, sınıf ve cins mücadelesini etkili bir şekilde yürütmüştür. Demokratik, Ekolojik ve Kadın Özgürlükçü paradigmamız ışığında bilinç kazanmıştır. Engin yoldaşımız özgür kadın çizgisinde kendisini sorumlu görmüş, klasik ve geleneksel özellikleriyle amansız bir şekilde mücadele etmiştir. Katılımındaki olgun, mütevazi, emekçi ve çalışkan özellikleriyle yoldaşlarının hafızasında yer edinmiştir. Engin yoldaşımız, yoldaşlar topluluğu olan Partimizde, yoldaşın yoldaşı olmayı başararak kısa sürede Apocu militan özelliklerini kazanmıştır. Öz savunma temelinde Devrimci Halk Savaşı’nın geliştirilmesi için YPS çalışmalarına dahil olmuş, Rêber Apo ve şehitlere layık bir mücadele sergilemek için çok çabalamıştır.
Engin yoldaşımız şehadete ulaştığı ana kadar mücadele azmi, kararlı duruşu ve başarıya olan inancıyla örnek bir militan olmuştur. Engin yoldaşımızın işgalci Türk ordusunun Medya Savunma Alanları’na yönelik gerçekleştirdiği saldırılarda şehadete ulaşması yoldaşları olarak bizleri derinden etkilemişse de başarıya olan inancımızı daha da güçlendirmiştir.
17 Temmuz 2023
HPG Basın İrtibat Merkezi
Basına ve Kamuoyuna!
Serhildan halkı Mêrdîn’in yiğit evladı, partimiz PKK’nin öncü komutanlarından Demhat Bêdar yoldaşımız, 28 Şubat 2020 günü Dersîm’de gerçekleşen düşman saldırısında şehadete ulaşarak ölümsüzler kervanına katılmıştır. Soluksuz bir devrim yürüyüşçüsü olan Demhat yoldaşımız ülkemiz Kurdistan’ın her yerinde gerillacılık yaparak ve bulunduğu her alanda işgalcilere karşı eşsiz bir mücadelenin sahibi olarak tarihimize damgasını vuran fedai yoldaşlarımızdan oldu.
Demhat yoldaşımız gibi fedai ve yiğit bir komutanı özgürlük hareketimize kazandıran yurtsever ailesi başta olmak üzere tüm Mêrdîn halkımıza başsağlığı diliyoruz.
Demhat Bedar yoldaşımızın kimlik bilgileri şöyledir:
![]() |
Kod Adı: Demhat Bêdar |
Demhat – Mehmet Can Korkmaz
Rêber Apo öncülüğünde gelişen partimiz PKK, her an’ı destanlaşan tarihi bir direniş geleneği yaratmış ve bu görkemli mücadele, şehitlerimizin kanlarıyla yarattığı değerler toplamına dönüşmüştür. Sömürgecilerin insanlık dışı saldırıları altında can çekişen halkımız, yiğit evlatlarının bu onurlu direnişine kayıtsız kalmayarak Rêber Apo’nun özgürlük yürüyüşüne büyük bir kararlılıkla dahil olmuştur. Kurdistan ve dünya tarihinde eşi olmayan ve Kürt halkının özgür yaşamda ısrarının adı haline gelen serhildanlar savaşarak kendisini yaratan halk gerçekliğinin somutlaşmasıdır. Gelişen gerilla direnişiyle birlikte halklaşan mücadelemiz 90’lı yılların başından itibaren serhildanlarla yeni bir boyuta taşınmıştır. Cîzîr ve Nisêbîn’de ateşi yakılan serhildan geleneği Bakur başta olmak üzere bütün Kurdistan’a yayılarak ulusal diriliş devrimimizi müjdelemiştir. İşgal saldırılarına direnişle cevap veren yurtsever halkımız Rêber Apo’nun özgürlük felsefesini bütün kalbiyle sahiplenerek yaşamsallaştırmıştır.
Serhildanlar kuşağı yaratan partimiz PKK’nin verdiği tarihi gerilla direnişine fedakarca destek veren ve onlarca yiğit evladını mücadele saflarına gönderen halkımızın kadim yaşam merkezi yurtsever Mêrdîn kentimiz, Partimizin serpilmeye başladığı ilk günlerden itibaren kararlı bir şekilde direnişe katılarak yön veren bir konuma gelmiştir. Kurdistan’da kadın kimliğinin yaşamda ön planda ve belirleyici olduğu merkezlerden olan Mêrdîn kentimiz bu kimliğini mücadeleye de yansıtmış, Kürt kadını öncülüğünde gelişen serhildanlar tarihe damasını vurmuştur.
Yurtsever halkımızın PKK ile bütünleşerek halklaşmasını kendisi için büyük bir tehlike olarak gören ve bu direniş çizgisini yok etmeyi amaçlayan sömürgeci Türk devleti, Kurdistan’ın her karışında olduğu gibi Nisêbîn halkımıza karşı da insanlık dışı saldırılar gerçekleştirmiştir. Onurlu yaşam çizgisinde ısrar eden yurtsever halkımız asimilasyon, inkar ve imha saldırıları karşısında topyekûn bir direnişe geçmiştir. Gelişen ve zafere yürüyen PKK çizgisini yok etmek isteyen işgalciler halkımızı bin yıllardır yaşadığı kadim topraklardan zorla göç ettirerek kirli amaçlarına ulaşmak istemiştir. Rêber Apo felsefesiyle yeniden dirilen halkımız bütün bu saldırılara rağmen gittiği her yeri direniş alanına dönüştürerek işgalcilerin saldırılarını bir kez daha boşa düşürmüştür. Mêrdîn, Nisêbîn’de güçlü direniş ve serhildan geleneğinin hakim olduğu yurtsever Torî aşiretine mensup bir ailemizde dünyaya gelen Demhat yoldaşımız, işgalci Türk devletinin saldırılarını nedeniyle ailesiyle birlikte İstanbul’a göç etmek zorunda kalmıştır. Yurtseverlik bilincinin her zaman diri olduğu mücadeleci Torî aşiretinden olan Demhat yoldaşımız, ülke topraklarından uzakta büyümesine rağmen yurtsever ailesi ve çevresinden direniş kültürünü öğrenmiş ve Kurdistani değerleri özümseyerek büyümüştür.
Sömürgeci metropollerinde büyüyen Demhat yoldaşımız, işgalcilerin Kürt gençlerini hedef olan asimilasyon politikalarına yakından tanıklık etmiştir. Sahip olduğu yurtsever bilinç onu mücadeleye sevk etmiş ve PKK’yle buluşturmuştur. Rêber Apo felsefesini, PKK’nin tarihi direnişini ve Kurdistan dağlarında özgürlük gerillasının yürüttüğü büyük savaşı anlamak için daha derin araştırmalar yapan Demhat yoldaşımız, öğrendikçe mücadeleye daha fazla yakınlaşmıştır. Üniversitede öğretmenlik bölümünde okuyan yoldaşımız, bu süreçte gelişen düşman saldırıları karşısında cevap olması gerektiğini hissetmiş, gençlik çalışmalarına dahil olarak halkımızın devrim mücadelesine hizmet etmeye başlamıştır. Kendisi öğrenip geliştikçe öğrendiklerini gençlerle paylaşarak onlara öncülük eden Demhat yoldaşımız, süreç içinde büyük bir sevgi beslediği gerillaya katılma kararlılığına ulaşmasına rağmen mücadelenin ihtiyaçlarında dolayı gençlik çalışmalarında kalmaya devam etmiştir. Önderliğimize, halkımıza ve özgürlük mücadelemizin yarattığı bütün kutsal değerlere karşı geliştirilen 15 Şubat Uluslararası Komplosu karşısında her Kürt gibi büyük bir öfke duyan ve bu komployu asla kabul etmeyen Demhat yoldaşımız, yüzünü Kurdistan dağlarına, gerillaya dönmüştür. Gerilla saflarına katılmaya çalışan Demhat yoldaşımız işgalci Türk devleti tarafından tutuklanarak zindana konulmuştur. 6 ay boyunca sömürgeci zindanlarında kalan ve direnen yoldaşımızın öfkesi bilenmiş ve kararlılığı daha da keskinleşmiştir. Gerillaya altı kez katılmaya çalışırken her seferinde işgalciler tarafından engellenen Demhat yoldaşımız, hiçbir zaman pes etmemiş, gerillaya ulaşmak için bütün yolları denemiştir. Sarsılmaz iradesiyle bütün engelleri aşan yoldaşımız sonunda hayallerine ulaşmış 2002 yılında Kurdistan Özgürlük Gerillası’na katılmış ve işgalcilerin bütün çabalarını boşa düşürerek mücadele saflarındaki ilk zaferini kazanmıştır.
Halkımızın onurlu geleceği ve iradesi olan Kurdistan Özgürlük Gerillası’nı içten ve dıştan tasfiye etmek isteyen güçlere karşı Rêber Apo çizgisini militanca savunan, hiçbir dönem tereddüt etmeden şehitler çizgisinde yiğitçe yürüyen Demhat yoldaşımız, zor dönemlerin militanı olarak duruşu ve katılımıyla örnek bir yoldaşımız olmuştur. Kelareş alanında ilk pratiğini yürüten yoldaşımız, hızla kendisini geliştirmiş ve kısa sürede gerillacılık taktiklerinde uzmanlaşmıştır. Bütün ruhunu ve fiziğini devrim mücadelesine adayan yoldaşımız, devrimci yaşantısı boyunca önüne çıkan tüm zorluklara karşı pes etmemiş, özgürlüğe ekmek ve su kadar ihtiyacı olduğunu bilerek her an’ını mücadeleye adamıştır. Kurdistan topraklarında adım atan her işgalciye karşı sınırsız bir intikam, kin ve öfkeye sahibi olan Demhat yoldaşımız, öfkesini savaşına yansıtmıştır. Yoldaşlarına karşı büyük bir sevgi duymuş ve yoldaşları tarafından çok sevilmiş, bulunduğu her ortama heyecan, moral, irade ve güç katmıştır. Önderliğe olan bağlılığı sohbetindeki sıcaklığa, emekçi duruşuna ve yoldaşlık ilişkilerine yansımıştır. Bu konuda çok derin yoğunlaşmalar yaşamış ve etrafındaki yoldaşlarını da yoğunlaştırırdı. Botan, Mêrdîn, Dersîm başta olmak üzere Kurdistan’ın her karışında mücadele yürüten yoldaşımız, ülke sınırları dışında da devrimci mücadelesini başarılı bir şekilde yürütmüştür.
Bakurê Kurdistan’da yürüttüğü başarılı mücadelenin ardından Medya Savunma Alanları’na geçen Demhat yoldaşımız 2005 yılında PKK’nin fedailik çizgisinde derinleşmek için Hêzên Taybet’e katılmıştır. Yaşamını uğruna ölecek kadar sevenlerin oluşturduğu tarihi mirası takip eden yoldaşımız, derin yoğunlaşmalarını yaşamına aktarmış; özü sözü bir olan örnek bir militan olmuştur. Aldığı eğitimlerle Rêber Apo felsefesinde derinleşen Demhat yoldaşımız fedai bir militan olarak mücadelesini her gün yükseltmeyi esas almıştır. 2009 yılında tekrar Bakur’a geçen Demhat yoldaşımız, 2013 yılında kadar Bakurê Kurdistan’da pratik yürütmüş ve işgalcilere vurulan birçok darbede öncü rol oynamıştır. Devrimci Halk Savaşı’nın pratikleşmesi için yoğun bir çaba sahibi olan Demhat yoldaşımız, dönemin görev ve sorumluluklarını başarıyla yerine getirmiştir. Medya Savunma Alanları’na dönerek tecrübelerini yoldaşlarıyla paylaşan yoldaşımız, aldığı eğitimlere Demokratik Modernite Gerillacılığı’nın fedai bir savaşçı ve öncü komutanı olmuştur. Demhat yoldaşımızın en büyük isteği ve hayali Bakurê Kurdistan’ın tüm alanlarında gerillacılık yapmaktı. Bu temelde yüzü, kalbi ve beyni her zaman Bakur’a dönük olmuştur. Yılların emeğiyle oluşturduğu birikim ve tecrübe ile yanındaki yoldaşlarına yoldaş, yaşamın ve savaşın öncüsü olmuştur. Canlı ve hareketli tarzıyla yaşamdaki yeri çok belirgin olmuştur. İşgal ve işgalcilere karşı olan sonsuz öfke ve kini onu hep dinç tutmuştur. Ölümsüz şehitlerimizin intikamı almak, onların özgür Kurdistan hayalini pratikleştirmek için durup dinlenmeden emek veren yoldaşımız omuzladığı büyük yükün ve devrimci görevlerin ağırlığının her zaman bilincinde olmuş ve bu temelde bir katılımı esas almıştır.
Bakurê Kurdistan’a giderek işgalcilere ağır darbeler vurmayı ve sürece cevap olmayı hedefleyen Demhat yoldaşımız, bu temelde sürekli bir ısrarın sahibi olmuştur. Önerisi kabul edilen yoldaşımız 2017 yılında tekrar Bakurê Kurdistan’a, Dêrsîm’e geçmiş ve yoldaşlarıyla birlikte üç yıl boyunca her an’ı destanlaşan bir direniş ortaya koymuştur. Dêrsîm’de öncü komutanlık görevini layıkıyla yerine getiren yoldaşımız, yeni dönem gerilla taktiklerini başarılı bir şekilde pratiğe aktararak işgalciler ağır darbeler vurmuştur.
Fedailer ocağında fedailikte derinleşen, yaşamda ve savaşta PKK’nin direniş ve zafer çizgisini pratikleştiren öncü militan ve komutanımız Demhat yoldaşımızın ardından bıraktığı mücadele mirası her zaman önümüzü aydınlatmaya devam edecektir.
15 Temmuz 2023
HPG Basın İrtibat Merkezi
Basına ve Kamuoyuna!
Apocu fedai militan ve Zilan çizgisinin amansız takipçisi Ali Fırat yoldaşımız, 13 Temmuz 2018 günü Manisa’da görevi başındayken, Türk devletinin polisleri ile karşılaşmış, silahsız halde iken düşman tarafından infaz edilerek şehadete ulaşmıştır. Şehadet olayı ve bilgileri tarafımızdan netleştirilen yoldaşımızı, şehadet yıl dönümünde saygı ile anıyoruz. Bu vesile ile değerli ailesine ve yurtsever Kurdistan halkına başsağlığı diliyoruz.
Ali yoldaş gibi Zilanlar’ın takipçisi olan fedai şehitlerimizin kanlarını asla yerde bırakmayacağımızın, fedailik yürüyüşlerini esas alacağımızın ve amaçlarını başaracağımızın sözünü veriyoruz.
Ali Fırat yoldaşımızın kimlik bilgileri şu şekildedir:
![]() |
Kod Adı: Ali Fırat |
Ali – Naci Dayangaç
Ali Fırat yoldaşımız, Bêdlîs’in Xîzan ilçesinde Alîkan aşiretine mensup yurtsever bir ailede dünyaya geldi. Garzan yöresinin kadim toplumsal kültürü ve yurtseverliği ile yetişti. Çocuk yaşlarda iken ailesiyle birlikte Mersin’e göç edip orada büyüdü. Liseye kadar okuyan Ali yoldaşımız, bir süre sonra okulu bıraktı ve aile ekonomisine katkıda bulunmak için bir işçi olarak çalıştı. Burada emek olgusunu, işçi sınıfını, işçi sınıfının emeği üzerine nasıl bir sömürü düzeninin kurulduğunu fark etti. Mevcut düzen yaşamıyla derin çelişkileri olan Ali yoldaşımız, toplumsal çelişki ve sorunlar üzerine düşündü ve bir arayış içerisine girdi. Toplumsal sorunlara çare ararken farklı ideoloji ve eğilimleri de araştırdı, ancak nihayetinde yurtsever devrimci gençliğe ilgi duyarak faaliyetlerine katıldı. Hem gençlik çalışmalarına hem de serhildanlara katılan Ali yoldaşımız, bu süreçte Kürt halk gerçekliğini, Kürt halkının amansızca verdiği varlık ve özgürlük mücadelesini, bu mücadelede verilen bedelleri görerek tanıdı. Aynı zamanda Rêber Apo’nun ideoloji ve felsefesiyle tanışan Ali yoldaşımız, dünyaya bambaşka bir pencereden bakabilmenin, her toplumsal soruna köklü ve devrimci bir çözüm geliştirebilmenin gücüne erişti. Ali yoldaşımız, Rêber Apo’yu okudukça kendisinde açığa çıkan düşünce ve çözüm gücünün verdiği heyecanla daha fazla mücadele içerisine girdi. Özellikle şehit yoldaşlardan oldukça etkilendi, şehitlerin mücadele bayrağını yükseltmek ve hayallerini gerçekleştirmek için gerilla saflarına katılması gerektiğine kanaat getirdi. Bu bilinçle hareket eden Ali yoldaşımız, 2013 yılında Amed’de gerilla saflarına katıldı.
Gerillanın maneviyatla dolu yoldaşlık ortamına Amed’de katılan Ali yoldaşımız, ilk gerilla pratiğine burada başladı. Amed’deki gerillaların yoldaşlığı, Bakur’da gerillacılık yapmanın heyecanı Ali yoldaşımızda tarifsiz bir sevince yol açtı. 2013’teki demokratik çözüm süreci temelinde gelişen geri çekilme sonucu Amed’den Medya Savunma Alanları’na geçti. Medya Savunma Alanları’na geçip ilk gerilla eğitimini aldıktan sonra Heftanîn bölgesine düzenlendi. Heftanîn’in en kuzeyinde, Botan topraklarının kokusunu içine çekerek aktif gerillacılık yaptı. Heftanîn’in Deriyê Dawetiya alanında pratik yürüttü, tecrübe kazandı ve önemli bir birikim edindi. Aydın ve zeki bir genç olan Ali yoldaşımız, pratik faaliyetler ve savaş sanatında ustalaşmanın yanı sıra, ideolojik olarak da kendisini eğitmeye büyük önem verdi. Rêber Apo’nun çözümleme ve savunmaları başta olmak üzere şehit yoldaşlarımızın yazdıklarına yoğunlaştı. Ali yoldaşımız en çok etkileyen de fedai yoldaşlarımızın eylem öncesi yoğunlaşmalarını dile getirdiği mektuplar oldu. Ali yoldaşımız, fedai şehitlerimizin mektuplarında sonsuz adanmışlığı, tüm kirlerinden arınmış olmanın duruluğunu, inançta zirveleşmeyi, kararda keskinleşmeyi ve düşmandan intikam alma hırsının büyüklüğünü gördü. Fedailer şahsında dile gelen hakikati ve fedailerin eylemleriyle tarihe vurduğu damgayı kendisine örnek aldı. Bu temelde 2015’te fedai tarzıyla mücadele etmek üzere Hêzên Taybet’e dahil oldu.
PKK’ye katılmayı yaşamının en önemli kararlarından ve dönüm noktalarından biri olarak tanımlayan Ali yoldaş, Hêzên Taybet’e katılıp fedaileşmeyi esas almayı da bu önemli kararlardan biri olarak ele aldı. Fedailer ortamına dahil olduktan sonra kendisini hesapsızca katan Ali yoldaşımız, kaygısız, tereddütsüz ve cesur bir yürüyüşün sahibi oldu. Apocu ideolojide derinleşti, yoldaşlığını alabildiğine güçlendirdi, manevi değerlerimizle bütünleşerek kendisinde yüksek bir duygu ve düşünce gücü yarattı. Aldığı eğitimler ve yakaladığı düzey ile Zilan (Zeynep Kınacı) yoldaşın samimi bir ardılı ve takipçisi oldu. Düşmana karşı büyük bir kin ve öfke ile dolu olan Ali yoldaşımız, daima düşmana Zilanca darbe vurmanın arayışı içerisinde oldu. Bu temelde önemli bir arayışın ve güçlü bir katılımın sahibi oldu, yüzünü Bakurê Kurdistan’a dönerek buradaki gerilla pratiğine dahil oldu.
Ali yoldaşımız, güler yüzlü mizacı, moralli kişiliği, sağlam karakteri, şiirler okuyarak zenginleştirdiği ruh dünyası ile tüm yoldaşlarının sırtını dayayabildiği fedai bir militan olmayı başardı. Bu anlamda tanıştığı her yoldaşının sevgi ve saygısını kazanmasını bildi, güçlü bir etki uyandırdı. Üstlendiği her görev ve sorumluluğu mutlaka başarıya ulaştırma ölçüsüyle yaklaştı, asla başarısızlığı kabul etmedi. Ali yoldaş, devrim heyecanıyla dopdolu olan yüreğiyle düşmanın üzerine yürüdü, en zor alanlarda pratik yapmayı tercih etti. Örnek bir duruşun ve katılımın sahibi oldu.
Ali yoldaşımız, bir görev kapsamında Manisa’da bulunduğu evde 13 Temmuz 2018 günü Türk devletinin polisleri ile karşılaşmış ve silahsız halde iken düşman tarafından infaz edilerek şehadete ulaştı. Ali Fırat yoldaşımız şahsında, şehitlerimizin anısına sahip çıkacağımızın, mücadele bayrağını yükselteceğimizin ve amaçlarını mutlaka gerçekleştireceğimizin sözünü veriyoruz.
13 Temmuz 2023
HPG Basın İrtibat Merkezi
Basına ve Kamuoyuna!
2 Aralık 2022 günü düşmanın Gabar alanına yönelik başlattığı bir operasyonda, Gabar bölge komutanlığı görevi yürüten değerli yoldaşımız Silav Koçer ile Fedakar Hêlîn ve Egîd Nîzîp yoldaşlarımız son nefeslerine kadar Apocu militanlıkta ısrar ederek şehadete ulaştı. Gerilla mücadelemizin kalbi Botan’da yürütülen destansı direnişin kahramanlarından olan bu değerli yoldaşlarımız büyük komutanımız Egîd (Mahsum Korkmaz) öncülüğünde geliştirilen ve Adil, Nûda, Gulbahar ve Gelhatlarla devam eden kesintisiz fedailiğin son temsilcileri oldular.
Bizlere büyük ve mutlaka başarılması gereken görevler devreden Silav, Fedakar ve Egîd yoldaşlarımızın başta değerli aileleri olmak üzere tüm yurtsever Kurdistan halkımıza başsağlığı diliyoruz.
Şehadete ulaşan yoldaşlarımızın kimlik bilgileri şu şekildedir:
![]() |
Silav – Behiye Kaçar
![]() |
Kod Adı: Fedakar Hêlîn |
Fedakar – Mazlum Akman
![]() |
Egîd – Yakup Demir
Botan’ın önemli direniş merkezlerinden olan ve halkımızın tekrar tarih sahnesine çıkışının simgesi olan Şanlı 15 Ağustos Atılımı’nın başlatıldığı yer olan Sêrt ili ve kadim halkı o tarihten günümüze kadar bu tarihi misyonuna sahip çıkarak devrimimizdeki yurtseverlik görevlerini başarılı bir şekilde yerine getiriyor. Binlerce en değerli evladını özgürlük saflarına katarak mücadelemizin bugünlere ulaşmasında emekleri olan Sêrt halkımız, bu kahraman evlatlarıyla ne kadar övünse yeridir. Sêrt halkımızın güzide evlatlarından biri olan Silav yoldaşımız da bu halk gerçekliği içerisinde yurtsever Didêrî aşiretine mensup bir ailemizde doğdu. Ailesinin ve yaşadığı çevrenin etkisiyle Partimizi küçük yaşlarından itibaren tanımaya başladı. Özellikle gerillanın işgalci Türk devletine karşı geliştirdiği destansı direnişten etkilendi, bu direnişlerin hikayelerini dinleyerek büyüdü. Abisinin gençlik çalışmalarında olması ve yürüttüğü çalışmalardan dolayı düşmana tutsak düşmesi Silav yoldaşımızı etkilediği gibi mücadele arayışı içerisine girmesine de neden oldu. Bir süre gençlik çalışmalarında kalmasından dolayı örgütsel anlamda belli bir tecrübe kazandı. Bu tecrübelerini daha etkili bir mücadelenin zemini yapmak isteyen yoldaşımız bunun ancak gerilla saflarına katılmakla mümkün olduğunun bilincindedir. Fakat yaşının çok genç olmasından dolayı bu istemini bir süre ertelemek zorunda kaldı. Bu süreçte yoğunlaşmalarına devam eden yoldaşımız toplumun kadına bakış açısını daha derinlikli anlamaya ve çözümlemeye başladı. Toplumun geleneksel ölçülerle kadına verecek bir şeyinin olmadığını bilince çıkarak Silav yoldaşımız daha fazla beklemenin anlamsız olduğuna karar vererek 2009 yılında liseyi bitirdikten sonra gerilla saflarına katılma kararı aldı.
Gerillaya katılımını hayalindeki özgür yaşama kavuşmak olarak değerlendiren Silav yoldaşımız kısa sürede dağ ve gerilla yaşamına uyum sağladı. Dağlı bir kadın olan Silav yoldaşımız dağın dilinden anladığı için hiçbir zorluk yaşamadan gerilla yaşamına atıldı. Daha önceleri yürüttüğü faaliyetlerden ötürü örgütsel anlamda tecrübeleri olan yoldaşımız bu tecrübelerini yoldaşları ile de paylaşarak onların gelişiminde emek sahibi oldu. Garê alanında bir süre pratik yürüttükten sonra Metîna alanına geçen yoldaşımız, bir yandan düşman saldırılarına karşı cevap olabilmek için var olan savaş pratiğine katılmak istedi diğer yandan da bulunduğu alandaki kimi sorunların çözümü için yoğunlaşma yaşayarak çözüm gücü olmaya çalıştı. Yaşanan yanlış pratiklere ve yanlış anlayışlara karşı ideolojik mücadeledeki keskinliği ile öne çıkan Silav yoldaşımız, şehitlerimizin kanıyla yaratılan kutsal PKK yaşamının savunulması için her zaman ideolojik mücadele içinde oldu. Kendi kişiliğini de bu temelde geliştirmeye çalışan yoldaşımız hiçbir zaman elinden kitabını eksik etmez, eğitimine önem verirdi. Bu özelliği sayesinde kişiliğindeki gelişmeyi sürekli kıldı. 2011 yılında Qendîl alanına geçen yoldaşımız burada bir yıl çalışma yürüttükten sonra Devrimci Halk Savaşımızın etkili bir şekilde yürütüldüğü Xakurkê alanına geçerek buradaki savaş pratiğine dahil oldu. Xakurkê alanında düşmana karşı geliştirilen birçok eylemde yer alan yoldaşımız askeri anlamda büyük bir tecrübe kazandı. Bu tecrübelerini ideolojik derinlikle besleyerek yetkin bir YJA Star gerillası olmak isteyen yoldaşımız bu amaçla 2014 yılında Parti Merkez Okulu olan Mazlum Doğan Akademisi’ne geçti. Burada aldığı eğitimlerle Önder Apo felsefesinde derinleşerek öncü bir kadın komutan oldu. Eğitim sürecinde özellikle kadın özgürlük ideolojisinde derinleşmeyi esas alan yoldaşımız ideolojik birikimi olan bir kadının yaşamın her alanında öncü olabileceğini yaşamı ve duruşuyla kanıtladı. Eğitimden sonra tekrar Qendîl alanında çalışmalara katılan yoldaşımız, soykırımcı Türk devletinin halkımıza ve Hareketimize yönelik 2015 yılında gerçekleştirdiği saldırılara karşı cevap olabilmek için Bakurê Kurdistan’a gitmeyi önerdi.
Bu önerisi 2016 yılında kabul gören yoldaşımız aynı yıl ana toprağı olan Botan alanına geçti. Botan alanında ilk olarak Herekol alanında görev alan yoldaşımız daha sonra Botan’ın birçok alanında gerillacılık yaptı. Botan gibi zorlu bir alanda başarılı bir pratiğin ancak ideolojik derinlik ve mücadeledeki keskinlikle mümkün olacağının bilincinde olan Silav yoldaşımız bu temelde mücadele ederek öncü bir YJA Star gerillası oldu. Bu duruşu sayesinde birlikte mücadele verdiği yoldaşlarının güvenini kazandı. Aynı zamanda düşmana olan öfkesini birbirinden etkili eylemler örgütleyerek gösteren yoldaşımız, yaşamdaki öncülük misyonunu savaşta da göstererek bütünlük bir militanın nasıl olması gerektiğini pratiği ile gösterdi. Son olarak gittiği Gabar alanında bölge komutanlığı görevi yapan Silav yoldaşımız burada da mevcut duruşunu korumuş, ortaya çıkan sorunlara anında cevap olmak isteyerek tüm yoldaşlarının yoğunlaşmalarını düşman üstüne yapmasını amaçlamıştır. Gabar alanının maneviyatını iliklerine kadar hisseden ve bu alanda efsaneleşen değerli komutanlarımız Egîd, Adil, Gulbahar ve Gelhatların anılarını her an taze tutmak istedi. Ancak bu değerli komutanlarımızın yaşam ölçüleriyle zaferi kazanacağımızı bilen Silav yoldaşımız, mücadelesi ile Gabar’ın unutulmaz komutanları arasındaki yerini aldı. 2 Aralık 2022 günü gerçekleşen düşman saldırısında son nefesine kadar Apocu ideolojiye olan bağlılığını koruyan Silav yoldaşımız şehitler kervanına katılarak ölümsüzleşti. Yoldaşları olarak Silav yoldaşımız şahsında tüm şehitlerimizin hayallerinin savaşçısı olacağımızın sözünü bir kez daha yineliyoruz.
Fedakar yoldaşımız, yurtseverliği ile bilinen ve özgürlük mücadelemizin gelişimi ile birlikte özgürlüğe olan tutkuları nedeniyle hesapsız bir şekilde direniş saflarına katılan Mêrdîn halkımızın bir ferdi olarak İstanbul’da doğdu. Kurdistan’da uzakta doğup büyümesine rağmen, ailesinin köklü Kürt kültürüne sahip çıkarak çocuklarını yetiştirmesi nedeniyle bu değerlere bağlı bir şekilde büyüdü. Yine partimiz PKK öncülüğünde açığa çıkan özgürlük değerlerini de edinen Fedakar yoldaşımız güçlü bir kişilik haline geldi. Genç olmasına rağmen her zaman ülke gündemini takip ederek işgalcilere karşı geliştirilen tarihi direnişi izledi. İşgalcilerin tüm vahşi saldırılarına karşı büyük bir direniş geliştiren ve halkımızı her geçen gün daha fazla özgürlüğe yakınlaştıran gerillanın mücadelesinden etkilendi. Bir süre yurtsever, devrimci gençlik çalışmalarında yer aldıktan sonra mücadelesini daha fazla büyütmeye karar verdi ve bu anlamda arayışlara girdi. Özellikle tüm halkımızı ve dünya demokratik kamuoyunu etkileyen Rojava Özgürlük Devrimi’ne yönelik çete saldırılarına karşı büyük bir öfke duydu ve mutlaka devrim saflarındaki yerini alması gerektiğine inandı. Bu temelde 2015 yılında ana toprakları olan Mêrdîn Nisêbîn’den gerilla saflarına katıldı.
Gerilla saflarına katıldığında 1996 yılında şehadete ulaşan dayısı Fedakar – Hikmetullah Demir ve 1988 yılında şehadete ulaşan halası Hêlîn – Suphiye Akman yoldaşların adını alarak Fedakar Hêlîn oldu. Mücadeleye dayısı ve halasının isimlerini ve silahını kaldırarak başlayan Fedakar yoldaşımız daha ilk günden şehitler çizgisine bağlı kalarak ve onların yarım kalan hayallerini gerçekleşmek isteyerek doğru bir şekilde başladı. Bundan sonraki tüm yürüyüşü de bu temelde üzerinde oldu ve fedaice bir devrim yürüyüşünün sahibi oldu. Yeni Savaşçılar eğitimini Avaşîn alanında gören Fedakar yoldaşımız burada aldığı eğitim ile dağ ve gerilla yaşamıyla tamamen bütünleşmesinin yanında kişiliğinde de önemli dönüşümler yarattı. Her geçen gün kendisini yenileyerek Apocu kişilik özellikleri içselleştirmeyi başardı. Bir devrimci olarak yürüteceği devrim çalışmalarının fedailik çizgisinde olması gerektiğine inandı. Fedailiğin bir yaşam biçimi olduğu gerçekliği ile yaşayan yoldaşımız birçok kez fedai eylem önerisi geliştirerek bu kutsal yaşamı zirveleştirmek istemiştir. Özellikle Şehit Andok yoldaşın söylediği “ İmralı adasında geçen her anı iliklerine kadar hissedemeyen fedai olamaz” sözünü kendisine düstur edindi ve her zaman buna bağlı kalmayı başardı. Avaşîn alanında bulunduğu süreçte genelde tecrübeli yoldaşlarının yanında kalan ve onların tecrübelerinden ders çıkaran yoldaşımız kısa sürede örgütsel anlamda yetkinleşti. Gerilla mücadelesinde yeni ve genç olmasına rağmen birçok çalışmayı yürütebilecek düzeye gelen yoldaşımız askeri duruşunu daha da geliştirmek için Şehîd Mehmet Goyî Operasyon Okulu’nda eğitim aldı. Bu eğitimle birlikte mücadelesini daha da büyütmek ve halkımızın özgürlük istemlerine cevap olabilmek için Bakurê Kurdistan’a gitmeyi önerdi. Önerisi kabul edilen yoldaşımız kendisini yeni dönem gerilla taktiklerinde geliştirmek için ve günümüz teknolojisini düşmana karşı etkin bir şekilde kullanabilmek için Şehîd Mahir branş eğitimlerine dahil oldu. Bakurê Kurdistan’a gitme hedefine ulaşmak için büyük bir istek, heyecan ve moralle eğitimlere katlan yoldaşımız, eğitimini başarılı bir şekilde tamamlayarak 2018 yılında Botan alanına geçti.
Tüm özgürlük gerillasının ulaşmak istediği hedeflerden biri olan Bakurê Kurdistan’da özellikle de Botan’da gerillacılık yapma hayalini gerçekleştiren Fedakar yoldaşımız, gerillanın manevi kıblegahı olan Gabar’a geçerek mücadelesini sürdürdü. Yaklaşık 5 yıl boyunca Gabar alanında kalan yoldaşımız, burada her ne kadar adı gibi fedakar ve emekçi bir katılımın sahibi olmuşsa da hiçbir zaman bu katılım düzeyini yeterli görmedi. Başarı çıtasını Önderliğimizin fiziki özgürlüğünü gerçekleştirmek olarak belirleyen yoldaşımız bunun için tüm varlığı ile mücadele etti. Birçok eylemin gerçekleştirilmesini sağlayan ve bu eylemlerde bizzat yer alan yoldaşımız, Gabar alanında da tekrar fedai eylem gerçekleştirme önerisi yapmıştır. Fedai komutanımız Zîlan gibi düşmanın beyninde patlamayı ve bu şekilde Önderliğimizin özgürlüğüne giden yolda bir meşale olmayı isteyen Fedakar yoldaşımız bu duruşunu yaşamının her anında da göstererek örnek bir militan oldu. Bizler de yoldaşları olarak Fedakar yoldaşımız şahsında tüm şehitlerimizin hayali olan Rêber Apo’nun fiziki özgürlüğünü gerçekleştirene kadar durmadan mücadele edeceğimizin sözünü bir kez daha yineliyoruz.
Egîd yoldaşımız aslen Riha Pirsûs’lu yurtsever bir ailenin ferdi olarak Dîlok Nizip’de doğdu. Ailesinin yurtsever olması ve düşmanın her türlü asimilasyonist politikalarına rağmen kimliklerinden ve kültürlerinde ısrar etmesi nedeniyle Egîd yoldaşımız da bu özelliklerle büyüdü. Kurdistan’da yürütülen özgürlük mücadelesine karşı her zaman duyarlı olan bir çevrede büyümesi Egîd yoldaşımızın da küçük yaşlardan itibaren Partimizi duymasını sağlamış, büyüdükçe ve Partimizi daha fazla tanıdıkça bağlılığı arttı. Bir Kürt genci olarak kendisinin de halkımızın özgürlüğü için sorumlu olduğunu bilince çıkardı ve mücadele etmek için arayışlara girdi. İlk olarak yerel düzeyde yurtsever gençlik çalışmalarında yer aldı. Rojava Özgürlük Devrimi’nin Kurdistan’ın dört bir yanında yarattığı devrimci hava kuşkusuz Bakurê Kurdistan halkımızı da etkiledi ve daha fazla mücadele saflarına katılmasına neden oldu. Yine Rojava Özgürlük Devrimi’ne yönelik saldırılara karşı da Bakurê Kurdistan halkımız en etkili mücadeleyi yürüterek yurtseverlik görevini layıkıyla yerine getirdi. DAİŞ çetelerinin Kobanê’ye saldırdığı dönemlerde yine ayağa kalkan halkımız destansı bir direniş geliştirerek Rojava Özgürlük Devrimi’ne sahip çıktı. Bu süreçte yürütülen çalışmalar ve halkımızın yediden yetmişe tüm varlığıyla devrime sahip çıkması Egîd yoldaşımızı etkilediği gibi mücadeleye daha aktif katılmasını da sağlamıştır. İlk olarak tüm Bakurê Kurdistan’da yaşanan serhildanlara katılarak öncülük görevini yerine getirmiş daha sonra ise var olan mücadele tarzının yetersi olduğunu düşünerek profesyonel düzeyde çalışmalara katılması gerektiğine karar verdi. Düşmanın Bakurê Kurdistan’da halkımızın onlarca yıllık mücadelenin bedeli olarak elde ettiği kazanımlarını elinden almak ve Çöktürme Planı ile halkımızın ve Hareketimizi tamamen yok etmek istemesini erkenden fark eden Egîd yoldaşımız aktif bir şekilde bir katılım sergilemiştir. İlk olarak halkımızın özsavunmasının sağlam bir şekilde oluşturulması için kurulan yerel direniş birliklerine katıldı. Nisêbîn alanında bu çalışmalara katıldıktan 15 gün sonra kendisi daha fazla eğitmek, askeri ve ideolojik olarak yetkin bir militan olabilmek için yüzünü Kurdistan dağlarına döndü.
2016 yılında gerilla saflarına katılan Egîd yoldaşımız daha önce edindiği tecrübelerden ötürü yeni Savaşçı eğimini başarılı bir şekilde tamamladı. Bu eğitim sürecinde aldığı Önderlik dersleriyle kendisini daha iyi anlamaya başladı ve kişiliğinde önemli dönüşümler gerçekleştirdi. Aynı zamanda gerillaya yeni katılan yoldaşlarına da yaşamsal ve eğitsel anlamda yardım ederek onların da gerilla ve dağ yaşamına adapte olarak birer öncü militan olmalarında emek sahibi oldu. Bu süreçte daha fazla sorumluk almayı devrimci bir görev olarak gören yoldaşımız, ilk pratiğinde tim komutanı olarak görev aldı. Bu görevindeki başarılarından dolayı kısa sürede terfi ederek gerilla yaşam tarzının örgütlenmesi için hayati önemde olan alt yapı ve lojistik biriminde sorumlu düzeye ulaştı. Bu görevinde de başarılı olmayı ve yoldaşlarının güvenine layık olmayı bilen Egîd yoldaşımız, yaşanan yoğun savaş sürecine daha etkin bir katılım sağlamak için askeri akademilerde eğitim alma önerisi geliştirdi. Bu eğitimle tek hedefi halkımızı yok etmek olan soykırımcı Türk devletine karşı etkili ve sonuç alıcı bir mücadelenin içerisine girmek istedi. Soykırımcı Türk devletinin halkımıza reva gördüğü kölelik sisteminin ancak bu şekilde parçalanabileceğini ve halkımızın da ancak bu şekilde özgürlüğe ulaşabileceğini düşündü.
Savaşın ulaştığı yeni boyutu iyi analiz eden Egîd yoldaşımız, savaşlarda artık vazgeçilmez olan teknolojik araçların kullanılmasını öğrenerek gerilla savaşımıza yeni bir alan açmak istedi. Böylece işgalci Türk devleti ile daha etkili bir mücadelenin yürütülebileceğine inanmış ve bunun gereklerini pratiği ile göstermek istedi. Aldığı uzmanlık eğitimleriyle bu amacını gerçekleştiren Egîd yoldaşımız, aldığı eğitimi en etkili Botan alanında pratikleştirebileceğini düşündü ve bunun için Botan alanında geçti. Adil, Nûda ve Gelhatların mekanı olan; hem güzelliği hem maneviyatı ve hem de zorluğu ile bilinen Gabar alanında ilk pratiğini yapan Egîd yoldaşımız kısa sürede girişken özelliğiyle kendisini alandaki yoldaşlarına sevdirebildi. Gabar alanının zorlu pratiği Egîd yoldaşımızın mücadele azim ve kararlılığını bilemiş, kendisini her anlamıyla katarak var olan ihtiyaçlara cevap olmak istedi. Düşmana karşı birçok eyleme katılarak üzerine düşen görev sorumlulukları yerine getirmeye çalışan yoldaşımız kendisini Önderliğimize, şehitlerimize ve halkımıza karşı her zaman borcu hissetti ve mücadelesini daha da büyütmenin arayışına girdi. Bu arayışlarını öneriler halinde örgütümüzle de paylaşmış ve her göreve hazır olduğunu beyan ederek fedailik çizgisinde katılan bir militanın nasıl bir mücadele çizgisine sahip olması gerektiğini pratiği ile kanıtladı. Bunun için her zaman en önde olmaya gayret ederek Apocu bir militan olarak yüklendiği tarihi misyonun gereklerini yerine getirdi.
2 Aralık 2022 günü görevi başındayken gerçekleşen düşman saldırılarına karşı son nefesine kadar savaşarak Partimizin onurlu yaşam çizgisinin yılmaz bir savunucu olduğu bir kez daha kanıtlayarak şehadete ulaştı. Egîd yoldaşımızın ulaşmak istediği büyük hayallerinin takipçisi olacağımızın sözü ile onun şahsında tüm şehitlerimize layık olmak için mücadele edeceğiz.
12 Temmuz 2023
HPG Basın İrtibat Merkezi
Basına ve Kamuoyuna!
3 Temmuz 2023 gece saatlerinde Botan’ın Besta bölgesindeki Kanî Xezalê alanında görevleri başında bulunan Mîrza ve Bengîn yoldaşlarımız, 4 Temmuz gününe kadar süren düşman saldırıları sonucu şehadete ulaştı. Apocu militanlığın en seçkin öncüleri olan ve Botan’ın birçok bölgesinde gerillacılık yaparak düşmana ağır darbeler vuran Mîrza ve Bengîn yoldaşlarımız, Demokratik Modernite Gerillacılığı’nın yetkin komutanları olmayı başardılar. Apocu çizgideki ısrarları ve zafere olan sarsılmaz inançlarıyla yıllarca büyük bir azimle savaşarak aktif bir rol oynadılar.
Duruşları, cesaretleri ve yiğitlikleriyle bize her daim öncülük yapacak olan Mîrza ve Bengîn yoldaşlarımızın değerli yurtsever aileleri başta olmak üzere tüm yurtsever Kurdistan halkımıza başsağlığı diliyoruz.
Şehadete ulaşan yoldaşlarımızın kimlik bilgileri şu şekildedir:
![]() |
Kod Adı: Mîrza Bargiran |
Mîrza – Mîrza Sezek
![]() |
Kod Adı: Bengîn Barman |
Bengîn – Kahraman Karataş
Mîrza yoldaşımız Dudêran aşiretine mensup yurtsever bir ailenin çocuğu olarak Sêrt ilçesinde dünyaya geldi. İçinde yetiştiği aile ve çevre ortamından kaynaklı güçlü yurtseverlik duygularıyla büyüdü. Zeki ve çalışkan bir genç olan Mîrza yoldaşımız, liseye kadar okudu. Fakat TC devlet okullarının Kürt gençlerini asimile edip Türkleştirmeye çalıştığını görünce, başarılı bir öğrenci olmasına rağmen Türk okullarını bıraktı. Yetenekli bir genç olan Mîrza yoldaşımız, koşudan güreşe, voleyboldan tenise kadar birçok spor dalında başarılı olan sportmen bir kişiliğe sahipti. Aynı zamanda aile ekonomisine katkıda bulunmak için hayvancılıktan esnaflığa kadar çeşitli işlerde çalıştı. Kurdistan Özgürlük Mücadelesi’ni çocukluğundan itibaren tanıyan ve yüreğinde büyük yurtseverlik duyguları taşıyan Mîrza yoldaş, Kürt halkının varlık ve özgürlük mücadelesine ilgi duydu. Genç yaşında mücadeleye atılarak yurtsever, devrimci gençlik çalışmalarında yer aldı. Aktif ve gözü pek bir genç olan Mîrza yoldaşın faaliyetlerini engellemek isteyen sömürgeci, soykırımcı Türk devleti onu 2010 yılında tutuklayarak hapsetti. Zindanda 6 ay boyunca kalan Mîrza yoldaş, bu sürede düşman gerçekliğini ve halkının özgürlük mücadelesini daha yakından tanıdı. Zindandan çıktığı gibi yine toplumsal çalışmalara katıldı. Olgun kişiliği, mütevazı duruşu, ahlaki değer ve ölçüleri karakterine yedirmiş olan katılımı gittiği her ortamı, konuştuğu her insanı ve özellikle de gençleri etkiliyordu. Kürt halkının ancak ve ancak bilinçlenip Parti öncülüğünde örgütlenerek mücadele edeceğine ve özgürlüğüne böyle ulaşabileceğine yürekten inanarak halkımızın örgütlenmesi çalışmalarına ağırlık verdi. Fakat Mîrza yoldaşımızın bu aktif yürüyüşü yine düşmanın dikkatini çekti ve 2011’de 3 ay boyunca tutsak kaldı. Düşman tarafından baskı gördükçe, tutuklu kaldıkça daha da bilinçlenen, yetkinleşen, azmi artan ve mücadele kararı büyüyen Mîrza yoldaşımız, düşman karşısında asla geri adım atmadı. Zindandan çıktığı gibi hiçbir bireysel yaşam arayışına kapılmadan ve geriye düşüşü kabul etmeden mücadelesine kaldığı yerden devam etti. Devrimci Halk Savaşımızın önemli bir sürecini ifade eden 2011 ve 2012 yılında Sêrt’de çalışma yürüttü. Ancak Kürt düşmanı faşist Türk devleti tarafından 2012 yılında yeniden tutuklandı ve 2 yıl boyunca zindanda kaldı. Mîrza yoldaş, zindan ortamına bir devrim akademisi olarak yaklaştı; Mazlum Doğan, Hayri Durmuş, Kemal Pir ve Sakine Cansızlar’ın izinden yürüyerek iradesini keskinleştiren bir devrimci olarak cevap verdi. Türk devletinin hiçbir baskısı ona asla boyun eğdiremedi, kararından vazgeçiremedi. Mîrza yoldaş, bu süreçte artık tamamen profesyonel bir devrimci olma kararına ulaşarak bir Parti kadrosu oldu. 2014 yılı başında zindandan çıkar çıkmaz, profesyonel devrimci olarak çalışmalara katıldı. Gençlik çalışmalarından toplumsal inşa çalışmalarına kadar her düzeyde faaliyet yürüttü. Demokratik çözüm sürecinde rol alıp halkımızın örgütlenmesi çalışmalarını yürüttü, Sêrt Kent Konseyi’nde sözcülük düzeyinde görev üstlendi. Fakat soykırımcı Türk devleti yine Mîrza yoldaşımızın önünü kesmeye, çalışmalarını engellemeye başladı. Bu durumu gören Mîrza yoldaşımız, artık demokratik siyaset alanında çalışma yürütemeyeceğini anladı ve 7 Haziran 2014’te Botan’ın Herekol bölgesinde gerilla saflarına katıldı.
Kürtler’in kendilerini en özgürce ifade edip kimliğini yaşayabildiği Kurdistan dağlarını mesken eyleyen Mîrza yoldaş, Herekol’de yeni savaşçı eğitimini gördü. Olgun kişiliği, Parti kültürüne sahip bilinci, zindan tecrübesi ve yürüttüğü faaliyetlerin kendisinde oluşturduğu birikim Mîrza yoldaşımızın gerilla yaşamına erkenden katılmasını sağladı. Kurdistan dağlarındaki devrim yürüyüşünü hızlı adımlarla başlata Mîrza yoldaş, Berwarî’den Garisa’ya, Herekol’den Garzan’a kadar birçok yerde çalışma yürüttü. Arazi hakimiyeti güçlü, temposu yüksek, yürüyüşü hızlı, iradesi dayanaklı ve askeri duyarlılığı yüksek olan Mîrza yoldaş, kuryelik görevini yürüttü. Sayısız yoldaşını Botan’dan Garzan’a, Garzan’dan da Botan’a aktardı. Düşmanın her türlü engellemesini aşarak sorumluluğunu aldığı tüm grupları başarıyla yerlerine ulaştırdı. Mîrza yoldaşımız, yılların engin gerilla tecrübesine sahip olmayı gerektiren bu çalışmayı, çok çabuk öğrenip eksiksiz yerine getirebilen örnek bir gerilla oldu. Askeri sanata olan ilgisi Mîrza yoldaşımızı gerillada uzmanlaşmaya sevk etti ve 2015 yılında Botan’da suikast taktiği üzerine uzmanlaşma eğitimi gördü. Gördüğü bu eğitim Mîrza yoldaşımızı gerilla taktiğine ve savaş tekniğine hakim hale getirdi. Eğitimden aldığı güçle yeniden Herekol bölgesine geçen Mîrza yoldaş; sömürgeci, soykırımcı Türk devletinin 24 Temmuz 2015’te Kürt halkına ve Kurdistan Özgürlük Mücadelesi’ne karşı başlattığı topyekun imha saldırılarına karşılık verdi. Aktif eylemsellik sürecine bütün benliğiyle katıldı. Faşist Türk devleti saldırılarında sınır tanımayıp soykırım amacıyla Kurdistan şehirlerine saldırmaya başlayınca Kürt halkı öz yönetim direnişlerini geliştirdi. Mîrza yoldaşımız da, doğup büyüdüğü, yıllarca devrimci faaliyetler sürdürdüğü Sêrt’teki halkımıza karşı kendisini sorumlu hissederek bu sürece katıldı. Sêrt’deki öz yönetim direnişinin öncü militanlarından olan Mîrza yoldaş, halkımızın öz savunmasını geliştirip güçlendirmek için çok büyük bir fedakarlıkla çalıştı. 15 Temmuz 2016’da, Sêrt’de geliştirilen özyönetim direnişi hamlesi bir tesadüf sonucu aynı günde gerçekleşen darbeye denk geldi. Darbenin tüm Türkiye’de gündem olmasından dolayı çok başarılı bir devrimci hamle olan direniş hiç gündeme girmedi. Ancak bu devrimci hamlede Sêrt şehrinin büyük kısmı yoldaşlarımızın eline geçti, işgalci Türk devletinin güçleri ağır darbeler aldı, Sêrt halkı büyük bir moral aldı ve yüzlerce genç yoldaşlarımızın etrafında toplandı. Fakat Türk devlet sistemi içerisindeki iktidar hesaplaşmasının farklı boyut kazanmasıyla, yoldaşlarımız provokasyonlara zemin sunmamak için Sêrt şehrinden geri çekildi. İşte Mîrza yoldaşımız bu direniş sürecinin en aktif ve öncü militanlarından biri olarak rol oynayarak tarihe geçti.
Sêrt’den döndükten sonra Botan sahasının hareketli timlerindeki yerini aldı. Bir yıl boyunca bu timlerde kaldı, komutanlık yaptı, önemli faaliyetler yürüttü ve eylemlere katıldı. Mîrza yoldaşımız, yüksek cesareti, korku nedir bilmeyen yüreği, gerilla taktiklerinde ustalaşması, yüksek pratik zekası ve çalışkanlığıyla katıldığı her eylemde mutlaka belirleyici bir rol oynadı. 2017 yılının Nisan ayında, işgalci Türk devleti Botan’ın Kato ve Herekol bölgelerine aylarca sürecek olan çok kapsamlı bir işgal harekatı başlattı. Herekol’ün tümüne asker yerleştirip elindeki tüm savaş tekniğini buraya yönelten işgalci Türk ordusu, buradaki gerilla varlığını tasfiyeyi amaçladı. Ancak Herekol bölge komutanı olan ölümsüz komutanlarımızdan Egîd Garzan (Murat Kalko) yoldaş öncülüğünde Herekol’da gelişen destansı direniş düşmana geçit vermedi. Herekol dağının zirvesinde ve labirentlerinde düşmanı durdurarak ağır kayıplar verdirdi. Mîrza yoldaşımız, işgalci düşmanın Herekol’e gerçekleştirdiği bu işgal harekatına darbe vurmak üzere komutanı olduğu hareketli tim ile birlikte Herekol bölgesine geçti ve düşmanla iç içe girdi. Büyük bir cesaretle burada düşmanı vurdu, işgal harekatının ağır darbeler almasına yol açtı. Mîrza yoldaş, burada yaşanan bir çatışmada ayağından ve kolundan yaralandı. Günlerce arazide tek başına ve yaralı halde kalmasına rağmen tüm işgalcileri ve düşman tekniğini atlatarak yoldaşlarına sağlam ulaşmayı başardı. Bakur’un az imkanlarıyla iki ay boyunca yoldaşlarının desteğiyle tedavi oldu. İyileşir iyileşmez tekrardan görevinin başına geçti ve Herekol’un yolunu tuttu.
2017’den 2023’e kadar Herekol ve Besta alanlarında büyük sorumluluk alarak çok aktif bir pratik yürüttü. Mîrza yoldaşımız Botan dağlarında 9 yıl boyunca aralıksız bir şekilde, nefes nefese bir mücadele yürüttü. Kişiliğinde yarattığı büyük devrim iradesi, azim, kararlılık ve çabayla her engeli aşmasını bildi. Mîrza yoldaşımız, en zorlu koşullarda ve en kıt imkanlar ortamında devrimcilik yaptı ve mücadele etti. Yüksek Parti bilinci, Önderlik ideolojisini kavramış olması, Apocu tarz ve tempoyu yakalamış olması onu sıra dışı ve başarılı bir komutan haline getirdi. Kurdistan Özgürlük Gerillası’nı Bakur’dan söküp atmayı hayal eden düşmanın korkulu rüyası oldu. Birçok başarılı eylemin, sonuç alıcı çalışmaların ve mücadelemize büyük yararlılıklar sağlayan pratiklerin mimarı oldu. Mîrza yoldaş, askeri akademilerde eğitim görme imkanı bulamadı, fakat yaşamın her an’ını eğitime, sırtını dayadığı her taşı ve altında oturduğu her ağacı bir akademiye çevirdi. Yaşamın her anında ve her mekanda kendisini Önderlik ideolojisi temelinde eğitti. Yanı başında şehadete ulaşan yoldaşlarının anılarına daima bağlı kalan Mîrza yoldaş, onlardan aldığı tecrübeleri devrim yürüyüşünün temeli haline getirdi. Mîrza yoldaş; şehitlere, Önderliğe, halka ve mücadeleye olan dürüst bağlılığı sayesinde her anı, her saati büyük bir irade ve emek gerektiren Bakur koşullarında 9 yıl boyunca gerillacılık ve komutanlık yaptı. Dervişane yaşayan Apocu militan ve yiğit komutan Mîrza yoldaş 4 Temmuz 2023 günü Besta’da gerçekleşen düşman saldırısında Bengîn yoldaşla birlikte şehadete ulaştı.
Tarih boyunca özgür iradesi, dili, kültürü, kimliğiyle var olan ve kadim Kurdistan coğrafyasıyla bütünleşen halkımız, varlığına dönük saldırılar karşısında asla boyun eğmemiş, sırtını dayayarak direniş merkezine çevirdiği dağlarında işgale ve işgalcilere karşı mücadele etmiştir. Direniş kültürünün dengbêjler aracılığıyla kuşaktan kuşağa aktarılması, Kurdistan’da kesintisiz bir mücadele çizgisini beraberinde getirmiştir. Emperyalist güçlerin Kurdistan ve Ortadoğu’da hakimiyet kurmak için halkımızın bin yıllardır yaşadığı kadim toprakları yapay sınırlarla birbirinden ayırması yeni bir serhildan dönemi ortaya çıkarmış, yurtsever halkımız sömürgecilerin kirli planlarına boyun eğmeyerek tekrar direnişe geçmiştir. Tarihin gördüğü en acımasız asimilasyon, inkâr ve imha saldırıları karşısında varlığı büyük bir tehlike altına giren yurtsever halkımız, Rêber Apo öncülüğünde gelişen partimiz PKK’le birlikte tarih sahnesine yeniden ve büyük bir görkemle çıkmıştır. Betonla üzeri kapatılan özgür Kürt kimliği Rêber Apo’nun özgürlük yürüyüşüyle birlikte yeniden dirilmiştir. Halkımızın kadim direniş tarihi mirasını devralarak zafer çizgisiyle buluşturan Rêber Apo, adım adım geliştirdiği mücadelemizi yenilmez kılmış, savaşan halk gerçekliğiyle bütünleşen bir serhildan halkı yaratmıştır.
PKK’nin yaktığı direniş ateşi 14 Temmuz Büyük Zindan Direnişiyle sömürgecilere ilk büyük darbeyi vurmuş, kentlerden ovalara ve ovalardan ölümsüz komutanımız Egîd’in öncülüğünde Kurdistan’ın kadim dağlarının doruklarına taşınmıştır. Ölümsüz şehitlerimizin en büyük zorluklara rağmen damla damla kanlarını dökerek büyüttükleri mücadelemiz, ilk direniş kıvılcımlarıyla birlikte halkımıza yansımış ve soykırım saldırıları altında can çekişen halkımız tarafından büyük bir coşkuyla sahiplenilmiştir. Tarihi gerilla direnişinden güç alan halkımız, mücadele şehitlerimizi serhildanlarla karşılayarak bağrına basmıştır. Direnişimizin halklaştığı 90’lı yılların başında serhildan kültürünün ilk geliştiği merkezlerden olan Mêrdîn kentimiz, tarihi direniş çizgisine layıkıyla sahip çıkmış ve PKK’yle birlikte zirveye taşımıştır. 14 Mart 1990’da Mêrdîn, Stewrê’de bulunan ve her dönem direnişçilerin merkezi olan Girê Şêra’da büyük bir direnişin ardından şehadete ulaşan ARGK gerillalarını sahiplenmek için serhildanlarla ayağa kalkan Mêrdîn halkımız, Kurdistan’da yeni dönem başlatmıştır. PKK’nin yenilmez ruhuyla bütünleşen halkımızın yiğit evlatları akın akın mücadele saflarına yönelerek ölümsüzlerimizden kalan mücadele bayrağını her daim en yükseklerde dalgalandırmışlardır.
Bengîn yoldaşımız, Rêber Apo’nun özgürlük yürüyüşüyle birlikte Kurdistan’da yaratılan direniş ve serhildan geleneğinin merkezlerinden olan Mêrdîn, Stewrê’ye bağlı yurtsever Barman köyünde dünyaya geldi. Yoldaşımızın ilk kimliği, Kurdistani geleneğe güçlü bir şekilde bağlı, kapitalist sistemin toplumu yok eden özelliklerinden büyük oranda kendisini korumayı başarmış ve özü bozulmamış toplumsal bağların öne çıktığı bir çevrede gelişti. Hayvancılıkla geçimini sağlayan emekçi bir ailede büyüyen yoldaşımız, Kurdistan’ın cennet doğasıyla iç içe ve babasından dinlediği klamlarla halkımızın kadim direniş ve mücadele tarihini öğrendi. Yüreğine nakşettiği kadim klamlar Bengîn yoldaşımız üzerinde büyük bir etki yarattığı ve kendisi de kadim dengbêj kültürünün bir temsilcisi oldu. İşgalci Türk devletinin halkımıza karşı geliştirdiği saldırılara yakından tanıklık etmesi, yoldaşımızın sömürgeciler karşısında büyük bir öfke sahibi olmasını beraberinde getirdi. Yaşadığı toprakla bütünleşen ve zengin Kurdistan doğasıyla iç içe büyüyen yoldaşımız erken yaşlardan itibaren güçlü yurtsever duygulara sahip oldu. Kurdistan Özgürlük Mücadelesi’ni yakından takip eden Bengîn yoldaşımız, efsaneleşen gerilla hikayelerinden çok etkilenerek kalbinde oluşan derin duyguları erken yaşlardan itibaren klamlarına ve yazdığı şiirlere yansıttı. Temiz özü ve duyarlı kişiliğiyle yaşadığı yurtsever Barman halkının büyük sevgini ve saygısını da kazanan Bengîn yoldaşımız, küçük yaşlarından itibaren gerillaya katılacağı günün hayallerini kurdu. Halkımızın özgürlüğü için mücadele ederken sömürgeci Türk ordusunun yerleştirdiği bir mayının patlaması sonucu 1997 yılında şehadete ulaşan abisi Seyitxan Karataş’ın anısına hep bağlı kalan ve abisi şahsında bütün Kurdistan şehitlerinin intikamını almaya söz veren Bengîn yoldaşımız, sözüne bağlı kalarak şehitlerimizin mücadele bayrağını yükseltme temelinde 2014 yılında gerilla saflarına katıldı.
Doğup büyüdüğü ve derin bir sevgiyle bağlı olduğu topraklarda Kurdistan Özgürlük Gerillası saflarına katılmanın haklı gururunu yaşayan Bengîn yoldaşımız, ilk gerillacılık pratiğini Bakurê Kurdistan’da yürütme şansına sahip oldu. Bu şansın önemini bilen ve çok iyi değerlendiren Bengîn yoldaşımız, zorlu koşullara hızla uyum sağlayarak pratik içinde pişen, yetkinleşen ve komutanlaşan yoldaşlarımızdan oldu. Mêrdîn alanında ilk gerillacılık tecrübesini alan yoldaşımız daha sonra uzun yıllar kalarak başarılı bir pratik yürüteceği Botan alanına geçti. Besta ve Gabar başta olmak üzere gerillacılığın merkezi olan Botan’ın nerdeyse her karışında kalan, pratik yürüten ve katıldığı eylemlerde işgalcilere ağır darbeler vuran Bengîn yoldaşımız, yeni dönemin zafer ruhunu şahsında somutlaştırdı. Sömürgeci Türk ordusunun işgal saldırılarına yoldaşlarıyla birlikte en ön cephede cevap veren, yeni dönem gerilla taktiklerini başarılı bir şekilde pratiğe aktaran Bengîn yoldaşımız, uzman bir gerilla olarak yaşamda ve savaşta yoldaşlarına öncülük etti. Şehit düşen yoldaşlarının intikamını gerçekleştirdiği ve katıldığı başarılı eylemlerle alan, en imkansız görünen yer ve koşullarda işgalcilere ağır darbeler vuran Bengîn yoldaşımızın gerillacılık yaşamındaki her an’ı başarıyla iç içedir. 5 yılı boyunca Bakurê Kurdistan’ın merkezi Botan’da ölümsüz komutanımız Egîd’in izinde başarılı bir pratik yürüyen Bengî yoldaşımız daha sonra Medya Savunma Alanları’na geçti. Aldığı askeri uzmanlık ve akademi eğitimleriyle bilinç düzeyini derinleştirerek ideolojik alanda büyük bir derinlik yakaladı. Rêber Apo felsefesini yaşamının temeli haline getiren yoldaşımız, öğrendiklerini hem yoldaşlarına aktarmış hem de yaşama yansıttı. Bulunduğu her alanda yaşama güçlü katılımı ve güçlü yoldaşlık duygusuyla öne çıkan Bengîn yoldaşımız moralli ve coşkulu kişiliğiyle bütün yoldaşlarına güç kaynağı oldu.
Kendisini şehitlerimize ve ezilen halkımıza karşı her zaman borçlu hissederek Partimize ve halkımıza hizmet etmeyi yaşamının esası haline getiren Bengîn yoldaşımız, durup dinlenmeden mücadele temposunu yükselterek her zaman daha fazla hizmet etmeyi hedefledi. Yoldaşlarına söylediği klamlar ve yazdığı şiirlerle halkımızın çektiği acıları, tarihi direnişleri ve zaferi dillendiren Bengîn yoldaşımız çok yönlü kişiliğiyle birçok farklı alanda uzmanlaştır. Metîna alanında bir süre pratik yürüten yoldaşımız, Bakurê Kurdistan’a tekrar geçerek kutsal Botan topraklarında pratik yürütmek için her zaman ısrar sahibi oldu. Yoğun ısrarı sonucu komutanlaşarak tekrar Botan’a dönen Bengîn yoldaşımız, zor dönem ve mekanların militanı olarak her zaman en ön cephede olmayı esas aldı. Samimi, özlü, içten kişiliği ve emekçi özelliğiyle aldığı bütün kritik görevleri başarıyla yerine getirdi. Botan alanında gerçekleşen birçok eylemde en önde yer alarak öfkesini savaşına yansıtan Bengîn yoldaşımız, hareketli tim tarzını başarılı bir şekilde pratiğe aktardı.
Kurdistan Özgürlük Mücadelesi saflarına onlarca yiğit evladını gönderen ve birçok şehit veren yurtsever Barman’ın yiğit evladı Bengîn yoldaşımız, Kurdistan Özgürlük Mücadelesi saflarında hızla gelişen, militanlaşan ve komutanlaşan yoldaşlarımızdan oldu. Devrimci yaşantısı boyunca fedailer çizgisinde yürüyen Bengîn yoldaşımız, biz geride kalan yoldaşları için unutulmaz bir mücadele mirası bırakmıştır. Genç komutanımız fedai Bengîn yoldaşımızın ardında bıraktığı direniş bayrağı mutlaka zafere taşınacaktır.
11 Temmuz 2023
HPG Basın İrtibat Merkezi
Basına ve Kamuoyuna!
3 Temmuz 2023 gece saatlerinde Botan’ın Besta bölgesindeki Kanî Xezalê alanında görevleri başında bulunan Mîrza ve Bengîn yoldaşlarımız, 4 Temmuz gününe kadar süren düşman saldırıları sonucu şehadete ulaştı. Apocu militanlığın en seçkin öncüleri olan ve Botan’ın birçok bölgesinde gerillacılık yaparak düşmana ağır darbeler vuran Mîrza ve Bengîn yoldaşlarımız, Demokratik Modernite Gerillacılığı’nın yetkin komutanları olmayı başardılar. Apocu çizgideki ısrarları ve zafere olan sarsılmaz inançlarıyla yıllarca büyük bir azimle savaşarak aktif bir rol oynadılar.
Duruşları, cesaretleri ve yiğitlikleriyle bize her daim öncülük yapacak olan Mîrza ve Bengîn yoldaşlarımızın değerli yurtsever aileleri başta olmak üzere tüm yurtsever Kurdistan halkımıza başsağlığı diliyoruz.
Şehadete ulaşan yoldaşlarımızın kimlik bilgileri şu şekildedir:
![]() |
Kod Adı: Mîrza Bargiran |
Mîrza – Mîrza Sezek
![]() |
Kod Adı: Bengîn Barman |
Bengîn – Kahraman Karataş
Mîrza yoldaşımız Dudêran aşiretine mensup yurtsever bir ailenin çocuğu olarak Sêrt ilçesinde dünyaya geldi. İçinde yetiştiği aile ve çevre ortamından kaynaklı güçlü yurtseverlik duygularıyla büyüdü. Zeki ve çalışkan bir genç olan Mîrza yoldaşımız, liseye kadar okudu. Fakat TC devlet okullarının Kürt gençlerini asimile edip Türkleştirmeye çalıştığını görünce, başarılı bir öğrenci olmasına rağmen Türk okullarını bıraktı. Yetenekli bir genç olan Mîrza yoldaşımız, koşudan güreşe, voleyboldan tenise kadar birçok spor dalında başarılı olan sportmen bir kişiliğe sahipti. Aynı zamanda aile ekonomisine katkıda bulunmak için hayvancılıktan esnaflığa kadar çeşitli işlerde çalıştı. Kurdistan Özgürlük Mücadelesi’ni çocukluğundan itibaren tanıyan ve yüreğinde büyük yurtseverlik duyguları taşıyan Mîrza yoldaş, Kürt halkının varlık ve özgürlük mücadelesine ilgi duydu. Genç yaşında mücadeleye atılarak yurtsever, devrimci gençlik çalışmalarında yer aldı. Aktif ve gözü pek bir genç olan Mîrza yoldaşın faaliyetlerini engellemek isteyen sömürgeci, soykırımcı Türk devleti onu 2010 yılında tutuklayarak hapsetti. Zindanda 6 ay boyunca kalan Mîrza yoldaş, bu sürede düşman gerçekliğini ve halkının özgürlük mücadelesini daha yakından tanıdı. Zindandan çıktığı gibi yine toplumsal çalışmalara katıldı. Olgun kişiliği, mütevazı duruşu, ahlaki değer ve ölçüleri karakterine yedirmiş olan katılımı gittiği her ortamı, konuştuğu her insanı ve özellikle de gençleri etkiliyordu. Kürt halkının ancak ve ancak bilinçlenip Parti öncülüğünde örgütlenerek mücadele edeceğine ve özgürlüğüne böyle ulaşabileceğine yürekten inanarak halkımızın örgütlenmesi çalışmalarına ağırlık verdi. Fakat Mîrza yoldaşımızın bu aktif yürüyüşü yine düşmanın dikkatini çekti ve 2011’de 3 ay boyunca tutsak kaldı. Düşman tarafından baskı gördükçe, tutuklu kaldıkça daha da bilinçlenen, yetkinleşen, azmi artan ve mücadele kararı büyüyen Mîrza yoldaşımız, düşman karşısında asla geri adım atmadı. Zindandan çıktığı gibi hiçbir bireysel yaşam arayışına kapılmadan ve geriye düşüşü kabul etmeden mücadelesine kaldığı yerden devam etti. Devrimci Halk Savaşımızın önemli bir sürecini ifade eden 2011 ve 2012 yılında Sêrt’de çalışma yürüttü. Ancak Kürt düşmanı faşist Türk devleti tarafından 2012 yılında yeniden tutuklandı ve 2 yıl boyunca zindanda kaldı. Mîrza yoldaş, zindan ortamına bir devrim akademisi olarak yaklaştı; Mazlum Doğan, Hayri Durmuş, Kemal Pir ve Sakine Cansızlar’ın izinden yürüyerek iradesini keskinleştiren bir devrimci olarak cevap verdi. Türk devletinin hiçbir baskısı ona asla boyun eğdiremedi, kararından vazgeçiremedi. Mîrza yoldaş, bu süreçte artık tamamen profesyonel bir devrimci olma kararına ulaşarak bir Parti kadrosu oldu. 2014 yılı başında zindandan çıkar çıkmaz, profesyonel devrimci olarak çalışmalara katıldı. Gençlik çalışmalarından toplumsal inşa çalışmalarına kadar her düzeyde faaliyet yürüttü. Demokratik çözüm sürecinde rol alıp halkımızın örgütlenmesi çalışmalarını yürüttü, Sêrt Kent Konseyi’nde sözcülük düzeyinde görev üstlendi. Fakat soykırımcı Türk devleti yine Mîrza yoldaşımızın önünü kesmeye, çalışmalarını engellemeye başladı. Bu durumu gören Mîrza yoldaşımız, artık demokratik siyaset alanında çalışma yürütemeyeceğini anladı ve 7 Haziran 2014’te Botan’ın Herekol bölgesinde gerilla saflarına katıldı.
Kürtler’in kendilerini en özgürce ifade edip kimliğini yaşayabildiği Kurdistan dağlarını mesken eyleyen Mîrza yoldaş, Herekol’de yeni savaşçı eğitimini gördü. Olgun kişiliği, Parti kültürüne sahip bilinci, zindan tecrübesi ve yürüttüğü faaliyetlerin kendisinde oluşturduğu birikim Mîrza yoldaşımızın gerilla yaşamına erkenden katılmasını sağladı. Kurdistan dağlarındaki devrim yürüyüşünü hızlı adımlarla başlata Mîrza yoldaş, Berwarî’den Garisa’ya, Herekol’den Garzan’a kadar birçok yerde çalışma yürüttü. Arazi hakimiyeti güçlü, temposu yüksek, yürüyüşü hızlı, iradesi dayanaklı ve askeri duyarlılığı yüksek olan Mîrza yoldaş, kuryelik görevini yürüttü. Sayısız yoldaşını Botan’dan Garzan’a, Garzan’dan da Botan’a aktardı. Düşmanın her türlü engellemesini aşarak sorumluluğunu aldığı tüm grupları başarıyla yerlerine ulaştırdı. Mîrza yoldaşımız, yılların engin gerilla tecrübesine sahip olmayı gerektiren bu çalışmayı, çok çabuk öğrenip eksiksiz yerine getirebilen örnek bir gerilla oldu. Askeri sanata olan ilgisi Mîrza yoldaşımızı gerillada uzmanlaşmaya sevk etti ve 2015 yılında Botan’da suikast taktiği üzerine uzmanlaşma eğitimi gördü. Gördüğü bu eğitim Mîrza yoldaşımızı gerilla taktiğine ve savaş tekniğine hakim hale getirdi. Eğitimden aldığı güçle yeniden Herekol bölgesine geçen Mîrza yoldaş; sömürgeci, soykırımcı Türk devletinin 24 Temmuz 2015’te Kürt halkına ve Kurdistan Özgürlük Mücadelesi’ne karşı başlattığı topyekun imha saldırılarına karşılık verdi. Aktif eylemsellik sürecine bütün benliğiyle katıldı. Faşist Türk devleti saldırılarında sınır tanımayıp soykırım amacıyla Kurdistan şehirlerine saldırmaya başlayınca Kürt halkı öz yönetim direnişlerini geliştirdi. Mîrza yoldaşımız da, doğup büyüdüğü, yıllarca devrimci faaliyetler sürdürdüğü Sêrt’teki halkımıza karşı kendisini sorumlu hissederek bu sürece katıldı. Sêrt’deki öz yönetim direnişinin öncü militanlarından olan Mîrza yoldaş, halkımızın öz savunmasını geliştirip güçlendirmek için çok büyük bir fedakarlıkla çalıştı. 15 Temmuz 2016’da, Sêrt’de geliştirilen özyönetim direnişi hamlesi bir tesadüf sonucu aynı günde gerçekleşen darbeye denk geldi. Darbenin tüm Türkiye’de gündem olmasından dolayı çok başarılı bir devrimci hamle olan direniş hiç gündeme girmedi. Ancak bu devrimci hamlede Sêrt şehrinin büyük kısmı yoldaşlarımızın eline geçti, işgalci Türk devletinin güçleri ağır darbeler aldı, Sêrt halkı büyük bir moral aldı ve yüzlerce genç yoldaşlarımızın etrafında toplandı. Fakat Türk devlet sistemi içerisindeki iktidar hesaplaşmasının farklı boyut kazanmasıyla, yoldaşlarımız provokasyonlara zemin sunmamak için Sêrt şehrinden geri çekildi. İşte Mîrza yoldaşımız bu direniş sürecinin en aktif ve öncü militanlarından biri olarak rol oynayarak tarihe geçti.
Sêrt’den döndükten sonra Botan sahasının hareketli timlerindeki yerini aldı. Bir yıl boyunca bu timlerde kaldı, komutanlık yaptı, önemli faaliyetler yürüttü ve eylemlere katıldı. Mîrza yoldaşımız, yüksek cesareti, korku nedir bilmeyen yüreği, gerilla taktiklerinde ustalaşması, yüksek pratik zekası ve çalışkanlığıyla katıldığı her eylemde mutlaka belirleyici bir rol oynadı. 2017 yılının Nisan ayında, işgalci Türk devleti Botan’ın Kato ve Herekol bölgelerine aylarca sürecek olan çok kapsamlı bir işgal harekatı başlattı. Herekol’ün tümüne asker yerleştirip elindeki tüm savaş tekniğini buraya yönelten işgalci Türk ordusu, buradaki gerilla varlığını tasfiyeyi amaçladı. Ancak Herekol bölge komutanı olan ölümsüz komutanlarımızdan Egîd Garzan (Murat Kalko) yoldaş öncülüğünde Herekol’da gelişen destansı direniş düşmana geçit vermedi. Herekol dağının zirvesinde ve labirentlerinde düşmanı durdurarak ağır kayıplar verdirdi. Mîrza yoldaşımız, işgalci düşmanın Herekol’e gerçekleştirdiği bu işgal harekatına darbe vurmak üzere komutanı olduğu hareketli tim ile birlikte Herekol bölgesine geçti ve düşmanla iç içe girdi. Büyük bir cesaretle burada düşmanı vurdu, işgal harekatının ağır darbeler almasına yol açtı. Mîrza yoldaş, burada yaşanan bir çatışmada ayağından ve kolundan yaralandı. Günlerce arazide tek başına ve yaralı halde kalmasına rağmen tüm işgalcileri ve düşman tekniğini atlatarak yoldaşlarına sağlam ulaşmayı başardı. Bakur’un az imkanlarıyla iki ay boyunca yoldaşlarının desteğiyle tedavi oldu. İyileşir iyileşmez tekrardan görevinin başına geçti ve Herekol’un yolunu tuttu.
2017’den 2023’e kadar Herekol ve Besta alanlarında büyük sorumluluk alarak çok aktif bir pratik yürüttü. Mîrza yoldaşımız Botan dağlarında 9 yıl boyunca aralıksız bir şekilde, nefes nefese bir mücadele yürüttü. Kişiliğinde yarattığı büyük devrim iradesi, azim, kararlılık ve çabayla her engeli aşmasını bildi. Mîrza yoldaşımız, en zorlu koşullarda ve en kıt imkanlar ortamında devrimcilik yaptı ve mücadele etti. Yüksek Parti bilinci, Önderlik ideolojisini kavramış olması, Apocu tarz ve tempoyu yakalamış olması onu sıra dışı ve başarılı bir komutan haline getirdi. Kurdistan Özgürlük Gerillası’nı Bakur’dan söküp atmayı hayal eden düşmanın korkulu rüyası oldu. Birçok başarılı eylemin, sonuç alıcı çalışmaların ve mücadelemize büyük yararlılıklar sağlayan pratiklerin mimarı oldu. Mîrza yoldaş, askeri akademilerde eğitim görme imkanı bulamadı, fakat yaşamın her an’ını eğitime, sırtını dayadığı her taşı ve altında oturduğu her ağacı bir akademiye çevirdi. Yaşamın her anında ve her mekanda kendisini Önderlik ideolojisi temelinde eğitti. Yanı başında şehadete ulaşan yoldaşlarının anılarına daima bağlı kalan Mîrza yoldaş, onlardan aldığı tecrübeleri devrim yürüyüşünün temeli haline getirdi. Mîrza yoldaş; şehitlere, Önderliğe, halka ve mücadeleye olan dürüst bağlılığı sayesinde her anı, her saati büyük bir irade ve emek gerektiren Bakur koşullarında 9 yıl boyunca gerillacılık ve komutanlık yaptı. Dervişane yaşayan Apocu militan ve yiğit komutan Mîrza yoldaş 4 Temmuz 2023 günü Besta’da gerçekleşen düşman saldırısında Bengîn yoldaşla birlikte şehadete ulaştı.
Tarih boyunca özgür iradesi, dili, kültürü, kimliğiyle var olan ve kadim Kurdistan coğrafyasıyla bütünleşen halkımız, varlığına dönük saldırılar karşısında asla boyun eğmemiş, sırtını dayayarak direniş merkezine çevirdiği dağlarında işgale ve işgalcilere karşı mücadele etmiştir. Direniş kültürünün dengbêjler aracılığıyla kuşaktan kuşağa aktarılması, Kurdistan’da kesintisiz bir mücadele çizgisini beraberinde getirmiştir. Emperyalist güçlerin Kurdistan ve Ortadoğu’da hakimiyet kurmak için halkımızın bin yıllardır yaşadığı kadim toprakları yapay sınırlarla birbirinden ayırması yeni bir serhildan dönemi ortaya çıkarmış, yurtsever halkımız sömürgecilerin kirli planlarına boyun eğmeyerek tekrar direnişe geçmiştir. Tarihin gördüğü en acımasız asimilasyon, inkâr ve imha saldırıları karşısında varlığı büyük bir tehlike altına giren yurtsever halkımız, Rêber Apo öncülüğünde gelişen partimiz PKK’le birlikte tarih sahnesine yeniden ve büyük bir görkemle çıkmıştır. Betonla üzeri kapatılan özgür Kürt kimliği Rêber Apo’nun özgürlük yürüyüşüyle birlikte yeniden dirilmiştir. Halkımızın kadim direniş tarihi mirasını devralarak zafer çizgisiyle buluşturan Rêber Apo, adım adım geliştirdiği mücadelemizi yenilmez kılmış, savaşan halk gerçekliğiyle bütünleşen bir serhildan halkı yaratmıştır.
PKK’nin yaktığı direniş ateşi 14 Temmuz Büyük Zindan Direnişiyle sömürgecilere ilk büyük darbeyi vurmuş, kentlerden ovalara ve ovalardan ölümsüz komutanımız Egîd’in öncülüğünde Kurdistan’ın kadim dağlarının doruklarına taşınmıştır. Ölümsüz şehitlerimizin en büyük zorluklara rağmen damla damla kanlarını dökerek büyüttükleri mücadelemiz, ilk direniş kıvılcımlarıyla birlikte halkımıza yansımış ve soykırım saldırıları altında can çekişen halkımız tarafından büyük bir coşkuyla sahiplenilmiştir. Tarihi gerilla direnişinden güç alan halkımız, mücadele şehitlerimizi serhildanlarla karşılayarak bağrına basmıştır. Direnişimizin halklaştığı 90’lı yılların başında serhildan kültürünün ilk geliştiği merkezlerden olan Mêrdîn kentimiz, tarihi direniş çizgisine layıkıyla sahip çıkmış ve PKK’yle birlikte zirveye taşımıştır. 14 Mart 1990’da Mêrdîn, Stewrê’de bulunan ve her dönem direnişçilerin merkezi olan Girê Şêra’da büyük bir direnişin ardından şehadete ulaşan ARGK gerillalarını sahiplenmek için serhildanlarla ayağa kalkan Mêrdîn halkımız, Kurdistan’da yeni dönem başlatmıştır. PKK’nin yenilmez ruhuyla bütünleşen halkımızın yiğit evlatları akın akın mücadele saflarına yönelerek ölümsüzlerimizden kalan mücadele bayrağını her daim en yükseklerde dalgalandırmışlardır.
Bengîn yoldaşımız, Rêber Apo’nun özgürlük yürüyüşüyle birlikte Kurdistan’da yaratılan direniş ve serhildan geleneğinin merkezlerinden olan Mêrdîn, Stewrê’ye bağlı yurtsever Barman köyünde dünyaya geldi. Yoldaşımızın ilk kimliği, Kurdistani geleneğe güçlü bir şekilde bağlı, kapitalist sistemin toplumu yok eden özelliklerinden büyük oranda kendisini korumayı başarmış ve özü bozulmamış toplumsal bağların öne çıktığı bir çevrede gelişti. Hayvancılıkla geçimini sağlayan emekçi bir ailede büyüyen yoldaşımız, Kurdistan’ın cennet doğasıyla iç içe ve babasından dinlediği klamlarla halkımızın kadim direniş ve mücadele tarihini öğrendi. Yüreğine nakşettiği kadim klamlar Bengîn yoldaşımız üzerinde büyük bir etki yarattığı ve kendisi de kadim dengbêj kültürünün bir temsilcisi oldu. İşgalci Türk devletinin halkımıza karşı geliştirdiği saldırılara yakından tanıklık etmesi, yoldaşımızın sömürgeciler karşısında büyük bir öfke sahibi olmasını beraberinde getirdi. Yaşadığı toprakla bütünleşen ve zengin Kurdistan doğasıyla iç içe büyüyen yoldaşımız erken yaşlardan itibaren güçlü yurtsever duygulara sahip oldu. Kurdistan Özgürlük Mücadelesi’ni yakından takip eden Bengîn yoldaşımız, efsaneleşen gerilla hikayelerinden çok etkilenerek kalbinde oluşan derin duyguları erken yaşlardan itibaren klamlarına ve yazdığı şiirlere yansıttı. Temiz özü ve duyarlı kişiliğiyle yaşadığı yurtsever Barman halkının büyük sevgini ve saygısını da kazanan Bengîn yoldaşımız, küçük yaşlarından itibaren gerillaya katılacağı günün hayallerini kurdu. Halkımızın özgürlüğü için mücadele ederken sömürgeci Türk ordusunun yerleştirdiği bir mayının patlaması sonucu 1997 yılında şehadete ulaşan abisi Seyitxan Karataş’ın anısına hep bağlı kalan ve abisi şahsında bütün Kurdistan şehitlerinin intikamını almaya söz veren Bengîn yoldaşımız, sözüne bağlı kalarak şehitlerimizin mücadele bayrağını yükseltme temelinde 2014 yılında gerilla saflarına katıldı.
Doğup büyüdüğü ve derin bir sevgiyle bağlı olduğu topraklarda Kurdistan Özgürlük Gerillası saflarına katılmanın haklı gururunu yaşayan Bengîn yoldaşımız, ilk gerillacılık pratiğini Bakurê Kurdistan’da yürütme şansına sahip oldu. Bu şansın önemini bilen ve çok iyi değerlendiren Bengîn yoldaşımız, zorlu koşullara hızla uyum sağlayarak pratik içinde pişen, yetkinleşen ve komutanlaşan yoldaşlarımızdan oldu. Mêrdîn alanında ilk gerillacılık tecrübesini alan yoldaşımız daha sonra uzun yıllar kalarak başarılı bir pratik yürüteceği Botan alanına geçti. Besta ve Gabar başta olmak üzere gerillacılığın merkezi olan Botan’ın nerdeyse her karışında kalan, pratik yürüten ve katıldığı eylemlerde işgalcilere ağır darbeler vuran Bengîn yoldaşımız, yeni dönemin zafer ruhunu şahsında somutlaştırdı. Sömürgeci Türk ordusunun işgal saldırılarına yoldaşlarıyla birlikte en ön cephede cevap veren, yeni dönem gerilla taktiklerini başarılı bir şekilde pratiğe aktaran Bengîn yoldaşımız, uzman bir gerilla olarak yaşamda ve savaşta yoldaşlarına öncülük etti. Şehit düşen yoldaşlarının intikamını gerçekleştirdiği ve katıldığı başarılı eylemlerle alan, en imkansız görünen yer ve koşullarda işgalcilere ağır darbeler vuran Bengîn yoldaşımızın gerillacılık yaşamındaki her an’ı başarıyla iç içedir. 5 yılı boyunca Bakurê Kurdistan’ın merkezi Botan’da ölümsüz komutanımız Egîd’in izinde başarılı bir pratik yürüyen Bengî yoldaşımız daha sonra Medya Savunma Alanları’na geçti. Aldığı askeri uzmanlık ve akademi eğitimleriyle bilinç düzeyini derinleştirerek ideolojik alanda büyük bir derinlik yakaladı. Rêber Apo felsefesini yaşamının temeli haline getiren yoldaşımız, öğrendiklerini hem yoldaşlarına aktarmış hem de yaşama yansıttı. Bulunduğu her alanda yaşama güçlü katılımı ve güçlü yoldaşlık duygusuyla öne çıkan Bengîn yoldaşımız moralli ve coşkulu kişiliğiyle bütün yoldaşlarına güç kaynağı oldu.
Kendisini şehitlerimize ve ezilen halkımıza karşı her zaman borçlu hissederek Partimize ve halkımıza hizmet etmeyi yaşamının esası haline getiren Bengîn yoldaşımız, durup dinlenmeden mücadele temposunu yükselterek her zaman daha fazla hizmet etmeyi hedefledi. Yoldaşlarına söylediği klamlar ve yazdığı şiirlerle halkımızın çektiği acıları, tarihi direnişleri ve zaferi dillendiren Bengîn yoldaşımız çok yönlü kişiliğiyle birçok farklı alanda uzmanlaştır. Metîna alanında bir süre pratik yürüten yoldaşımız, Bakurê Kurdistan’a tekrar geçerek kutsal Botan topraklarında pratik yürütmek için her zaman ısrar sahibi oldu. Yoğun ısrarı sonucu komutanlaşarak tekrar Botan’a dönen Bengîn yoldaşımız, zor dönem ve mekanların militanı olarak her zaman en ön cephede olmayı esas aldı. Samimi, özlü, içten kişiliği ve emekçi özelliğiyle aldığı bütün kritik görevleri başarıyla yerine getirdi. Botan alanında gerçekleşen birçok eylemde en önde yer alarak öfkesini savaşına yansıtan Bengîn yoldaşımız, hareketli tim tarzını başarılı bir şekilde pratiğe aktardı.
Kurdistan Özgürlük Mücadelesi saflarına onlarca yiğit evladını gönderen ve birçok şehit veren yurtsever Barman’ın yiğit evladı Bengîn yoldaşımız, Kurdistan Özgürlük Mücadelesi saflarında hızla gelişen, militanlaşan ve komutanlaşan yoldaşlarımızdan oldu. Devrimci yaşantısı boyunca fedailer çizgisinde yürüyen Bengîn yoldaşımız, biz geride kalan yoldaşları için unutulmaz bir mücadele mirası bırakmıştır. Genç komutanımız fedai Bengîn yoldaşımızın ardında bıraktığı direniş bayrağı mutlaka zafere taşınacaktır.
11 Temmuz 2023
HPG Basın İrtibat Merkezi
Basına ve Kamuoyuna!
Heftanîn’de görevi başında iken 24 Haziran 2020 tarihinde gerçekleşen düşman saldırısında şehadete ulaşan fedakar ve emekçi komutan Cemil Cîlo yoldaşımızı şehadetinin yıl dönümünde saygıyla anıyoruz.
Cemil yoldaş, Botan’dan Qendîl’e, Colemêrg’den Kelareş’e, Heftanîn’den Gabar’a, Besta’dan Şirnex’e kadar 21 yıl boyunca nefes nefese ve hiç soluklanmadan Kürt halkının varlık ve özgürlük mücadelesi için çalıştı. Cemil yoldaşın, hesapsız devrimciliği, emekçi karakteri, fedakarlığı, moralli katılımı, temiz yüreği ve samimi yoldaşlığını daima kendimize örnek alacağız. Cemil yoldaşın mücadelesini büyütecek, anılarını yaşatacak ve amaçlarını mutlaka başaracağız.
Değerli ailesine, yurtsever Elbak halkına ve tüm Kurdistan halkına başsağlığı diliyoruz.
Cemil Cîlo yoldaşımızın kimlik bilgileri şu şekildedir:
![]() |
Kod Adı: Cemil Cîlo |
Cemil – Yalçın Keskin
Cemil Cîlo yoldaşımız, Wan’ın Elbak (Başkale) ilçesinin Hestan köyünde hayata gözlerini açtı. Doğal köy ortamında, kapitalist modernite etkilerinden uzak yurtsever bir çevre içerisinde büyüdü. Cemil yoldaşımız, Türk devlet okullarına hiç gitmedi, fakat kendi çabasıyla okuma yazmayı öğrendi. Köy ortamında tarım ve çiftçilikle, zozanlara çıkıp hayvancılıkla uğraştı. Cemil yoldaş, Kürt toplumsallığını binlerce yıl ayakta tutan ve bugünlere getiren güçlü toplumsal ahlak ve değerler temelinde yetişti. Devletçi uygarlığın, kapitalist modernitenin toplumları tüm değerlerinden boşaltan, anlamsızlaştıran, ahlakı zayıflatan, toplumsal ilişkileri dinamitleyen, kadında ve kadın şahsında tüm toplumda köleliği derinleştiren insanlık ve toplum karşıtı yaklaşımlardan uzak durdu. Bulunduğu çevrenin feodal toplum özellikleri Cemil yoldaşımızın üzerinde etki etse de, O diğer yanıyla ana tanrıçanın bozulmamış komünal ve demokratik toplum kültürüne hep bağlı kaldı. Cemil yoldaş, yüreği kötülük nedir bilmeyen, her daim insanlık, doğa ve toplum için en yararlı olanı düşünen bir insan olarak yetişti. Toprakla, tarımla ve hayvanlarla uğraşırken kurduğu doğal ilişki, onu kapitalizmin yapay ve tamamen çıkara dayalı pragmatik ilişkilerden uzak tuttu. Cemil yoldaş, büyük bir yaşam sevinci, insan sevgisi, doğa aşkı ve toplumsal duyarlılığı olan temiz ve doğal bir insan olarak karakter kazandı.
Kurdistan Özgürlük Mücadelesi’ni bilen, tanıyan ve yakından izleyen Cemil yoldaş, daima kendisini gerillaya yakın hissetti. Temiz yüreği onu mücadeleye ilgili hale getirdi ve güçlü bir yurtseverlik temelinde Partimiz PKK’nin bir taraftarı oldu. 1999 yılının 15 Şubat’ında Rêber Apo’ya karşı gerçekleştirilen Uluslararası Komplo ve bununla amaçlanan Kürt soykırım saldırısı, milyonlarca Kürt’ün öfkesine sebep olduğu gibi, Cemil yoldaşımızın yüreğindeki Rêber Apo bağlılığının şahlanmasına yol açtı. Çünkü Cemil yoldaşımız da kendisini hesapsızca feda ederek Rêber Apo etrafında ateşten çember oluşturan fedailer ve büyük bedeller veren halkımız gibi Rêber Apo’suz bir yaşamın Kürt halkı için ölüm ve soykırımdan başka bir anlama gelmediğini biliyordu. Kürt halkının kolektif kimliğini, iradesini ve önderliğini temsil eden Rêber Apo’yu doğru sahiplenmek, mücadeleye sahip çıkmak ve alçak komploculara en anlamlı cevabı vermek direnişi yükseltmekten geçiyordu. Cemil yoldaş da bu temelde hareket etti ve çok anlamlı bir gün olan Kürt halkının ulusal diriliş bayramı olarak da kutlanan, Şanlı 15 Ağustos Gerilla Hamlesi’nin yıl dönümünde, 15 Ağustos 1999’da gerilla saflarına katıldı. Devrimci yaşama attığı ilk adımı büyük bir günde gerçekleştirip daha anlamlı kılan Cemil yoldaş, Kurdistan doğası içinde büyüyen dağlı bir Kürt genci olduğu için hiç zorluk çekmeden gerilla ile bütünleşti.
Mücadele tarihimize Dörtlü Çete Pratiği olarak geçen ve Hogir çetesi şahsında PKK dışı pratikler ve tahribatlar, Cemil yoldaşımızın yetiştiği bölgede olumsuz izler bırakmıştı. Fakat Cemil yoldaşımız, gerilla saflarına katılıp PKK’yi tanıdığında, Önder Apo gerçeğini okuduğunda ve yoldaşlığına dahil olduğunda PKK hakikatini daha derinden ve bizzat tanıdı. Rêber Apo ve PKK hakikatini tanıyıp bilince çıkaran Cemil yoldaş, hesapsızca bu mücadelenin bir neferi olmaya çalıştı. Mahir Başkaleler’den Karadeniz dağlarının efsanevi komutanı Celal Başkale ve Avaşîn’in Girê Sor direniş kalesinin fedai komutanı Botan Başkale’ye, Elbak halkının bağrından çıkardığı yüzlerce yiğit militan ve öncü komutan özgürlük davamızda çok büyük roller oynadılar. Cemil yoldaşımız da bu yiğitlerle aynı çizgide yürüyen bir yoldaşımızdı.
1999’daki geri çekilme sürecinde Bakur’dan Medya Savunma Alanları’na geçti. Qendîl’deki gerilla pratiğine ve çalışmalara katıldı. 2002-2004 yılları arasında PKK içerisinde boy veren ihanetçi ve tasfiyeci eğilim, Hareketimize ruhsuzluğu yaymaya, inançsızlığı geliştirmeye, en soylu değerlerimizi dejenere etmeye, bizi Apocu düşünce ve yaşam tarzından uzaklaştırarak tasfiye etmeyi amaçlamaktaydı. Bu süreçlere bizzat şahitlik eden Cemil yoldaşımız, Önderlik, halk ve parti karşıtı olan bu tasfiyeci güruha asla kulak vermedi, Apocu militanlık çizgisindeki duruşunu koruyarak tavrını ortaya koydu. PKK’yi mücadele örgütü olmaktan çıkararak tasfiye etmeyi amaçlayan bu ihanetçilere karşı, mücadele çizgisini yükselterek cevap olunması gerektiğini bilen Cemil yoldaş, kendi öneri ve isteği üzerine 2003 yılında Botan’a geçti. 1 Haziran 2004 Atılımı’nın alt yapısını oluşturmak, Bakur’daki eylemlerin ön hazırlığını yapmak; hem tasfiyeciliği tasfiye etmek hem de soykırımcı düşmana cevap vermek üzere Colemêrg bölgesinde gerillacılık yaptı. 2003’ten 2007’ye kadar Colemêrg ve Wan bölgelerinde gerillacılık yaparak, bu coğrafyayı adım adım gezdi, ter döktü ve değer üretti. Cesareti ve fedakarlığıyla katıldığı her çalışmada ve eylemde rolünü oynadı. Bu süreçte öncü komutanlarımızdan Şehîd Mahir Başkale yoldaş komutasında görev alıp savaşarak büyük tecrübeler edindi. 2007 yılında saldırı helikopteri ile gerçekleşen düşman saldırısı sonucunda el ve ayaklarından yaralandı ve tedavi amacıyla Medya Savunma Alanları’na geçti.
Cemil yoldaş, tedavi olup iyileştikten sonra Apollo Akademileri’nde askeri ve ideolojik eğitim gördü. Bu eğitim sürecinde geçmiş yılların muhasebesini yaptı, özeleştirisini verdi ve güçlü sonuçlar çıkardı. Haki Karer Akademisi’ndeki eğitimini başarıyla tamamladıktan sonra Heftanîn’e geçti. 2008’den 2014’e kadar Heftanin bölgesinin her yerinde faaliyet yürüttü. Büyük küçük demeden her devrim görevine aşkla sarıldı, kesin başarı temelinde yaklaştı ve aldığı her görevin hakkını verdi. Uzun yıllar boyunca cephaneci olarak görev yapan Cemil yoldaş, mücadelemizin değerlerini korumak ve yoldaşlarının savaş ihtiyaçlarını karşılamak için büyük bir çaba sergiledi. PKK hareketinin bir mermiyi bulmak için ne kadar emek harcadığını ve bir silaha sahip olabilmek için ne kadar mücadele verildiğini bilerek hareket etti. Düşmana isabet eden bir merminin, amaca göre çalıştırılan bir silahın halkımızın özgürlük davasında oynadığı rolün bilincinde olan Cemil yoldaş, el attığı tüm işleri başarıyla tamamladı.
Cemil yoldaş, düşman okullarında okumamış olsa da PKK devrim okulunda çok şey öğrendi. Rêber Apo’nun kişilik çözümlemelerinden, Apocu ideolojinin külliyatından, Önderlik savunmalarından, şehit yoldaşlarının anılarından büyük dersler aldı. Tüm bunları devrim yürüyüşünün ana doğrultusu haline getiren Cemil yoldaş, asla mücadeleye ters düşmedi. Hakikat yolunun dürüst, bağlı, çizgiden sapmayan bir emektarı olarak mücadele etti. Cemil yoldaşın çocuk saflığındaki yüreği her daim yaşam sevinci dolu oldu, gülen yüzü ve moralli kişiliğiyle yoldaşlarına moral kaynağı oldu. Cemil yoldaşın bulunduğu hiçbir ortamda asla moralsizlik yaşanmaz, Cemil yoldaşın renkli kişiliğiyle sıcak ve samimi bir havaya bürünürdü. Cemil yoldaş, her ortamda bir moral deryası olup akar, tüm yoldaşlarını da kendine katarak coşku ve heyecanlarını büyütürdü.
Kurdistan dağlarında yaşamak da savaşmak da kolay değildir. Gerilladaki her bir yaşamsal faaliyet ve mücadele görevi büyük emek temelinde gerçekleştirilir. Bu yüzden her gerilla büyük bir sosyalist, halkının hizmetkarı, az imkanlarla örgütlendirilen özgürlük mücadelenin çağdaş dervişleri, büyük emekçileri ve fedaileridir. Cemil yoldaşımız, bulunduğu her alanda ve daima büyük emek sahibi olan, yaşama hesapsızca katılan, durmak nedir bilmeyen, yüksek bir tempoyla çalışan çok emekçi bir gerilla komutanıydı. Tek başına bir tim kadar iş yapan, çabası ve fedakarlığıyla değerler yaratan bir fedai idi.
Tüm gerillalar gibi sürekli olarak Bakurê Kurdistan’a geçerek soykırımcı sömürgeci TC’ye karşı savaşmak isteyen Cemil yoldaş, 2014 yılında yeniden Botan’a geçti. Doğduğu, ilk gerillaya katıldığı ve dört yıl boyunca pratik yürüttüğü Botan dağlarına dönmek Cemil yoldaşımızın yüreğinde tarifsiz bir sevince yol açtı. Moralli kişiliğiyle Botan’da bir coşku seli olup tez zamanda tüm yoldaşlarının sevgisini ve saygısını kazanan bir komutan oldu. Tim komutanlığından birlik komutanlığına, üslenme hazırlıklarından kuryeliğe, maliyecilikten cephaneciliğe kadar önüne çıkan her devrim görevine, günün ve dönemin tüm ihtiyaçlarına cevap olmaya çalıştı. Çalışmalardaki titizliği, ölçülerdeki tutarlılığı ve fedakarlığıyla tüm çalışmalarını başarıyla yerine getirdi. Besta’dan Gabar’a, Cûdî’den Herekol’a, Katolar’dan Colemêrg zozanlarına kadar Botan’da adım atmadığı, çalışma yürütmediği alan kalmadı.
Soykırımcı sömürgeci TC devleti, 2015 yılında Kürt halkına karşı topyekün imha ve soykırım konseptini devreye koyarak halkımıza ve hareketimize vahşice saldırdı. Kurdistan şehirlerine yönelerek en insanlık dışı katliamları gerçekleştirdi. Düşmanın gerçekleştirdiği bu saldırılara karşı Kurdistan şehirlerinde büyük bir direniş açığa çıktı. Mücadele tarihimize Özyönetim Direnişi olarak geçen bu süreç, YPS (Yekîneyên Parastina Sivil)’nin kurulmasına ve bu direniş sürecine öncülük etmesine yol açtı. Cemil yoldaşımız da tüm Kurdistan Özgürlük Gerillaları gibi halkımızın ve Kürt gençlerinin bu direnişine destek vermeye ve alt yapısını güçlendirmeye çalıştı. 2015-2016 yılının zorlu kış koşullarında Şirnex Özyönetim Direnişi için canla ve başla çalışan Cemil yoldaş, hiçbir fedakarlıktan kaçınmadı. İşgalci Türk ordusunun 14 Aralık 2015’te bizzat devreye girerek, tankları şehirlerin üzerine sürerek ellerinde birkaç ferdi silah olan Kürt gençlerine, yerleşim yerlerine ve halkımıza saldırması direnişi farklı bir boyuta taşıdı. Faşist Türk ordusu da bu saldırılara katılınca, Cemil yoldaşımız Besta’dan Şirnex’e geçerek Özyönetim Direnişi sürecine katıldı. Cemil yoldaşımız, erkenden Şirnex’li gençlerin ve halkımızın sevgisini kazandı. Türk devletinin ordusuna, çetelerine ve tüm paramiliter güçlerine sendromlar yaşatan Özyönetim Direnişi sürecinin öncü komutanlarından biri oldu. Türk devletine ağır darbeler vuran bu süreci tamamladıktan sonra 2016 yılının yaz aylarında yeniden Botan dağlarına döndü. Bir süre görev yürüttükten sonra tedavi amacıyla Medya Savunma Alanları’na geçti. Kürt halkının öz savunması olmadan asla kendisini koruyamayacağını, mücadelesini büyütemeyeceğini, varlığını garantiye alıp özgürlüğe ulaşamayacağını bilen Cemil yoldaş, YPS çalışmalarına dahil oldu. Öz savunma akademisindeki eğitim sürecine katıldı, özyönetim direniş sürecinin muhasebesini yaptı ve öz savunmanın büyütülmesi çalışmalarına katıldı.
Cemil yoldaşımız, yıllarca mücadele ettiği ve büyük emekler verdiği Heftanîn alanında görevi başında iken 24 Haziran 2020’de tarihinde gerçekleşen düşman saldırısı sonucu ağır yaralandı ve şehadete ulaştı.
10 Temmuz 2023
HPG Basın İrtibat Merkezi